Haiii, ben geldiiim. Nasılsınız bakeem? :D Bu bölüm kafanızdaki soru işaretlerin epeyce cevaplandığı bir bölüm oldu.
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Şakaklarından yanaklarına, boynundan ise göğsüne doğru ter damlaları süzülüyordu. Hasiktir.
Onu daha sıkı sarmaladığımda, vücudunun soğukluğunun, benim vücudumla temas halindeyken ısınmaya başladığını fark ettim. Bu beni daha da şoka sokarken, başımı çevirerek dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırdım.
"Vücudun... Nasıl ısınmaya baş-başladı?" dedim soluk soluğa.
Bana herhangi bir cevap vermek yerine kucağımda zıplamaya son sürat devam etti. Dehşete kapılmış bir şekilde, onun seri hoplayışlarını durdurabilmek adına kalçalarından sıkı sıkıya yakaladım.
Onu tüm gücümle üstümden itip yuvarlanarak altından sıyrılmayı başardığım anda yataktan fırladım. Dengemi toparlamam saniyeler içerisinde gerçekleşmişti ve yere yıkılmadan toparlamayı başarmıştım.
"Bana cevap ver!" diye haykırdım soluk soluğa yataktan kalkmak üzere hamle yapan Jungkook'u izlerken.
Tıpkı benim gibi nefesleri son derece düzensizleşmişti. "Beni gerçekten istediğin, gitmeme izin vermediğin, seninle kalmama izin verdiğin ve kaybolmama engel olduğun için... Bir yolu vardı Taehyung." Sonunda açıklama yapmak adına konuşmaya başladığında kaşlarım karmaşa içerisinde çatıldı.
Bir yolu vardı derken kast ettiği neydi? Bu da ne demekti? "Anlamadım?"
"Ben... Ölümüm çok beklenmedikti ve beni almaya gelen azraille gitmeyi reddettim. Bana... Onunla gitmezsem, bir süre sonrasında arafta sıkışıp kalacağımı ve hiç bir şekilde kurtulamayacağımı söyledi ama ben yeniden yaşama geri dönmenin peşindeydim."
Kaşlarım neredeyse gözlerimle birleşecek raddede çatılırken Jungkook önüme gelip ellerini belime sararak bana sarıldığında onu itme gibi bir hamlede bulunmadım. Ama sarılışına da karşılık vermedim.
Ellerim kalçalarımın iki yanında sabit duruyordu.
"Benim ölümümden sonra bu eve ilk taşınan kişi sendin ve sen tek umudumdun. Seni gördüğüm anda artık bir hayalet olmama rağmen içimde bir şeyler oldu. Senden etkilenmiştim."
"Ölmeden önce ben... Bir şey yaptım." dedi ve yavaşça sırtımdaki elleri geniş omuzlarıma tırmanırken, yüzlerimizi aynı hizaya getirecek şekilde geri çekildi. Bu sözleriyle hem dikkatimi hem de merakımı feci şekilde çekmişti.
"Ne yaptın?" diye sordum sorgulayıcı bakışlarımı yüzüne kilitleyerek. Tepkisini ölçmek istercesine gözlerim yüzünün her bir karışında dolansa dahi, ifadesiz bakışlarından bir anlam çıkarabilmem mümkün olmadı.
Burnundan derin bir nefes çekti içine, teri soğumaya ve teninde kurumaya başlamıştı. Saçları alnına yapışmıştı. Anlayamıyordum, o nasıl terleyebilir, bu şekilde nefes nefese kalabilirdi ki...
"Ouija tahtasını hiç duydun mu?" diye sorduğunda ensemi sıvazlayarak başımı iki yana salladım. "Cadı tahtası. Ruh çağırmak için kullanılan bir cadı tahtası." dediğinde ağzım şokla aralandı. Siktir.
"Arkadaşım Min Yoongi ile bir gece yarısı birlikte ruh çağırmaya kalkıştık, çok içkiliydik, Yoongi buna asla inanmadığını ve işe yaramayacağını söyledi, ama yaradı ve ruhla iletişime geçen kişi ben oldum. Yoongi aniden tahtanın başında yere yığılıp uyuyakaldı ve ben tek başıma o ruhla konuştum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HORNY • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik!) thv: Bu resimdeki çocuğu bana bulana yüksek meblağda para vereceğim. İletişim için DM'den yazın. @Aa: Bu çocuğu bulan bana da haber versin jsjsjs @Minyoongi: Bu Jeon Jungkook. Ama bulamayız ki artık... ~ @thv: Bulamayız artık...