Odanın içini dolduran sesle genç adam yerinden sıçrayarak karısının dudaklarına avucunu bastırdı.Ne yapıyordu bu kadın saatten de mi haberi yoktu kafayı mı yemişti.
"Ulan saatin farkında mısın sabah dörte geliyor niye bağırıyorsun." Destanın dudakları adamın avucu altında kıvrıldı ama uyarmıştı kocası onu ciddiye almamıştı.
"Destan senin hamileliğin hiç çekilmiyor." diyerek yavaşça elini kadının dudaklarından çekti Destan omuz silkerek dudaklarını kıvırttı.
"Sende benimle ilgilen o zaman." dediğinde Avaz affaladı ne demek benimle ilgilen zaten ilgilenmiyor muydu haftada 6 gün işe giderken artık 4 e düşmüştü 7/24 karısının dizinin dibinde mi olacaktı.
"Çocuk musun sen?" Tek kaşı hava da dik dik kadına baktı Destan tavrından ödün vermeden gelişi güzel cevaplıyordu kocasını.
"Çokta büyük sayılmam ne var benimle otursan sohbet etsek." Dudaklarını büzdüğünde Avaz sinirden kahkaha atmamak için kendini zor tuttu.
"Kurbanın olayım senin sohbetlerin normal değil ki hayır çocuklar hakkında konuşuyoruz sohbetin üçüncü dakikasında beni her halimle seviyor musun diyorsun cevap veriyorum inanmıyorsun beş dakika geçiyor çok kiloluyum diyorsun hayır kilolu değilsin desem yine inanmıyorsun gerçeği söylesem ağlıyorsun çocuklar gibi sen söyle nasıl seninle sohbet edeyim."
Adamın isyanı karşısında Destan kaşlarını çatarak kocasının söylediklerine takıldı gerçekten de bu kadar çekilmez miydi?
Şu an aşırı derecede kendine şaşkınlıkla bakıyordu.
"Bu ben miyim?" dedi emin olmayan bir tonla hayır bu cidden kendisi olamazdı. Destan kim Destan kim aralarında dağlar kadar fark vardı.
"Ama benim suçum yok." diyerek karşı çıktı kocasına. "hamilelik hormonları yüzünden." İlk bulduğu bahaneye sığındı lakin bir yandan da haklıydı bazen hormonları kendisini bile şaşırtıyordu.
Avaz gülerek alt dudağını ısırdı hamile kimseyi görmese inanacak. "Leyla da hamile ama."
"Benimki ikiz." diyerek üste çıkmaya çalıştı ki başardı da. "Ayrıca Hebun Leyla'nın bir dediğini ikiletmiyor."
Avaz hayretler içinde kadının yüzüne baktı ciddi olmazdı bunu söylerken yaptıklarını inkar mı edecekti?
"Ne yani ben senin dediğini yapmıyor muyum elinde oyuncak oldum habire bir yere gönderiyorsun ve nedense en ilginç şeylere aş eriyorsun Allah aşkına toprağa aş ermek ne ya."
Destan elini yavaşça kocasının yanağına indirdi yüzü kızgın bir ifadeye büründü. Bu adam şimdi dalga mı geçiyordu ne varmış toprağa aş erdiyse?
"Ama ben ne yapayım canım istedi." derken gülmemek için dudakları ısırıyordu. Cidden o gün tam rezaletti Avaz gidip bir avuç toprak getirmiş herkes merakla Destana bakmıştı yiyecek mi diye ve herkesi şaşırtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESTAN/TÖRE
General Fiction"Sen benim Kürtçe öğretmenim ol." Genç adam tek kaşını kaldırdı. "Karşılığında sen bana ne vereceksin?"diyen adam ile genç kadın her iki elini kocasının göğsüne koydu. Dudakları hafif yukarı kıvrıldı. "Ne istersen onu." Avaz çapkın bir gülüş ile...