5

25.9K 1.8K 906
                                    

Haiii, ben geldiiim. Nasılsınız bakeem? Ehehe yaaahu valla ben de iyiyim. Paranormal ve fantastik ficler yazmayı seviyorum. Yeni ficim WIZARD'a da bekliyorum bakın gelin mutlaka, okumayan çok şey kaçırıyor jsjsj

Ay bu arada bu fic güya mini fic ama ben 1600 kelimeden aşağı bölüm yazamıyorum resmen. Neyse bu bölüm olması gerektiği gibi 1500 kelime uzunluğunda oldu.:)

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Çok hızlı yazdım çünkü, keyifli okumalar diliyorum lokumlarım! Xx

**

"Tan!" diye bağırdım şok içinde gözlerim irileşirken. Benim canım yanmış gibi yüzümü buruştururken Jungkook, bu ısırığı hissetmemiş gibi öylece durup gülümsedi.

Yeontan, Jungkook'un ısırdığı parmaklarını koparmak istercesine çekiştirirken bir yandan da öfkeyle hırıldadı. "Tan bırak!" diye bağırdım içerisine girdiğim şoktan sıyrıldığım ilk anda.

"Sorun değil, öfkesini atsın bırak." dedi yavaşça gözlerime bakarak. O sırada biraz daha bize yaklaşmıştı.

Gerçekten canı hiç acımıyordu, beni böyle ısırsa acıdan ölürdüm herhalde. Her ne kadar köpeğim küçük olsa da, tuttuğu elini bırakmamıştı ve bırakmaya da hiç niyeti yokmuş gibi başını iki yana sallayarak Jungkook'un etini çekiştiriyordu.

"Tan hemen şimdi bırakıyorsun!" diye bağırdım sesimi daha da yükselterek. Tanrı aşkına, elinden bir damla kan akmıyordu ve parmakları tüm ısırıklara rağmen etten ve kemikten değilde lastikten yapılmaymış gibiydi.

"Tannie!" İki elimle kavradığım gibi onu çekiştirerek Jungkook'un elini bırakmasını sağlamaya çalıştım. Sonunda başarılı olabilmiştim.

Tan dişlerini birbirine çarparak havlarken, onu kucağıma yaslayıp başını okşadım. "Sakinleş Yeontan. Sakin ol, tamam mı yok bir şey. Yok bir şey."

"İstersen onu sakinleştirebilirim." dedi Jungkook, tıpkı benim gibi eğildiği zeminden doğrularak.

Tan'ı yatağına bırakmak için ilerlerken duraksayıp ona arkamı döndüm. "Nasıl?" diye sordum merakla tek kaşım havalanırken.

"İzle ve gör." dedi ve bana göz kırptı. Ardından gözlerini tamamen kapattı ve dudaklarını birbirine bastırdı.

Saniyeler sonrasında Tan kulaklarımın pasını silecek şekilde havlamaya son verip kucağımdan atladığı gibi sıyrılarak yatağına döndü.

Ağzım aralanmış bir şekilde yatağına arkasını dönerek yatan Tan'ı izlerken, Jungkook kısık bir sesle kıkırdadı.

Ardından ellerinin vücuduma sarmalandığını hissettim. Çıplak göğsü, benim çıplak sırtıma yaslanmıştı.

Ter içinde kalan omzuma soğuk dudaklarını bastırdığında genzimden derin bir inilti fırladı. Bileklerinden tutarak kollarını gevşetip ona doğru döndüm topuklarımın üstünde.

Bakışlarımızı orta yolda çakıştırdım. "Parmağın cidden acımadı değil mi?" Bileklerinden tutarak az önce Tan'ın ısırdığı parmaklarına baktım. Tek bir ısırık izi dahi yoktu.

"Acımadı, merak etme." dedi burnunun ucuyla burnumu dürtüklerken, dudaklarımın üstüne fısıltısını bıraktı.

Kasıklarını öne iterek alt bedenlerimizi orta yolda buluştururken, bileklerini parmaklarımın tutuşundan kurtardığı gibi kollarını sıkıca boynuma doladı.

Onu geriye iterek yatağa düşürdüğüm gibi üzerine çıktım atik bir hamleyle. Ellerimi başının iki yanında yatağa sabitlerken, hızlıca benim için araladığı bacakları arasına yerleştim.

HORNY • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin