25.|Kamp|

53 13 57
                                    

"Ben olmasam ne olurdu bu haliniz?"

Sinirle çay koyduktan sonra tabureye geçip oturdum.

"Ben üşüyorum aşkolar" dedi, Soobin titreyerek.

"Ulan salaklar kabul etmeseydiniz o zaman kamp işini!"

Sinirliyim

Kamp yapmak için üç gün önceden konuşmuşlardı. Gece yapma fikri her ne kadar beni çekindirsede mecbur kabul ettim.

Ne yani evde boş boş oturup Taylan'ın resimlerine mi baksaydım?

"O değilde ateş biterse ne yapacağız?"

"Gençliğimi yakarsınız." Allahverdi'nin sorusuna Nursena'nın cevabı beni güldürsede ben de üşümüştüm.

"Şaka bir kenara ben de üşüdüm."

Cevabımdan sonra Taylan ayağa kalkınca herkes ona döndü.

"Nereye beyaz atlı prens?" Alayla soruma aynı şekilde baktı.

Sinir yükleniyor

"Bir kaç odun bakıcam."

Herkes onaylarken arkasından bağırdım.

"Dikkatli ol!"

O gözden kaybolurken biz de konuşmaya başlamıştık.

(***)

Taylan'ın koşarak gelmesine aniden ayağa kalktım.

İnşallah bir taraflarını ayılar kovalamıştır..

"Taylan iyi misin kardeşim?" Kutay korkuyla ayağa kalktığında benden hâlen daha ses çıkmamıştı.

"Ormanda biri var!" dedi, fısıldayarak.

"Ne?" dedim, şaşkınlıkla.

Mazhar sakince ayağa kalktı ve hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya başladı.

"Orman burası illaki hayvan olur."

Hadi insanı da geçtim hayvan olması ne kadar normal?

"Hayır hayvan değil!" dedi, Taylan sinirle.

"Belki bizim gibi biridir." Zeki korkmuştu ama belli etmiyordu.

Nursena ve Soobin birbirlerine bakıp Taylan'a döndü ve başlarını sallayarak Zeki'yi onayladılar.

"Hayır!" Taylan'ın büyük kararlılıkla konuşması benim kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Emin olmanı sağlayan nedir?"

Oğuzhan çok mantıklı konuşuyor..

"Çünkü o kişinin elinde ne varsa bir yerlere vuruyordu."

Kimse ses çıkarmazken mızmız bir tonda tekrar konuştu.

"Hadi ama gecenin bu saatinde kim ormanda bir şey kazar?!"

Cümlesini bitirir bitirmez çantalara yöneldi ve eşyaları koymaya başladı.

Klasik?

Diğerleri de aynı şeyi yapmaya başlayınca dikilmemi faydalı bulmayıp Taylan'ın yanına koştum.

"Sen dediklerinde ciddi misin Taylan?"

Kaşlarını çatarak bana döndü.

Sinirli miydi?

"Ciddi olmayan bir halimi mi gördün?"

"Peki, kızma." diyebildim kısık bir sesle.

Elindeki çantayı yere bırakarak bana döndü.

Omuzlarımdan tuttu ve tam gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Bak Adın, ormanda ne olduğunu bilmiyorum ama tek bildiğim bir şey var."

Ciddiyetle onu dinliyordum.

Gözlerim yeri bulduğunda omzumdan hafif sıkmasıyla anlayıp tekrardan onun gözlerine baktım.

"Hepinize değer veriyorum Adın," gözleri anlamlı bakarken burnunda olan kızarıklık ile şu an sizin karşınızda olsaydı yanaklarını sıkardınız.

"Acele edin!" Kutay'ın kısık sesle seslenmesiyle ona döndüm.

O hâlen daha bana bakarken

"Hepinizin değeri büyük, ama sen başkasın." dedi net bir şekilde.

Kesin bana aşık..

Çantayı omzuna asarken ben de orta yere gittim. İki dakika Taylan'ı dinleyeyim demiştim bizimkiler ortalığı toplamışlar.

Olucak iş mi kardeşim!

Hepimiz ortada buluşurken Allahverdi bir ümitle konuştu.

"Ya belki başka bir şeydir, neden hemen gitmemiz gerekiyor ki?"

Tam o anda bir ses duyuldu.

Tabi o sesle kalbim de durdu.

Durmamıştır o, dursaydı yerinde duramazdın..

Peki, kötüydü.

Acı verici bu ses hepimizi şok ederken ağaçların arasından görünen ışık bize bir işaretti.

Herkes birbirine bakarken şok bir tınıyla Soobin konuştu.

"Canınız için kaçın!"

Bu kadar ciddi olacağını düşünmezdim..

Onlar koşmaya başlarken en arkada ben kalmıştım.

Son çayı doldururken taşa takıldığım için bacağıma kramp girmişti ve şu an doğru düzgün koşamıyordum.

"Allah, Allah, Allah, Allah!"

En önde Allahverdi koşucular gibi koşarken arkada onlara saydırmakla meşguldüm.

Adamın bizi bulacağı yoksa da bu sesten bulabilirdi.

"Ulan Allah'ın cezaları insan beni bırakır mı arkada!"

"Oğuzhan salağı bari sen de Emir amcayı ara!"

Oğuzhan nefes nefese bana cevap verdi çok geçmeden.

"Hayatım şu konumda bırak babamı telefon bile diyemem."

Saçlarıma yapraklar doluşurken ben de ona cevap verdim.

"E ama dedin."

Taylan koşup yanıma geldi ve birden kucağına aldı.

Şaşırdınız mı?

Şaşırmayın, çünkü öyle bir şey yapmadı.

Ben ona yetişip sırtına atladım.

Şaşkınca bana bakarken tatlı olarak lanse ettiğim bir gülüşle cevabımı verdim.

"Ölürken de beraber aslan parçası."

~~~

Arkadaşlar romantik olamıom!!!

Allahverdi'nin koşuşunu gözünüzde canlandırınca harbi komik oluyor, biraz böyle bir karakter ya; '💅'

Romantik ve komik olmuşcasına okuyun..

Düzenlendi



ʟɪꜱᴇ ᴀʀᴀꜱı •ʏᴀʀı ᴛᴇxᴛHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin