Özel Bölüm

2.3K 263 14
                                    

2 yıl sonra tekrardan merhabalar Destan severler:) umarım hepiniz çok iyisinizdir:)

Size ufak bir özel bölüm yazdım keyifli okumalar:)

Bana baharı getiren kadın ben seni her dilde seviyorum, ama en çokta Kürtçe seviyorum..

Onlar hayatın getirdiği her zorluğu beraber göğüsledi. Avaz hayatına aldığı kadını tahmin edemeyeceği kadar çok sevdi. Çocuklarına anne olan kendisine baharı getiren kadın onun her şeyi oldu. Dönüp baktığında içinde en ufak bir pişmanlık dahi yoktu. Her şey olması gerektiği gibiydi. Koçbar ailesi yine her şeye rağmen mutluydu.

"Adar dur artık." Kahvaltı masasının etrafında koşuşturan küçük velet herkese illallah ettirmişti. Avazın gür sesi bile artık bir etki yaratmıyordu.

Destan kucağındaki kızına süt içirirken, durmak bilmeyen oğluna bir kere daha uyarıda bulundu. "Adar anneciğim babanı dinler misin?"

"Dersimle takılmasına izin verirsen tabi dinler beni annesi?" Kıstığı gözleri karısını bulurken sesindeki ima gitmesi gereken yere gitmişti. Destan kızgın bakışlarını kocasına çevirerek cevabını geciktirmedi.

"Oğlumun amcası niye takılmasına izin vermeyecekmişim?" Avzer ağa ve Hevidar hanım ise mutlu bir ifade ile çocukları izliyordu. Torunlarına karşı ikisi de fazlasıyla yumuşaktı bazen Destan bu durumdan şikayetçi oluyordu.

Onlar yüz verdikçe Adar ve Rona şımarıyordu. Aslında Adar bir tık fazla şımarıyordu çünkü Dersim yüzünden bu hale gelmişti.

"Ben size dedim demi bize bir tane Dersim yeter diye." Usanmış bir tavırla gömleğinin yakasından tutup hafifçe salladı genç adam. İstemediği ot burnunun dibinde bitermiş öyle olmuştu Adar ve Dersimin durumu.

"Yaw yine beni çekemiyorsunuz değil mi?" Avluyu saran genç adamın pozitif sesi ile Avaz gözlerini devirerek sıkıntılı bir nefes verdi dudakları arasında. Dersim yerine geçip oturduğunda kollarını açtı yeğenine. "Adar amcam gel yanıma." Adar koşarak amcasının kucağına giderken Avazın kaşları şaşkınlık içinde havalandı.

Yüz ifadesi öyle bir hale geldi ki Destan kahkaha atmamak için dudaklarını sıkı sıkı birbirine bastırdı. Adar gerçekten de amcacıydı. Tam bir saattir oğluna durmasını yanına gelmesini istiyordu ama oğlu asla dinlemiyordu ama Dersimin tek lafına geliyordu

Dersim 1 aylığına tatile gelmiş, geldiğinden beridirde Adarı kendisine benzetmişti. Bu durum Avaz dışında kimseyi rahatsız etmiyordu.

"Oğlum sen ne zaman gidiyorsun lan?" Ağzından çıkan kelimeler Dersim tarafında şaşkınlıkla karşılandı. Daha düne kadar elin gavur ülkesine  gitme diye ortalığı ayağa kaldıran abisi şimdi git diyordu.

"Ağabey hatırlatırım daha dün gitme diye ağlıyordun."

Avaz kendisinden şüphe duyarcasına işaret parmağıyla göğsüne dokunarak konuştu. "Ben mi?" Dedi şaşkınlığın hüküm sardığı sesi ve bakışları ile. "Ağladım ben gitme diye lan yalan ağzına yuva yapmış." Dediğinde Dersim ağzını şaşkınla aralayarak yengesine döndü.

"Yengem kurban olduğum sen söyle ağabeyim ne yaptı?"

Avaz kaşlarını havalandırmış kardeşinin sorusuna eşlik ederken bakışları karısının üzerine döndü. Bir umut karısının kendisinden yana olacağını düşünmek istedi. Ancak biliyordu ki Dersim ve Destan yan yana geldiğinde gözleri kimseyi görmezdi. Sadece ikisi de birbirini savunurdu.

"Dersim haklı demek istemiyorum ama dibine kadar haklı." Dediği anda Avaz ayağa fırladı.

Hızla annesi ve babasına döndü. "Şunu gönderin yoksa kardeş katili olacağım çoluğum çocuğum var." Dedi öfke ve kızgınlık dolu sesiyle. Evet ilk zaman gitmesini istememişti ama artık umrunda değildi.

DESTAN/TÖRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin