2. BÖLÜM

877 126 190
                                    

Selamün aleyküm, ben geldim! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir. Instagram'da küçük bir oylama yaptım ve en çok yeni bölümü istenen hikaye Ayazın Çiçeği Emanet oldu. Bölüm Instagram da oylamaya katılan tüm arkadaşlara gelsin.

Keyifli okumalar dilerim ❄️🌼❤️

❄️🌼❄️🌼❄️🌼❄️🌼❄️🌼❄️🌼❄️🌼❄️🌼

"Hey adamım, havada uçan 28'lerden sonra 46'lar aşkına deyip Ankara havasında oturma grubuna spor araba çizesim var..."

Hızla yerinden kalkan adam soluğu Amir'in yanında alırken yeğenin den gelen mesajda yazan rakamları bir kağıda yazıp adlı tıpta çalışan tüm personelin kimlik numaralarını kontrol etmeye başladı. Laboratuvar kısmında görevli Zihni Kavruk'un TC kimlik numarasının 28135....46 olduğunu gördü.

Bilişim bölümde görevli polis memurlarından ve aynı zamanda Bekir Amir'in oğlu olan Kaan'ın yaptığı kısa araştırmada ise mesajın diğer kısmı anlam buldu. Zihni Ankara'da lüks sayılabilecek bir daire ve kırmızı renkte bir spor araba almıştı. Elbette bunları kişisel birikimleri ile alabilirdi ama sadece bir hafta önce hesabına yatan paranın yakın bir kaç akrabasının hesabında aylarca beklediği ve tam sekiz ay önce Dağhan'ın yakın arkadaşı Orhan ile yabancı isimler adına alınmış hatlardan yapılan iki kısa görüşme hain olduğu ihtimalini güçlendirmişti. Zihni ve şüpheli herkesi takip eden sivil polisler, şüphelilerin genellikle alışveriş yaptıkları teknoloji mağazalarına giderek kamera kayıtlarını almış ve günlerce süren incelemelerin ardından Zihni'nin sokaklarda yaşayan evsiz bir gençle mağazaya gelerek, gencin adına faturasız bir hat aldığını yakalamışlardı. Hat sadece iki sefer kullanılmış ve ikisinde de farklı araba tamircilerinin adresleri mesajla kaydedilmemiş bir numaraya atılmıştı. Teknik ekibin takibi ve adresleri yazan araba tamircilerinin olduğu sanayi sitesinde yapılan dikkat çekmeden yürütülen araştırmalar nihayet sonuç vermiş ve Bahar'ın kaçırılmasından yirmigün önce Orhan ve Zihni'nin eşgaline uyan iki adamın aynı araca binerek sanayi sitesinden uzaklaştıkları görülmüştü. İkinci görüşmede ise Orhan'ın eşgaline uyan kişinin farklı bir tamirciye getirdiği aracının bagajından çıkardığı gitar kutusunu şapka ve güneş gözlüğü ile yüzünü gizlemeye çalışan Zihni'ye verdiği kameralara takılmıştı.

Orhan oldukça zeki bir polisti ve kendince her ayrıntıyı düşünmüştü fakat atladığı en önemli şey gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğuydu. Sanayi sitesindeki güvenlik kameralarının kör noktalarında yapılan buluşmalar sitenin tam karşısında oturan ve kameraların kör noktasında olduğu için defalarca dükkanı soyulan lastikçi Muzaffer'in taktırdığı gizli kamerada görüntülenmişti.

Dayısının gözlerindeki ölüm karanlığını gören Behlül ömür boyu vicdan azabı çekmemek adına hainin Zihni olduğu kesinleşene kadar sabırla suskunluğunu korumuş, farklı bir şehirde görev yapmasına rağmen teknik takibi ve gizli yürütülen araştırmaları an be an takip etmişti. Göksel Saruhan'ın silah kaçakçılığı yaptığı ve terör örgütüne finansal kaynak sağladığı gerçeği sayesinde görev aldığı Terörle Mücadele şubesi Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ile ortak bir operasyon yürütülüyordu.

Bekir Amir, oğlundan gelen bilginin ardından Dağhan'ın gözlerinde kaybedeceği hiçbir şey kalmamış bir insanın cesaretini gördü ve "Zihni'yi bu sabah sorguya aldılar. Deliler ortada, er geç Bahar kızımıza dair bir iz bulacağız." dedi adamın umursamayacağını bilerek.

Dudağı aylar sonra ilk defa kıvrılan Dağhan'ın gülümsemesi elbette ruhunda kopan fırtınaları gizlemeye yetmiyordu. Bakışlarını birbirine kenetlediği parmaklarından kaldırıp karşısında oturan amirine çevirdiğinde dudaklarından dökülen her bir kelime gerçeklikten uzaktı. "Bir polis olarak resmi sürecin sonuçlanmasını sabırla bekleyeceğimden hiç şüpheniz olmasın Amir'im. İzninizle ben çıkayım. Hatta bir kaç gün izin alsam iyi olacak..."

AYAZIN ÇİÇEĞİ EMANET (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin