6

22.9K 1.7K 1.3K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ehehe nasılsınız bakeeem? :') Yarın hafta sonu diye hazır bölümü yazmışken yazdığım gibi atayım dedim. Buralardasınızdır diye düşünüyorum :D

Bölümü soluklanarak okuyun ona göre jsjs Ve yazım yanlışlarım varsa affoluna, bu aralar çok fazla fic yazdığım için düzenleme fırsatım olmuyor bölümleri. Yazdığım gibi paylaşıyorum. :') Keyifli okumalar, bol bol oy ve yorum isterim <33

**

"Tanrı şahit, hayatımda yaşadığım en iyi ve en sert seksti." Tek elimi kaldırıp alnıma atarken, herhangi bir cevap vermediği için başımı usulca ona doğru çevirdim.

Saniyeler öncesinde yanımda gözleri kapalı bir şekilde soluk soluğa yatan Jungkook'tan şimdi eser yoktu. Siktir, gitmişti!

"Hayır gitmedim, buradayım." Jungkook'un sesini işittiğim anda korkuyla yerimden sıçradım. Hasiktir, yanımda mıydı? Sesi geliyordu, ancak görüntüsü yoktu!

"Evet, yanındayım Taehyung." dedi ve saniyeler sonrasında göğsümde bir dokunuş hissettim. Ağzım şokla aralanmış ve gözlerim dehşetle irileşmişti.

Görünmez bir şekilde bir kez daha üstüme çıktığını hissettiğimde inledim. Yine ona dokunamıyordum ama kucağıma oturmuştu.

Havaya saldığı solukları duyabiliyordum. Tıpkı benim gibi o da nefes nefese kalmıştı. "Gittiğini sandım."

"Gitmedim. Ama hayalet olduğum için bazen kontrolüm dışında görünmez olabiliyorum. Hiç bu kadar süre boyunca görünür olmamıştım da."

Siktir, ilk defa benim için mi bu kadar görünür kalmıştı yani? "Evet, senin için Taehyung. Bana muhteşem hissettirdin." dedi hırıltılı bir sesle, düşüncelerimi okuyabiliyor olduğu gerçeği yüzüme tokat misali çarptı.

"Düşüncelerini okumamı istemezsen okumam. Kızma bana." dediğinde, sesinin titrediğini hissettim. Dudaklarından hıçkırık fırladığında kaşlarım çatıldı.

"Jungkook? Ağlıyor musun sen?" Bir hayaletin ağladığını düşünmem ne kadar doğruydu bilmiyordum ama görünmez olduğu için onu göremiyordum, haliyle de bu sesi duyunca sormak istemiştim.

"Şey ben evet." dedi ve burnunu çekti. Siktir. Gerçekten ağlıyor muydu?

"Neden? Ne oldu? Yoksa canın mı yanmaya başladı?"

"Hayır, hayır. Canım yanmıyor. Sadece 1 yıldır yalnızdım ve şu an sen varsın. Sayende rahatladım bile ve cidden... Çok mutluyum." Vücuduma sarılan kollarını hissettiğimde ona geri sarılmak, hatta güneş saçlarını okşamak istedim.

Ama yapamadım. Ellerim boşluğa savrulup havada kayarak kendi tenime çarptı.

"Jungkook hayatımda yaşamadığım zevki yaşattın bana. Karşılığını verebilip seni de rahatlatabildiğime sevindim. Ama belim feci şekilde ağrıyor."

"Seni iyileştirebilirim." dediğinde kaşlarım çatıldı. Boş boş duvarı izliyor gibiydim. Önümdeydi, konuşuyordu ancak onu göremiyordum ve bu biraz sinir bozucuydu. Resmen kendi kendime konuşuyor gibi görünüyordum.

"Şu an kendimi deşarj ettiğimi düşün, yeniden görünür olabilmek için dinlenmem gerekiyor. Ama buradayım, seni asla bırakmam." dediğinde kıkırdadım.

"Şu belimi iyileştirebilir misin cidden?" diye sordum parmaklarımın uçlarıyla hafif hafif belimi yoğururken.

Kucağımdan kalkan ağırlığını hissettim o anda. "Omzunun üstüne, yana doğru döner misin yatakta?" diye soruma soruyla karşılık verdiğinde, dediğini sorgulamak yerine yavaşça sırtımın üstünden omzumun üstüne doğru döndüm.

HORNY • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin