HORNY • TAEKOOK +18 ✓

3

Haiiiii ben geldimmm bir günde 2. bölüm evet jsjjs yine yazdım ve durunamadan taslakta tutmadan ybyi salıyorum :D

Soluklanarak okuyuuun bol bol oy ve yorum istiyoooooruuuuum jsjsjs Yazım yanlışlarım varsa affoluna çok hızlı yazdım çünkü. Keyifli okumalar muaaah! Xx

**

Sadece saniyeler sonrasında kulağıma buz gibi soğuk esintiyle birlikte bırakılan bir fısıltı işittim. "Hâlâ benden hoşlanıyor musun Taehyung?"

Tan, resmen göğsüme zıplayarak havlarken, ona sıkıca sarıldım. "Lütfen yapma! Köpeğimi korkutuyorsun..." diye tısladım sıktığım dişlerimin arasından.

Sadece onu değil beni de korkutuyorsun!

Gözlerimle göremesem ve ona dokunamasam bile, yatağımın kenarında, benim hemen yanıbaşımdaydı. Fakat saniyeler sonrasında tenime çarpan o esinti oradan kaybolmuştu. Ve o esinti de kesinlikle onun soğuk nefesleriydi... Bana bir nefes kadar uzağımdaydı ve ben onu göremiyordum.

Yeontan, şükürler olsun kulaklarımın pasını silecek şekilde havlamaya son verip yavaşça ellerimin arasından sıyrıldığı gibi yataktan atlayıp evine geri döndüğünde kaşlarım çatıldı.

O beni bu şekilde bırakıp gitmezdi. Gerçekten o da benim kadar korkmuş olmalıydı.

"Tanie, gel yanıma." diyerek elimi şıklatsam da Tan arkasını dönecek şekilde yatağına kuruldu ve başını minderine yasladı.

Tam o sırada, yatağın sarsıldığını hissettim. Üstüme aniden çöreklenen ağırlıkla nefesim kesildi.

Dudaklarıma çarpan soğuk nefeslerini hissettim sonra. Tanrım! Gözlerimle onu göremiyordum ama o şu anda kucağıma oturmuştu!

Önümde ona dair herhangi bir şey göremezken, ellerimi önüme doğru uzattım ancak kollarım havada savrularak yatağa gerisin geriye düştü.

"J-Jungkook." Kısık bir sesle ona seslendiğimde, öne doğrultmak için hamle yapacağım vücudumu, sanki omzumdan iteklemiş gibi geriye yaslayıp yatak başlığıyla buluşturdu.

Hafifçe kucağımda hareket ederek bana sürtündüğünde inleyerek başımı geriye doğru attım. "Ah siktir." diye hırıltılı bir sesle soludum. Nabzım deli gibi hızlanmıştı.

Heyecan, kaygı, gerginlik ve korku birleşerek bir bütünlük oluştururken, onun bana görünmez bir şekilde kendini hissettirmek ister gibi sürtünmesiyle birlikte tüm bunlara bir de arzu eklenmişti.

"Benden hâlâ hoşlanıyor musun?" Cevapsız bıraktığım sorusunu yineledi istikrarlı bir şekilde. Onu tutmak istiyordum ama ellerim havada boşlukta iki yana savruluyordu. Lanet olsun...

"Görün bana. Sana dokunmak istiyorum." Sorusunu cevaplamadan soluk soluğa homurdandım. Sadece saniyeler sonrasında kirpiklerimin arasından önümü dikkatle izlerken, aniden görüş alanıma girdiğinde yerimden sıçradım. Hasiktir!

Pat diye belirmişti önümde.  Çırılçıplaktı... Bir anda önüme çıkıp onu görmeme izin vermişti. Dizleri kalçalarımın iki yanında yatakta sabit dururken, hayaları benimkilere denk gelecek şekilde kucağımda oturuyordu. Bakışlarım çıplak teninde alenen ve arsıca dolanırken, tükürüğüm gırtlağıma takılmış gibi öksürmeye başladım.

"Tanrım..."

"Korkma benden." diye fısıldadı. "Sana zarar vermeyeceğim." Dudaklarımın üstüne soğuk soluklarını salarak yavaşça konuşmaya devam ettiğinde sertçe yutkundum.

"Bak ben bir yıldır bu evde yalnızdım. Sonra sen geldin ve yalnızlığım sona erdi." Elleriyle yüzümü avuçladığında ışıl ışıl parlayan gözlerine dalıp gittim. "Bekle, bu evde ruhun sıkışıp kaldı mı?" Karmaşa içerisinde kaşlarım çatılmıştı.