Avazın kaşları çatıldı yavaşça oturduğu yerden kalktı. bir iki adımda yüzü değişen kadının yanına vardı tam karşısında durdu.
"Melih?" Destanın zikrettiği ismi merakla ve sert sesiyle tekrarlamıştı. Anlamadığı bir şekilde içinde bir yerlerden kıskançlık hissi belirmişti.
Destan kara gözlerini bir saniye olsun kocasının Ela gözlerinden almadan öylece kalmıştı. ne devam edebilmişti ne bir harekette bulunmuştu yüzünde mimik dahi oynamadı.
Kocası kendisine öyle bir bakıyordu ki nefesini iki dudağının arasına hapsetmiş öylece durmuştu.
"Döndüm Destan seni görmek istiyoru-" Melihin sözü bitmeden Destan telefonu kapatmış kulağındaki telefonu yavaşça indirmişti parmakları arasında sıkıca tuttuğu telefonu az daha kıracaktı..
"Melih kim Destan?" tekrar sorusunu göndermiş lakin bir cevap alamamıştı. bir adım daha atarak karısının dibine kadar girmiş Destanın kalp atışları hızlanmış birden bir titreme meydana gelmişti.
"Arkadaşım." diyebilmişti. genç adamın kaşları öyle mi dercesine havalandı. Destan dudaklarını birbirine sıkıcı bastırıp öylece kalmıştı.
Melih eski erkek arkadaşıydı bundan 1.5 yıl önce Amerika'ya gitmiş bu sebeple ayrılmak zorunda kalmışlardı. O günden sonra ikisi birbirini hiç görmemiş seslerinin bile duymamışlardı.
Ama şimdi birden çıkıp gelmesi ve Hande hanımın yanına kadar gitmesi Destanın hoşuna hiç gitmemişti.
Avazın şüpheli bakışları hala kadının üzerinde gezinirken Destan seslice yutkunarak bir adım gerilemek için hamle yapacakken Avaz karısının ince bileğini parmakları arasına alıp kendine çekmiş ikisi burun buruna gelmişti.
Destanın gözleri irice açılmış nefesini tekrar dudakları arasına hapsetmiş gözlerini kocasının gözlerine dikmişti.
"Demek arkadaşın." kaşlarını çatarak devam ettti. "Nasıl bir arkadaş? Normal Yoksa?"
Destan sırıtarak başını iki yana sallamıştı. Biraz daha öyle durursa nefesi kesilebilirdi. Tuttuğu nefesini bırakmaya da niyeti yoktu.
Eğer dudakları aralanırsa ters bir cevap verebilirdi. Zaten eski bir şeydi Melih gittikten sonra Destan bir kaç hafta ağlamış depresyona girmiş daha sonra da kendini toplayarak ortamlara dönmüştü.
Avaz karısının yaptığı şeyi fark edince gözlerini irice açıldı. Manyak mıydı bu kadın amacı neydi? "Destan nefesini bırak ölmek mi istiyorsun."
"Sen zaten Melihi öğrendikten sonra ben kendime ölümlerden ölüm beğeneceğim." İç sesi devreye girmiş kulak verdiği iç sesiyle yüzü ağlamaklı bir şekil almıştı.
Genç kadının yüzü kızarmaya başlarken Avaz bileğini bırakıp ellerini yanaklarına koyup Yavaşça vurmuştu. "Lan bıraksana nefesini!"
Sorduğu soruya cevap vermemek için böyle yaptığını anlamıştı zaten ama biraz daha böyle kalırsa ciddiden tahtalı köyü boylayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESTAN/TÖRE
Ficción General"Sen benim Kürtçe öğretmenim ol." Genç adam tek kaşını kaldırdı. "Karşılığında sen bana ne vereceksin?"diyen adam ile genç kadın her iki elini kocasının göğsüne koydu. Dudakları hafif yukarı kıvrıldı. "Ne istersen onu." Avaz çapkın bir gülüş ile...