1.1

142 97 13
                                    

Zaman her şeyin ilacıyken, bana niye ilaç olmadı?

Bana oturmam için gösterilen yere oturdum. Bir kaç saniye etrafa baktım, insanların yüzüne baktım ama sadece boş gözlerle.

"Merhaba Sema hanım, nasılsınız? Daha iyi misiniz?"

"Evet iyiyim."

"Başlıyalım mı o zaman?"

Kafamı olumlu anlamda salladım ve derin bir nefes aldım, gözlerimi zemine dikip, anlatmaya başladım.

"Ben dün iş yerimden çıktım acele ederek gidiyordum, birine çarptım ve yere düştüm onun etkisiyle başımı yere çarptım ve hasta hanelik oldum. Akşam saatlerinde dışarı çıktım yağmur çok yağdığı için sırıl sıklam olmuştum, yine onu gördüm yanıma geldi konuştuk dalga falan geçti, sonra beni evime bıraktı. Bu sabah evime girmiş doktor uyumamamı dedi ama ben birkaç saat uykuya dalmışım o arada da işte o evime girmiş nasıl girdi bilmiyorum başımda duruyordu ben şaşırdım ilk birde başımın altındaki yastığı almıştı korktum açıkçası,

'Bu saatte rahatsız etmek istemezdim, ama seni merak ettim.'

Dedi, bende konuşmaya başladım.

'Ne işin var burada Can? Nasıl evime girdin? Elindeki yastık benim-'

Demeden konuşmaya başladı.

'Belki de seni öldürmeye geldim.'

Bunu dedikten sonra yastığı yere attı ve yanıma doğru yürümeye başladı ben bağırdım ama kimse gelmedi. Sonra ellerini boğazıma doladı benimde sesim kesildi, gözllerim karardı, nefes alamıyordum, boğazım acı-yanma arası bir yerdeydi ben orda dedim ki ben öldüm daha kimse gelip yardim etmeyecek bana, sonra kapı birden açıldı tanımıyordum gelen kişiyi.

'Sen ne yaptığını sanıyorsun Can? Planımız bu değildi.'

Bunu dedi ama ne planı bilmiyorum sonra bana doğru geldi, git dedim gitmedi ve benim bileğimden tutup dışarı götürdü nereye götürüyordu bilmiyorum. Bırak bileğimi dedim bırakmadı 'Ölmek mi istiyorsun? ' dedi.Bende orada birkaç şey söyledim. Sonra kolumu tutuşunu gevşetti bırak dedim bırakmadı bende bağırdım ve "

Dedim sustum. Polis tek kaşını kaldırarak,

" Ve?"

Dedi derin bir nefes aldım, her anını bir bir yaşıyordum.

"Beni tehtit etti 'Seninle işim bitmedi' diyerekten."

Dedim sustum derin bir sessizlik olmuştu ta ki arkamdan gelen sese kadar.

"Kızım."

Endişeli bir sesle demişti bunu, affetmem derdim ama şu an babama o kadar ihtiyacım var ki anlatamam ayağa kalktım ve yanına gittim, kafamı göhsüne koydum ve tekrar ağlamaya başladım. Yaşadığım korku, özlem artık ağır basıyordu. Beni alıp götürse olur muydu? Bilmiyorum ama gitmek ve bir şey sorulmasın, cevaplamayayım istiyordum.

'Baba ben özür dilerim, Kaan benim tanıdığım Kaan değilmiş. Özür dilerim affet baba. Kaan beni kullandı dediğin şeyler çıktı bir bir. '

Demek isterdim ama demedim, diyemezdim. Yüzüm tutmazdı.

"İyi misin kızım? Haberini alır almaz hemen geldim, nasıl geldim bilmiyorum prenses'im."

Prenses'im demesini bilene çok özlediğim babam karşımda ama ben sadece ağlıyorum neden hep benim başıma geliyor ki? Her şeyi sorguluyorum ama herhangi bir cevap alamıyorum.

"Prenses'im iyi misin?"

Kafamı hayır anlamında salladım, nasıl iyi olabilirdim ki? Birşey demeden tekrardan ayrıldım beni bırakmıştı bunu hemen unutamazdım. Unutmamalıydım, göz yaşlarımı sildim kalktığım yere geri oturdum, sakin kalmalıyım ve ani tepkiler vermemeliyim. Gözlerimi tekrardan zemine diktim.

"Sema hanım öncelikle şikayetçi misiniz?"

Ayağa kalktım ve bağırmaya başladım.

"Ya siz ne diyorsunuz? canıma kast ediyorlar, evime zorla giriyorlar siz burada bana 'Şikayetçi misiniz?' diyorsunuz."

Nefes alamıyorum artık boğazım yanmaya başladı, gözlerimdeki yaşlar tekrar akmaya başladı. Sakin kalmaya çalışırken, polisin dediği cümle 'Şikayetçi misiniz?' olmuştu.

