"Otobüse dikkat et!"
Deena tam zamanında sağa döndü. Kızgın otobüs şoförü kornasına asıldı."Üzgünüm."dedi Deena Jade'e. "Farberson'ın arabasını takip etmekle fazla meşguldüm. Çizgiyi aştığımı farketmedim."
"Neredeyse geldik."dedi Jade.
"Paket hakkında haklıyım biliyorum."dedi Deena. Işıkta durdu.
"Maskeyi ve kanlı tişörtünü saklaması gerek, değil mi?"
"Evet."dedi Jade.
"Bayan Morrison onun için bunları saklayacak en mükemmel kişi."
"Evet, belki."dedi Jade. "Telefonda ona daha fazla evinde tutamayacağını söylediğini duydum. Alması için yalvardı. Belki de haklısın Deena. Belki de o paketin içinde maske vardır."
"Eğer haklıysam, bu aradığımız kanıt demektir."dedi Deena. Uzun süre sonra ilk kez gülümsedi. "Polise gerçeği söylediğimizin bir kanıtı ve Chuck özgür kalır."
"Whoa, yavaşla."
"Ama, bu konuda çok heyec-"
"Hayır, demek istediğim dur."dedi Jade. "Restorana geldik. Önüne park etti."
Deena frene asıldı. Şansına arkasında kimse yoktu. Caddenin karşısında bir park yeri gördü. Kamyonetin geçmesine izin verdi ve geniş bir U-dönüşü yapıp, arabayı oraya çekti. Sonra kızlar arabadan indiler ve otobüs durağının arkasına geçtiler.
Farberson'ın arabasından atlayıp kilitlemesini izlediler. Kolunun altında kahverengi paket vardı. Kaldırım kenarındaki çöp dizisine doğru ilerledi.
"Harika!"diye fısıldadı Jade. "Eğer onlardan birine atarsa, o içeri girdikten sonra alabiliriz."
Ama birkez daha Farberson fikrini değiştirdi. Paketi diğer eline aldı ve geri dönerek restoranın yanındaki dar sokağa yöneldi.
"Hadi ama- onu takip etmeliyiz."dedi Jade. İki atarafa bakıp karşıya geçtiler.
"Ama-ama bizi görecek."dedi Deena ağlar gibi, onu takip ediyordu.
"Duvarın arkasında kal."diye uyardı Jade.
Duvara yaslanarak Farberson'ı restoranın arkasına doğru takip etti. Binanın kenarında durarak onun küçük, çimentodan duvarla kaplı bahçenin içine girmesini izlediler.
Uzun, sarı bir çöp kutusu vardı bahçede. Farberson onu görebilecek birini arar gibi etrafını taradı. Jade ve Deena kendilerini tuğladan, pis duvarın arkasına gizleyip nefeslerini tuttular.
Farberson paketi çöpe attı ve sonra hızlıca bir kapıdan restorana girerek gözden kayboldu."Hadi gidip alalım."diye fısıldadı Deena. Neredeyse heyecandan titriyordu. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki nefes almak zor geliyordu.
"Şşş.. Bekle biraz daha."dedi Jade arkadaşını gerisinde tutarak. "İçeri gittiğinden emin olalım."
Dakikalar kızlara sonsuz gibi geldi. Bahçenin tamamen boş olduğundan emin olduktan sonra birbirlerine bakarak onayladılar.
Bahçeye giden yolun yarısındayken bir ses duydular. Kızgın bir ses "Hey-Ne yapıyorsunuz?"dedi.
Deena durakladı. Kalbi aniden durmuş gibi hissetti. Beyaz önlük giymiş iki adam sebze doğrama tahtası yanında duruyorlardı. Onlardan birisi -onlara seslenen- kapı kenarında duruyordu."Uh- buranın giriş olduğunu sandık."dedi Jade. Olabildiği kadar hızlı düşünerek.
Adamın ağzında bir kürdan vardı ve gözleri ikisine şüpheyle bakıyordu. "Kapalıyız."dedi. "Öğle yemeği vermiyoruz." Kürdanı tükürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA - Türkçe Çeviri
HorreurBir şaka olarak başladı. Ve cinayetle sonuçlandı. Rl Stine'in Fear Street serisinden bir kitap olan "The Wrong Number" çevirisi. Tür: Korku/Gerilim