1.6

96 65 7
                                    

Her önemiyormuş gibi yapan önemsemez.

" Nerdesin sen ? Korumasız dışarı çıkmaman gerekti."

" Sanane, senin sözünden çıkmamam lazım ama artık yeter ya ben istediğim şeyi yaparım 21 yaşında genç bir bireyim. Senin evladın olabilirim ama çok sıkma beni, bırak ya bırak!"

Dedim ve odama çıktım olan şeyleri kafamda tartmama gerek bile yokturdu. Beni kurtarmış olabilir herşey olabilir ama yardım etmesi, beni kurtarması ona hemen güvenmem gerektiğinin kanıtı değil. Zaten karşılaşmayız bilene. Dedim kendi kendime ve instagrama girdim. Bayadır girmediğim için mesaj bölümünden yüzlerce mesaj vardı ama hiç birini umursamadan, boynuma fular taktım ve fotoğraf çekip hikayeme attım. Altına ise şunu yazdım.

Belki bir şeyler için geç kalıyoruz, hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor o yüzden sahip olduğunuz şeylerin kıymetini bilin.

Yazdım ve storime attım, uzun süredir sosyal medya hesaplarıma girmiyordum, arkadaşlarıma bile yazmıyordum. Kimi benim hakkımda hikayesinde bahsetmiş kimi mesaj atmış hiçbirini önemsemeden çıktım instagramdan. Her şeyi artık eskisi gibi takmıyorum. İnsanları, babamı... Kısaca her şeyi.

Bu zamana kadar merak ettiğim bir şeyi araştırmak istiyordum ve yarın onu araştıracaktım yada en kısa sürede. Annemin nasıl öldüğü ? Yada intihar ettiyse bunun sebebini. Arkasında her kim varsa onu bulup cezasını verecektim yada polise teslim edecektim.

" Sema !"

Olay şimdi başlıyordu Sema, sabır çek ve aşağıya in. Allah'ım sen bana sabır, dayanma gücü ver yarabbi amin. Bunları içimden Deyip boynundaki fulara baktım, herhangi bir iz görünmüyordu. Derin bir nefes aldım ve yavaşça kapıya doğru gittim, tam kapıyı açacakken babam girdi içeri. Gözlerinden anladığım kadarıyla nefret, korku, kin, ölse de kurtulsam gibi şeyler gördüm belkide yanılıyorumdur.

" Efendim?"

Gözleri gözlerime bakıyordu, sonra ise boynumdaki fulara kaydı gözleri.

" Boynundaki ne?"

En nefret ettiğim şeyi yapıyordu soruma, soru ile karşılık veriyordu.

" Boğazım ağrıyordu, fular taktım."

" Emin misin?"

Dedi tek kaşını kaldırarak yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. Evet anlamında başımı salladım, yalanı seven biri değildim ama geçen sefer ki gibi olacağını biliyordum. Bana yine deli muamelesi yapacaktı. Bende bu yüzden yalan söylemeyi tercih ettim. Bir sefer kaldırdım ama ikinci sefer kaldıramazdım.

" Yüzüme bak!"

Dedi sert bir ifadeyle, gözlerimi boş fayanslardan çekip yüzüne baktım.

" Ne?"

Dedim, yaptığı şeyi unutmamıştım. Unutamazdım da çünkü yaptığı şey, affedilir bir şey değildi.

" Yalan söyleme bana!"

Dedi ve elini kaldırdı, gözlerim sadece elindeydi. Yapmadığı tek şey tokat atmaktır onuda yapsaydı tam olacaktı. Her şeyi silecektim, genelini zaten sildim az bir anımız kaldı onuda silsem bitecekti.

" Atsana tokat, kaldırdın o eli bir kere vurda tam olsun."

Dedim yüzümde sadece tek bir ifade vardı nefret. Bana deli dediğinde bilene bu kadar kötü olmamıştım. Başkalarının yanında ağlamayı seven biri değilim ama çok doldum ve gözlerim doldu. Elini yumruk yaptı ve indirdi ama ben bu günü bu saati aklımın bir köşesine kazıyacaktım. Yanından geçtim ve kapının oraya gittim, beni kurtaran çocuğu görmemle çivilenmiştim oraya, demek ki korumaymış ondan korumuş seni Sema. Kafamı iki yana salladım ve diksinircesine baktım çocuğa. Yavaş adımlarla merdivenden indim dışarı çıktım. Annemin köpeğini görmemle yanına gittim burada çalışan eski Zeynep abla demişti,

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin