4-Atkı

5.4K 445 105
                                    

Bölüm Müziği: Simge Pınar- Biz Hep Aynı

🌪

Gurur; birkaç saniye içinde, evin yeterince toplu göründüğüne karar vererek kapıya doğru adımladı. Normalde Levent'le geçireceği bir hafta sonunda; şimdi Yücel, Hazar ve Yusufla vakit geçireceklerdi. Bunun sorumlusu da maalesef biricik sevgilisiydi.

Kapıyı açtığında karşılaşmayı beklediği surat Levent'inki olsa da, ilk gelen kişi Yusuf olmuştu. "Selam kanki. Gelmedi mi bizimkiler?" diye sordu bir yandan Gurur'un arkasından içeriyi görmeye çalışırken.

Onu eliyle içeriye davet edip, "Yok daha gelmediler." dedi Gurur.

Yusuf aldığı cevap üzerine şaşırmamıştı. "Levent zaten hep bir yerlere geç kalır ama Hazarla Yücel gelirler birazdan."

Genç çocuk, Gurur'un yönlendirmesiyle beraber oturma odasına geçerken "Bir şeyler içer misin? Ya da aç mısın?" diye sordu sarışın olan.

"Yok kanka aç değilim, yedim de geldim." dedi bir eliyle göbeğini pat patlarken.  "Zaten biz bira cips falan gömmeyecek miyiz?"

"Yusuf saat daha öğlenin biri, gecenin bilmem kaçına kadar da buradasınız. Şimdi gömmeyeceğiz herhalde." diye açıklama yaparken sırıttı Gurur. Yusuf gerçekten Levent'in salak arkadaş grubundaki en eğlenceli kişiydi. Onun bu cıvık hareketlerini ilk zamanlarda gereksiz bulsa da, sonradan ona biraz olsun ısınmıştı Gurur. Grupta belki de az da olsa olumlu duygular barındırdığı tek kişiydi Yusuf.

Ama çok değildi, yalnızca biraz.

"Heee, doğru. O zaman bir çay içerim sana zahmet olmayacaksa."

"Yok zahmet olmaz, ben de içeceğim." Yusuf, bordo renkteki kanepeye yerleştiğinde çay koymak için odadan çıktı.

Çaydanlığa suyu koyup kaynaması için mutfaktan çıkıyordu ki kapının zili tekrar çaldı. Adımlarını hızlandırarak hole girerken, beklemeden kapıyı açtı.

Gelenin kim olduğunu merak etmesi ve karşısında Yücel'i bulması arasında birkaç saniye vardı. Gözlerinin esmer oğlanın boynundaki atkıya takılması ise daha kısa sürmüştü. Ağzı şaşkınlıkla aralanırken  söylediği ilk şey "O benim mi?" oldu.

Sözcükler ağzından çıkar çıkmaz kendini patavatsız gibi hissetse de pek takılmamaya çalıştı.

Montunu ve atkısını arabada çıkarıp, Yücel'in arabasının arka koltuğuna atmıştı. Arkasını dönmeden, kolunu uzatarak montunu almıştı ve atkı hiç aklına gelmemişti. Ama Yücel'in atkıyı taktığını görmek, onu şaşırtan asıl şeydi.

"Evet."

"Boynuna taktığın için, emin olamadım bir an." diyerek sırıttı elini istemsizce boynuna atıp.

"Arabayı annem aldı, yürüyerek geldim o yüzden. Elimde poşet mi gezdirseydim?"

Yanlış anlaşılmak istemediğinden hemen kafasını iki yana salladı Gurur. "Hayır, öyle demek istemedim. Sadece dediğim gibi, bir an emin olamadım." Mimikleriyle atkıyı işaret edip "Yakışmış." diye de ekledi. Sevmediği kişiler de söz konusu olsa, patavatsız görünmeyi sevmezdi.

"Sağ ol." Boynundaki atkıyı çıkarttığında, Gurur eline uzanarak aldı atkıyı. "Sen de sağ ol." dedi elini yukarı kaldırıp atkıyı gösterirken.

"Geldiler mi?"

"Yusuf geldi sadece."

Yüzünde belli belirsiz, gülümsemeye yakın bir ifade oluştu. "Gelmese şaşardım zaten."

Gurur Rüzgarı | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin