Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🤍🌷⚕️🎨
20. Bölüm: KARIŞIK KASET
*Nesrin Sipahi – Aşkın Kanunu*
Cennetten kovulmama sebep olabilecek kadar tehlikeli ve yasak bir elmayla bakışıyorduk tam o an. Sanki elimde pimi çekilmiş bir bomba tutuyordum, farkındaydım her şeyin.
Neden bilmiyorum, aramızda adı konmuş bir şeyler olmamasına, henüz âşık olup olmadığıma emin olmamama ve Renan'ın belirsiz evlilik hikayesine rağmen Asude'nin, hele ki dün gece yaşananlardan sonra şimdi karşımızda dikiliyor olması tehlikeli gelmişti.
Asude onunla bir yalanı paylaştığımı zannederken ben dün gece elimden geldiğince dürüst davranarak anlatmıştım Renan'a aramızda geçenleri ama belki de o hala yalanı devam ettirecekti Renan'a karşı.
Sonra tabii bir de Renan'ın reddettiğim teklifi vardı ki zaten aklımdan hiç çıkmıyordu. İçim içimi yiyordu yapmadım diye. Hâlbuki neden yapmamıştım?
Sözlüyken olmaz, dedi içimden bir ses. Efendiliğini koru Engin.
Siktir et, dedi içimdeki canavar. Ne sözlüsü? Belli, ayrılacak zaten. Neden ayağına kadar gelen fırsatı tepiyorsun?
İkisi arasında kalacaktım belli ki, tıpkı şu an birbirlerine bakan Renan ve Asude arasında da kaldığım gibi.
Taner'e baktım, bir açıklama bekledim, belki de bir şeyler zırvalayıp benim konuşmama engel olmasını umdum. Ne diyecektim ki?
Ama aramızdaki en cesur kişi Renan'dı.
Yerinden kalktı, havlunun üzerine bıraktığı pareosunu kalçalarına sardı ve elini uzattı Asude'ye, gülümsüyor diyemezdim, daha çok kibar olmak için kendini zorluyor gibiydi.
"Hoş geldin," dedi incecik bir sesle.
Asude en sıcak karşılamayı en beklemediği insandan görmüş olmalıydı ki afalladı ama hızlıca toparlandı.
"Hoş buldum," dedi kocaman bir gülümsemeyle. Üzerine tülden bir elbise geçirmişti, içindeki bikininin renkleri tülün altından belli oluyordu. "Sürpriz oldu, değil mi? Kimsenin keyfini kaçırmadım umarım?"
Benimkini kaçırmıştı.
"Yoo," dedi Renan. "Olur mu öyle şey?" Sonra bana dönüp gülümsedi. Onu tanımasam gülümsediğine inanırdım ama sahteydi bu, taktığı maskelerden biriydi. Gündelik hayatta herkese sunduğu, içinden gelmeyen, sırf nezaket olsun diye ya da öyle olması gerektiği için dudağında şekilleniveren sahte, duygusuz gülümsemeleri vardı onun.
Ama gözlerinden tanırdım. Gözlerine baktığımda gülümseyip gülümsemediğini anlardım. Bir süredir bana hiç maskeyle gülümsememişti. Okulda, onu eylemden çıkarıp aldığımda, depodayken gülümsemişti böyle, bir de partide. Ama ondan sonra hep samimiydi, hep sıcacıktı yüzü, kalbi gibi, ruhu gibi, memeleri ve bacaklarının arası gibi tabii bir de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR FELAKETİN PORTRESİ
Ficção AdolescenteHiçbir portre tek bir fırça darbesiyle mahvolmaz. Kendi hayatımın portresinde geçmişimin ve hatalarımın fırça darbelerini görüyorum. Ve görmemek için gözlerimi kapatıyorum.