Gecenin Bi vakti damladım buraya
Yaklaşıyoruz finale ve ben hiç istemiyorum
***
Gecenin bir yarısı Seungmin gözlerini açıp uyuyan sevgilisini görünce mahmur bir şekilde kıkırdayıp üstüne çıkarak ona daha sıkı sarılmış ve öyle uykusuna devam etmişti.
Sabah erkenden dersi olduğu için kalkarken hala uyuyan Chan'a dikkat ederek banyoya gidip elini yüzünü yıkamış, üzerini giyinerek aşağı inmişti. İkisine de kahvaltı hazırlarken bir yandan şarkı söylüyor bir yandan da minik minik hareketlerle dans ediyordu.
Tamamen şarkıya dalmış, başını sağa sola sallarken aniden bir çift kol beline sarılıp hızla onu arkaya çekerek kendine yasladığında ensesinde hissettiği dudaklarla kıkırdadı. "Günaydın."
"Kafayı yiyeceğim tatlılığından." Chan bu sefer dakikalardır izlediği sevgilisinin boynunu öptü. "Ayrıca günaydın, seninle uyanmayı çok özlemişim."
"Ben de öyle."
Güldü. "Ayrıca kış şarkısı için erken değil mi sevgilim?"
"Jisung doladı ya," diyerek bir sandalye çektiğinde Chan sandalyeye oturmuş ve bileğinden tuttuğu Seungmin'i de iki bacağının arasına çekerek tek dizine oturtmuştu. "Sana söz verdi diye yazmış. Bilmiyorum aşk acısı da çekmiyor, şarkı içime dokundu sen yokken. Söyleyip söyleyip ağlıyordum. Genellikle şu kanepede hem de, bir ara ağlarken kendimi kaybedip bağırmıştım kendimden korktum."
Chan yüzündeki hayran bir tebessüm ve yarı ağlar bir ifadeyle Seungmin'in dediklerini dinlerlerken sözünü bitirdiği anda "Kıyamam sana," deyip gülerek onun yanağına dudaklarını bastırıp özlemle kokusunu içine çekmiş, ardından da yanağını okşayarak masaya bakmıştı.
"Şarkıyı beğendim bu arada," deyip eline çubukları almışken Seungmin ellerinden alarak kendi tutmuştu. "Jisung'u bugün yakalayıp melodisini ayarlamadıysa ayarlamam lazım."
"Sen ne yapacaksın bugün peki?"
"Cv gönderdiğim şirkete gideceğim, dün akşam üzeri geri dönüş yapmışlardı, zaten bekliyorlardı bu yüzden çabucak halloldu. Onlarla görüşürüm muhtemelen, sonra eve hala eşyalarımı yerleştirmedim. Onları yerleştiririm. Senin planların var mı?"
"Hayır." Dikkatlice bir elini alta tutarak Chan'ın ağzına yemek bırakmış ardından omuz silkmişti. "Tek planım sen. A, b, c olarak yan planlarımda var fakat yine hepsinin ucu sen."
"O zaman programını at bana, yanına gelirim."
"Harika."
Seungmin direkt sırıtarak cebinden telefonunu çıkarıp Chan'a uzatmış, Chan da onun telefonundan kendi sohbetine girerek programı yollamıştı kendine. Bu sırada Seungmin hem onu hem kendini besliyor, neler yapabilecekleri hakkında konuşuyordu.
Kahvaltıdan sonra o mutfağı hızlıca toparlarken Chan da rahat kıyafetlerini hiç bozmadan onu okula bırakmış ardından da eve dönmüştü. İlk önce duşa girip ferahlamış sonra da üzerine spor fakat şık şeyler geçirip gerekli olan birkaç şeyi alıp evden çıkmıştı.
Navigasyon yardımı ile şirkete geldiğinde sırt çantasını tek omuzuna atarak yarım kollu gömleğini düzeltti ve kimliğini göstererek içeri girdi. Zaten buraya şirket tarafından teklifle geldiği için içeri girmesi de, patronlarla görüşmesi de kolay olmuştu.
"Devlet tarafından projelerimiz yönetilecek zaten," dedi karşısındaki adam. "Bu gördüğünüz projenin başına da en genç mühendis olarak sizi getirmek istiyoruz. Ne diyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
keep of something, seungchan ✓
Fanficömrü kısa renkli kelebekler gibi, ateşe uçarız belki. | şizoid kişilik bozukluğu, psikolojik