HORNY • TAEKOOK +18 ✓

15

Haiii, ben geldiiim. Ehehe özlediniz mi yaaa :D Biraz gecikmeli de olsa gelebildiğim için mutluyum. :)

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Siktir, ne oldu?" diye soludum şok içerisinde onu izlerken. Hareket etmeyi kesmiş ve içine köklenmiş bir şekilde kalakalmıştım öylece.

Gözlerini kırpıştırarak gözyaşlarını akıtırken, dudaklarını yavaşça araladı ve beni beynimden vurulmuşa çevirecek o kelimeleri söyledi.

"A-acıyor. Canım acıyor Taehyung." Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş etkisiyle sarsıldım o anda. Yüzüm şokla çarpıldı.

Ağzım bir karış aralanırken gözlerim duyduğum sözleri hazmetme evresinde yuvalarından çıkacak raddede irileşti.

Jungkook hüngür hüngür ağlarken, hışımla içinden çıktım. Yüzünü buruşturarak inledi. Sahiden hissediyordu! Gerçekten de insana dönüşüyordu. "Ben sadece sert sevişmeye alışmıştık, bir anda öyle olunca ben şey..." Ne diyeceğimi, nasıl bir cümle kuracağımı şaşırdım bu durumda.

Başını iki yana sallayarak bana sıkıca sarıldı ve yüzünü boynuma gömdü. "Canımın yandığına seviniyorum, çünkü bu adım adım başarıya ulaşmak üzere olduğumun göstergesi."

Sarılışına karşılık vermem kısa bir zamanımı almıştı. Ellerimi incecik beline doladığımda, tenindeki sıcaklığın hüküm sürmeye devam ettiğini fark ettim. Teni ısısını koruyordu. Siktir, mucize gibiydi gerçekten de.

"Sanırım artık daha kontrollü olmam gerekecek ve uhmm bundan sonra kayganlaştırıcı da kullanmalıyız." Canı yanmaya başladıysa, zorlarsam kanayadabilirdi.

"Devam etmeyelim." diye hırıltılı bir sesle eklediğimde yüzünü gömüldüğü boynumdan ayırdı. "Edelim, kayganlaştırıcı kullanalım dediğin gibi."

"Ama acıdığını söyledin." diye fısıldadığımda dudaklarıma uzanıp ıslak bir öpücük kondurdu. "İnsani değerler kazanmaya başladığım için aniden köklenince bir kilitlendim. Hayalet değilmiş ve bir insana dönüşmüş gibi o yoğun baskıyı hissettim. Ama canım acıdığı için gözyaşı dökmedim ben, acıyı yeniden hissettiğim için mutluluk gözyaşlarıydı onlar." Uzun cümlesinin ardından ufak bir duraksama yaşayıp burnunun ucuyla yanağımı dürtükledi hafifçe.

Güneş saçları alnına yapışmış, ay gibi parlayan iri gözleri benimkileri esir almıştı.

"Devam edelim Taehyung,lütfen." dedi dudaklarıma fısıltısını bırakarak. Tenime çarpan nefesleri de ılıktı şimdi. Siktir. Gerçek bir insan gibiydi sanki şimdi.

Soluklarımız birbirine karışırken onu atik bir hamleyle kucağıma alıp yatağıma doğru yöneldim.

Sırtını yatakla buluşturduğum anda boynumdan tutup beni üstüne çekmeye çalıştı. "Dur, kayganlaştırıcı alacağım." diye homurdanarak ona göz kırpıp geri çekildim.

Elleri beni serbest bırakmış ve havada öylece kalmışlardı.

Yatağımın yanındaki komodinin çekmecelerini kurcalayarak bir kayganlaştırıcı şişesi bulmayı başardım. Tam çekmeceyi sertçe çarpıp kapatarak, çömeldiğim dizlerimin üstünden doğrulacağım sırada Tannie bir çırpıda yanıma geldi.

"Babacım." Çıplak bacaklarıma zıplarken onu kucağıma alarak sevip yatağına doğru yürüdüm. Kuyruğunu sallayıp elimi yalamaya son verip kapağı kapalı olan kayganlaştırıcı şişesini kokladı.

"O mama değil bebeğim." Kayganlaştırıcıyı ondan uzaklaştırmaya çalışacak şekilde kolumu çekerken, diğer kolumla tuttuğum minik bedenini yatağına bıraktım.