"Sakin olun Sema hanım bizde burada işimizi yapıyoruz, öncelikle robot resmi çizilecek, sonra ise hasta haneden darp raporu alacaksınız."

Herhangi birşey demedim hâlâ sinirliydim, bir insanın canına, malına zarar veriyorlar polisler ise sadece şikayetçi misiniz? Diyor, adalet mi bu? Canıma, malıma zarar verecek ben sesimi çıkarmaacağım susacağım. Rüyalarında görürler her insan gibi bende hakkımı arıyacağım. Babaların yanından biraz uzaklaştım ve ellerimle şakaklarımı ovmaya başladım. Babam polisle bir şeyler konuşuyordu yanlarına yaklaştım.

"Polis bey Sema sinirli şu an, o yüzden mantıklı karar veremiyor."

"Ne! Sen ne diyorsun sözde babamsın bana bas baya deli diyorsun git buradan seni görmek istemiyorum ne ölüme, ne dirim'e, ne ölüne, ne dirine!"

Dedim ve karakoldan çıktım herşey üst üste geliyordu öz babam bana deli muamelesi yapıyor. Neden peki şikayetçi olmamı istemiyor? Bu işin içinde yine bir iş vardı. Herhangi bir banka oturdum ve düşünmeye başladım haber nasıl aldı? Neden o adamdan şikayetçi olmamı istemiyor? Peki neden şimdi geldi? İstemiyorum artık nereye giderse gitsin beni bıraksın ölsem mezarıma gelip; çok severdim, canım kızım, prenses'im demesin.

"Sema, kızım yapma böyle be-"

"Sen ne baba? Sen içerde bana deli muamelesi yaptın, ben de sana diyeceğimi dedim içeride artık önemi yok ama beni serbest bırak ölsem bile mezarıma gelip ağlama."

Dedim ve bank'tan kalkıp içeriye girdim ve memurun karşısına oturdum. Ama yüzüne bilene bakmadım, sadece yerdeki zemini izliyordum. Zemine konuşuyordum sanki.

"Şikâyetçi değilim ama ben koruma istiyorum can güvenliğim yok."

Bir çırpıda dedim ve arkama yaslandım göz yaşlarımı sildim.

"Babanız sizin için koruma tutacaktı."

"O adamın hiçbir şeyini istemiyorum, ben farkındaysanız 21 yaşındayım babamı mı dinliceksiniz? Beni mi?"

Polisin sesi de kesilmişti kalp kırmaktan nefret ediyorum, ama ben kaldıra biliyorsam herkes kaldıra bilir. Önce zemindeki gözlerimi çektim sonraya ayağa kalktım.

Tuhaf olan şu ki artık kimseyi dinlemiyordum 'Benim hayatım, benim tercihlerim.' 1 yıl içinde bunu çok iyi anladım. Hayat yaşadıkça anlaşılan bir şey ilk zorlukta bir insan kendini öldürmek istiyorsa o kişi çok zorluklar yaşamıştır ama ölüm her zamanki gibi bir çözüm değil. Ölüm dile kolay olan bir şey yapan var canına kıyan, intihar eden ama şunu unutuyorlar bu dünya'nın diğer dünyası'da var.

Tekrardan karakoldan çıktım şimdi roller değişmişti o pişman, ben haklı nasıl bir duyguymuş yaşasın, kimse yaşamdan görmeden bilemez hiçbir şeyi. Artık acımayacaktım kimseye, kim nasıl davranmamı istiyorsa öyle davranacaktım. Herkes kendisi için yaşıyor, kimse kimsenin günahını - sevebını alamaz bende kendim için yaşayacağım. Onu yapma Sema insanların kalbi kırılır, bunu yapma Sema insanların kalbi kırılır kimsenin kalbi kırılmasın, üzülmesin diye hep ben üzülüp, kırıldım, artık onlarda sıra, ben bu yaşananları kaldıra biliyorsam herkes kaldıra bilir.

İçimde herkese karşı anlamsız bir şekilde birşey hissediyordum, acıma mı? Yoksa intikam mı? Çözemedim.

Adımlarım korkakça ve yavaştı, insanlar tuhaf tuhaf bana bakıyor bense sadece önüme bakıp yürüyorum insanlardan, yaşamaktan yorluldum kabul ölmekte istiyorum ama bugün her kim olursa olsun ne yaşarsam yaşayayım anneme verdiğim sözleri unutmayacağım, her kışın sonunda bir bahar gelir sabretmem lazım. Babamın bana hala deli muamelesi yapmasına hala inanamıyorum. Bir insan neden öz kızına deli derdi ki? Hayatımda hep annem olmamıştı, babam vardı. Ama babam beni iki saniyede deli yapmıştı. Ve canımı bile verebilecek olduğum babam'a gözümden düşmüştü.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin