lider//tokyo revengers

2. bölüm

Black Dragon dört yüzü aşkın üyesiyle beraber tüm caddeyi kapatmıştı. Çevreye öylesine korku salıyorlardı ki Toman'ın bazı üyeleri de dahil olmak üzere çevreden geçen insanlar ürkerek uzaklaşıyordu. Caddede fazlalık kalmadığında geriye sadece iki çete kalmıştı.

Mikey geride bir bankın üzerinde etrafa göz gezdirirken karşı tarafın lideri yoktu ortalarda. Bu durum, Toman üyelerini iyice geriyordu. Liderin olmadığı bir alan başıboş izlenimi yaratabilir ama buradaki amacın herkes farkındaydı. Adam çetesine o kadar güveniyordu ki gelmeye tenezzül bile etmemişti.

Mikey daha da sinirleniyordu bu görüntü ve artan fısıldaşmalara karşın.

Draken ve diğer bölük liderleri birazdan olayların patlak vereceğini düşündükleri için Draken'i öne doğru itelemişlerdi sözcü olarak. Karşı taraftanda sarı, hafif uzun saçları ve ayağına giydiği topuklularıyla feminen bir görüntü oluşturan çocuk çıkmıştı.

"Lideriniz gelmeyecek mi?"

Draken netti. Bu netliği hem karakterinden hem de patlamaya hazır olan arkadaşından kaynaklanıyordu.

"Lidere gerek yok. Bizi çağırdınız, geldik."

Mikey ikilinin konuşmasını, çıt çıkmayan ortamda, biraz uzakta olsa da duymuştu. Ayaklandığı sıra Draken ve Inui konuşmaya devam ediyordu. Mikey'nin yürüyüşüyle önünde olan herkes eğilip yol vermişti. Usulca, hala tartışmakta olan ikiliye yaklaştığında Draken sertçe gözlerini yummuştu.

"Liderin nerede?"

"Daha önce açıkladım, sağır mısın?"

Aslında iki kelimesi yetmişti Inui'nin aniden yere yapışması için. Koko anında oraya yetiştiğinde daha bir şey yapamadan bir tekme de ona atmıştı Mikey. Kavga o andan sonra kopup başlarken Mikey derin bir öfkenin içerisindeydi. Öyle ki önündeki ikiliye art arda vuruşlarını yapıyor, çevredekileri görmüyordu. Yanındaki Draken onu tutmaya çalışsa da umursamıyordu.

Ta ki son anda elinde hissettiği güçsüz tutuşa kadar.

Mikey, anlam veremediği hisle uyuşmuş gibi elini tutan ele teslim oldu ağır ağır. Ne olduğunu anlamadan kendini geri çekilmiş bir halde bulduğunda, kendine gelmesini sağlayan şey, elindeki hafif dokunuşun onu terk etmesiydi. Başını iki yana sallayıp önündeki manzaraya bakındı. O anda da tekrar uyuştu zihni.

Sarı, omzuna uzanan saçları ve karşısındaki bedenlere endişeyle bakan mavilerle kala kalmıştı. O endişeli bakışlar bir süre sonra onu bulurken anında sinir kaplamıştı endişeyi. Nedense yutkunma ihtiyacı duydu o an.

"Kara Ejderler, hemen kavgaya bir son verin!"

Yumuşak olacağına emin olduğu ses, tüm siniriyle herkesi etkisi altına almıştı hemen. Üyeler, anında kavgayı keserken geriye doğru sıra halinde dizilmişlerdi. Toman onlara anlamsız bir şaşkınlıkla bakarken Senju, yerden kalkmaya çalışan ikiliye yardımcı olmuştu.

"Kavga burada bitmiştir."

Mikey ona öfkeyle bakan mavilerin içinde boğuluyordu. İçinde anlamsız o kadar duygu vardı ki, tam bir karmaşaydı.

"Oi, lider sen misin?"

Draken şaşkınca önünde duran ufak bedeni süzüyordu. Toman'ın geri kalanının yaptığı da buydu. Hepsi karşılarında, omega olduğundan emin oldukları genci süzüyordu.

Mikey bunu daha yeni kavramış gibi bakışlarını omegadan çekerken tüm Toman'a hitaben başlarını eğmelerini söylemişti. Verdiği emri kimse ikiletmemişti. Tekrar önüne döndüğündeyse az önceki çocuğun ardına dönüp çetesine doğru ilerlediğini görmüştü.