Tanrı evreni üçe ayırmıştı...
•Cesetler Şehri: Dünya üzerinde mutluluğa ulaşamayan suçsuz yere acı çekerek gözlerini sonsuz bir uyku için kapatan vücutları bir cesetten ibaret olan günahsız ruhlar...
Tanrı onları Cennet'ine alamya hazırdı. Biraz olsun huzur bulsunlar ,yaşadıkları her şeyi unutsunlar diye kurdu bu şehri. Her bir cesetin elinde onları Cennet'e ait kılacak yasemin çiçekleri verildi. Bu çiçekler hiç solmayacak onları ait oldukları yere götürene kadar eşlik edeceklerdi. Onlar Tanrı'larına sadık kaldılar. Bu huzurlu yerde yaşamlarını sürdürmeye devam ettiler. Dünya üzerinde ulaşamayacağı mutluluğu burada buldular .Sevgi ve merhamet...•Yasak Bölge: Günahtan kirlenmiş ruhlar artık kötülüğü kabul etmişti. Tanrı'ya ihanet ettiler ve şeytanı seçtiler. Ruhlarını şeytana sattılar.
Onlar katil olmayı, kötü olmayı benimsediler. Kendi sonlarını kendileri hazırladılar. Şeytan yine gülümsedi.
Kötü ruhlara kötülüğü öğretti, ateşten korkmamayı, Cehennem' i iyi bir yer gibi gösterdi.
İnsanoğlu buna inadı. Kibire kapıldılar.
Şeytan zayıf olan bütün fanileri kandırdı. Çünkü zayıflara ulaşmak onun için çok kolaydı.
Ve yine gülümsedi artık Cehennem'de yalnız kalmayacak , sadece tek başına azap çekemeyecekti . Çünkü artık en az onun kadar günahkar kötü ruhlara sahipti.•Arafta Kalanlar: Şeytan bu küçük kızı da kandırmak istemişti belkide başarmıştıda herkesin bir zaafı olduğunu biliyordu.
Yine gülümsedi uzun siyah tırnaklarını bilemiş ve onlardan biri gibi olmuştu. Bir kadın kılığına girdi. Siyah çarşaflara büründü. Kızın zayıf noktası annesiydi. Çünkü uzun bir zamandır bu küçük kızı izliyordu. Onuda kendi tarafına çekmek istedi. Onun için bir bileklik tasarladı ve küçük kızın avucuna bıraktı. Zayıf insanları severdi. Bu kızda kandırdığı diğer faniler kadar kırılgan ve zayıftı. Onun zihnine dokundu, küçük kalbi kırılmıştı. Onun kahramanı onu ve annesini bırakmıştı. Bir babası yoktu, seytan tekrar gülümsedi ve ona aynen şöyle söyledi.' Ne dilediğine dikkat et küçük, bu bileklik çok kincidir.Sen ondan bir şey alırsın ,o da senden...'
Küçük kız bunu umursamadı. Almıştı çoktan bilekliği. Şeytan bir kere daha amacına ulaşmış onu da kendi tarafına çekeceği için mutlu olmuştu. O da kötü ruh olmaya adım atmıştı.
Şeytan yine gülümsedi, çünkü onun ne dileyeceğini biliyordu zayıf insanlar en sevdiği şeyin gerçek olmasını dilerdiler.
Bazen para, bazen sonsuz bir güç.
Küçük kızda resimlerinin gerçek olmasını diledi. Tanrı bu savunmasız kızın dileğini kabul etti. Onun çizdiği her şeyin bir bir gerçek olduğu bir bölge yaratıldı.
Yeşil gözlü kudretli bir dev bu kızın sonu olacaktı.
Burada ne Cennet'e gidecek cesetler vardı ne de sonsuz azap çekecek kötü ruhlar.Çünkü;
O ne bir ceset,
Ne de bir ruhtu,O tam anlamıyla Cennet ve Cehennem'in ortasıydı.
O arafın ta kendisiydi.
Bir ressamın var ettiği en büyük kusurdu.
Geceye hapsolmuş bir bedendi.
Teninde ölmek isteyen bir kelebeğin ömrüydü o.
Sonsuz bir karanlık çöktü.
Peri kadar zarif bir kadın kalbini çaldı.
Genç adamın kalbi ilk defa çarptı, kaburgaları tek tek parçalandı.
Burası Lina'nın yarattığı, Ares'in sahip olduğu araftı. İkisi de bu dünyaya hapsoldular. Ya birlikte olup yaşayacaklardı ya da birbirlerinden kaçıp kendi sonlarını yazacaklardı.
Tanrı küçük kızı affetti ama onu soğuğa aşık etti, yağmura mecbur bıraktı....
🍃
Bu benim ilk kurgum.
Umarım severek okursunuz.♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ IV +18
Fantasía-Tamamlandı- [+18 cinsellik, hayali varlıklar vardır. ] O gece Tanrı küçük kızın gözyaşlarına kıyamadı, Bir annenin rahminden var ettiği küçük kız yıpranmış, kırılmış, gözlerindeki yaşama sevinci son bulmuştu. Yağmurlardan nefret etti önce, soğukt...