11. bölüm

1.7K 158 255
                                    


bu bölüm, smuttaki kişinin mikey olduğuna emin(?) olanlara gelsin .p

•••

"Siktir!"

Başımdan gözlerime doğru uzanan yoğun acı ve gözlerime, dibimde flaş hissiyatı uyandıran, pencere yardımıyla içeri sızan güneşle ellerimi gözlerime götürdüm. Fakat yanlış bir hareket yapmış olacağım ki kolumdan belime doğru bir sızı peyda olmuştu bedenimde. Bacağımı refleksle kendime doğru çekerken istemsiz hissettiğim bir başka acı duyguyla inlemiştim.

"Öldüm mü oğlum ben?"

Yan dönüp yavaşça oturmaya çalıştım. Bu hareket bile kalçalarımda, başımdan bile daha çok acı verirken gözlerim kocaman oldu. Ben bu acıyı kızışma dönemimde bile yaşamadım. Hem, dostum boynum da mı?

Ağrımayan yerim var mı? Ya da dün ben ne bok yemiştim?

O an saat aklıma geldi. Komidine doğru bakındığımda orada olmadığını görmemle ayaklanmayı denedim. Ani hareketle kalkmaya yeltendiğim için mi, bilmiyorum ama kendimi direkt yerde bulmuştum. Daha ne kadar canım yanabilir ki?

"Sikeyim böyle işi ama!"

Acıdan gözlerim dolduğunda emekleyerek yere dağılmış kıyafetlerime uzandım. Ceketimi güç bela bulabildiğimde cebinden telefonumu çıkarıp açtım. Birkaç saniye sonra açılan ekranın ardından tekrar kapandığında derin bir nefes aldım. Hayır, şarjı vardı. Problem, durmadan gelen bildirimlerdi. Herkesten dayak yiyeceğim.

"Of!"

Kendimi camın önüne, sırt üstü yere bıraktığımda yine canım yanmıştı ama az çok uyum sağlıyordum sanırım acıya.

"Uyandın mı sonunda?"

"Has-lan, ah!"

Acıya uyum falan sağlayamıyormuşum...

"Senin burada ne işin var? Sen mi getirdin beni eve?"

"Ha? Sen, hatırlamıyor musun?"

"Neyi?"

O an bakışları, üzerimi bulurken ben de hemen üzerime bakındım. Uzun beyaz tişörtüm ve iç çamaşırım vardı. Hayır, bir de o bakmasa aklıma gelmezdi üzerime bakmak.

"Sen, ciddi misin?"

Yüzündeki hayal kırıklığı az da olsa beni üzmüştü. Lan, yoksa..?

"Dün gece üstüne falan mı kustum yoksa?"

Salak değilim. Tabii ki beni buraya getirenin o olduğunu çıkartabilmiştim. O kadar da değil yani.

"Hayır." Yüzünü buruşturması 'göt' diye bağırıp kafasına yapıştırma isteğimi getirse de boş verdim. Göt demişken, çok acıyor lan.

"Ha, iyi o zaman." deyip ayaklanmaya çalıştığımda belimde ve kalçamdaki ağrılar, artı olarak da bacak ağrılarım yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Ne kadar dans ettim abi ben?

Hayır, bir insan dans etti diye bu kadar acı çeker mi, ondan da emin değilim.

Paytak adımlarla banyoya ilerlediğimde ardımdan kapıyı kapatmış ve ayna karşısına geçmiştim. İşte o an, dansın bedende bu denli ağrı yapmayacağına emin olduğum o aydınlanma anını yaşamıştım.

Olayı hala idrak etme sürecini yaşarken yavaşça üzerimdeki tişörtün yakasını çekiştirdim. Boynumun tamamını kaplayan izler yutkunmama sebep olurken tişörtün her temasında sızlayan göğüs uçlarıma "Hayır, hala bir umut var. Hayır..." diyerek tişörtü yukarı kaldırmıştım. Ama o da yanıltmamıştı. Bedenim resmen, ısırık ve özel gün izleriyle doluydu.

lider//tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin