12. bölüm

1.6K 123 118
                                    



"Daha ne kadar peşimde dolanacaksın?"

Derin bir nefes alıp olduğum yerde durdum. Duruşumla arkama dönmem bir olurken yüzünde şirin olduğunu düşündüğü, ki değil???, bir gülümsemeyle eli ensesinde bir şekilde bana bakıyordu. Omzundan düşürmediği Toman ceketi ve klasik Manjiro kombini vardı üzerinde. Tabii bu detay neden önemli, bilmiyorum. Gözüme takılmış, bakmıştım sadece.

"Manjiro, kes artık şunu."

"Ne, neyi? N'apıyorum ki ben?"

Adımlarımı ona doğru ilerletip dibine kadar girdim neredeyse. İşaret parmağımla göğsüne sertçe bastırdığımda, ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışan bir ifade vardı yüzünde. Milim bile kıpırdamamıştı. Titrememişti dahi. Bu sinirlerimi daha çok bozarken bir iki adım geriledim.

"Şunu yapmayı kes! Bırak peşimi oğlum, manyak mısın sen?"

Sanki tepkim normalmiş gibi gülerek, bu kez o dibine girmişti. Kokusu artıyor mu, bana mı öyle geliyor?

"Artık hiçbir kuvvet beni senden ayıramaz Takemitchy, bunu bilmen gerekliydi."

"Benim adım Takemichi, senin de bunu bilmen gerekiyor."

Bir de şu 'Takemitchy' mevzusu çıkmıştı. İki gündür peşimden ayrılmadığı yetmezmiş gibi bir de ismimi değiştirmişti manyak. Neymiş, ailesinde herkesin bana farklı bir hitap şekli varmış.

Beş yaşında çocuk sanki!

"Lider!"

Arkamdan gelen bağırışla ne olduğunu anlamadan kendimi Manjiro'nun arkasında bulmuştum. Şaşkınlığım üzerimde, yüzüm sırtına yapışık bir şekilde duruyordum.

"Lider Take!"

Kendime gelip başımı geri çektiğimde Manjiro'nun kolumu tutan eli yüzünden öne geçememiştim.

"N'oldu?"

Dişlerimin arasından konuşmuştum. Sinirim tamamıyla önümdeki alfa bozuntusunaydı.

"Birisi, beraberindeki yüze yakın kişiyle toplanma alanımızı bastı. Senju kaptan ve diğer üyeler kötü durumda."

Bu kez Manjiro'nun gücünü azaltışı mı yoksa benim anlık güç patlayışım mı, bilmiyorum ama kolaylıkla öne geçebilmiştim. Çocuk soluk soluğa bana açıklama yapmakla meşgulken tekrar bileğime sarılan kolu sertçe itip koşmaya başladım. Arkamdan Manjiro'nun koştuğunu hissedebiliyordum nedense ama tek umurumda olan Senju ve diğerleriydi.

Aklım almıyor, Senju nasıl kötü durumda olabilir? Senju, Senju hayatımda tanıdığım en güçlü insanlardanken... güçsüz duruma düşmesi sinirlerimi yükseltiyordu.

Kaç dakikada toplanma alanına geldim veya ne zamandır yerde yatan kardeşlerimi seyrediyorum, bilmiyorum. Kendimi hiçbir zaman fiziksel olarak güçlü görmedim bu dünyada. Ne gücüm vardı ne de duygusuz bir aptal olabilmiştim. Her an ağlama potansiyeli yüksek olan bir omegaydım ama ilk defa, ilk defa ağlamadım. Donakalmış da olabilirim ama ağlamadım.

Gözlerim usulca, yerde yatan kardeşlerimden ayrılırken önümde, bana doğru yürüyen deve takılmıştı. Yüzü nedense tanıdık gelmişti kısa bir an.

"Selamların en güzeli sana olsun, kıymetli omegam."

Başımı eğdim bir süre. Bu görüntüyü nasıl unuttum, bilmiyorum ama bu ses tonunu unutmamın mümkünatı yoktu.

"Ne o, alfanı özlemedin mi yoksa?"

Wakato Yuma, namı diğer yetimhane zamanlarından beri peşimi bırakmayan psikopat. Daha küçük bir çocukken bile manyaktı bu adam. O zamanlar bile çok güçlüydü ve sırf aramıza girdi diye, Shin'e attığı yumruğu bile unutamıyordum hala. Küçük bedeniyle bir büyüğü yere sermişti resmen. Sonrasında da ceza almış ve dışarı bile çıkma zamanları benden farklı olmuştu. Zaten bu olaydan birkaç ay sonra da evlatlık alınmıştı.

lider//tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin