Geride Kalan 2 Hafta

814 107 42
                                    

Multimedya: Adnan Dede

NOT:Bu bölümü ara bölüm olarak yayınlıyorum. Yarın baya uzun bir bölümle sizleri şaşırtmaya devam edeceğim. Umarım beğenirsiniz.
Sizleri seviyorum.
İyi okumalar.

Yorum yapmayı ve votlemeyi unutmaylım :))

****

Genç kadın Talha'nın anlattıklarına inanmıştı. Gerçeklerden habersiz bu sıradan sandığı hayatın içinde ilk kez kendini mutlu hissediyordu. Mutluluğun arkasından getireceği vahşetten habersiz. Bir ruh hastasına günden güne kendini teslim ediyordu. İçinde bulunduğu buhranın hiç bitmemesini diliyordu. Ama onun kaderi doğuştan çizilmiş, annesinin hatalarının bedelini ödemeye mahkum edildiğini bilmiyordu.

Hayal'den

Talha ile konuşalı tam iki hafta olmuş, Adnan Dede eve dönmüştü. O günden sonra Umut KUTBAY'ı sadece bir kaç kez görmüştüm. Okula ya hiç gelmiyor yada bir kaç derse girip kayboluyordu.  Devamsızlıktan sınıfta kalmıyor muydu bu çocuk. Her ne kadar bunun nedenini merak etsem de, bu kadar merakın iyi olmayacağını düşünerek kimseye soramamıştım. Zaten Talha'da bir daha bu konularda konuşmak istemediğini açıkça dile getirmişti.
Umut KUTBAY hakkında 2 hafta önce öğrendiğim şeyleri ise hala hazmedememiştim. Talha'nın anlattıklarından sonra intikam hissim yok olmuştu. Zaten oldukça saçmaydı. Sonuç olarak Umut'un ne suçu vardı? Suçu olmadığı gibi onunda hayatı mahvolmuştu. Ve hayatını mahveden bu kişi sadece biyolojik olarakta olsa benim annemdi.

Artık ondan uzak duracaktım. Her ne kadar ondan uzak durmaya çalıssamda bir şekilde karşıma çıkmayı başarıyordu. En azından aklımdan çıkmıyordu. Simsiyah gözleri ve kendi kadar korkutucu kokusu. Bir koku bu kadar gizemli ve ürkütücü nasıl olabiliyordu? Umut KUTBAY hiç bir şey yapmasada günden güne beni kendine çekmeyi başarıyordu.

Ayrıca okula bu süreçte baya alıştım. İlk günlerin aksine sınıftakilerle konuşmaya başlamış, gayet iyi anlaşıyorduk. Bir kaç ay okula gitmediğim için eksiklerim vardı ve bu konuda Serap bana oldukça yardımcı oluyordu. Burada ki arkadaşlarım okula servisle geldikleri için bende Adnan Dede'ye servisle gelip gitmeyi önermiştim ve o da kabul etmişti. Benim servisimde bizim sınıftan İrem vardı. Oldukça güzel ve sevecen bir kızdı. Bir kaç gün okul çıkışında beraber bir şeyler bile yapmıştık. Baya baya hayatım bir düzene oturmuş, her şey Ayşe Teyzemin istediği doğrultu da ilerliyordu. Tabii üç gün önce ki olayı saymazsak.

Üç gün önce her zaman ki gibi kırık parkenin altında sakladığım sigara paketini çıkarıp bir tane sigara aldıktan sonra cam kenarında içmeye başlamıştım. Beni gören bahçıvan Adnan Dede'ye gambazlamakta hiç de gecikmemişti. Adnan Dede tüm odamı Sultan'a arattıktan sonra kırık parkenin altında ki izmaritlerle adeta şok geçirmişti. O gün bana karşı ilk defa o kadar sert olmuştu. Bu yaptığım şey cezasız kalmamış, pazar günü oynanacak olan Galatasaray-Beşiktaş maçı biletlerime de el konulmuştu. Fatma ve Hakan'la maça gidecektik ve günler öncesinden bile bu maç biletlerini bulabilmek için baya uğraşmıştık. Tekrar yeni biletler almamız neredeyse olanaksızdı. Benim cezamın ceremesini arkadaşlarımın da çekmesi beni daha da çok üzmüştü. Saatlerce odada Adnan Dede'ye saydırıp sinirimi kustuktan sonra aslında bu yaptıklarının hoşuma gittiğini farketmiştim. Hayatımda ilk defa biri tarafından bu kadar sahipleniliyor, önemseniyordum. Adnan Dede beni benden daha çok düşünen bir baba gibi bana yaklaşıyor. Yaptığım her şeye rağmen benim için elinden geleni yapmaya devam ediyordu. Dün gece yaptığımız o uzun konuşma da sigarayı bir daha içmeyeceğime söz vermiştim. Bu kadarını Adnan Dede'ye borçluydum. Öz anne ve babamdan görmediğim her şeyi bu adam bana hiç bir karşılık beklemeden sunuyordu. Normal bir hayat yaşamamı, en iyi şekilde eğitim görmemi istiyordu. Kızı Ayşe'nin ölürken bile ona onca acı çektiren babasını da düşünüp beni bir hediye olarak ona bıraktığını düşünüyordu.

İşte iki haftamın özeti bu kadar. Sonunda sıradan bir hayatın içinde mutluydum. İntikam, annem hiç bir şey umrumda değildi. Beni istemeyen bir kadın için kendimi daha fazla üzmeyecektim.
Kapanmaya başlayan gözlerimle, kendimi uykuya teslim etmeye başladım.
Ve ben tüm hayatımı geri de bırakıyordum. Bu ne kadar mümkün olur bilmiyordum. Ama Adnan Dede için, Ayşe Teyzem, en önemlisi kendim için değişecektim.

Umut'tan

Sinir... Kriz... Sanrı... Yarısı çizilmiş bir kalp. Tamamlanmamış. Hayat diyorum, çok boktan. Tek istediğim yalnızlık. Gözyaşı istemiyorum. Seni artık istemiyorum anne. Kırgınım. Üzgünüm. Her yerde nefret var. Her yerde kan var. Ve öfke... Ve hüzün... Ve kırıklar. Parçalanmış hayaller var.

Masmavi gözler neden bende nefret uyandırmıyordu? Kendimi anneme ihanet etmiş gibi hissediyordum. Günlerdir okula gitmiyordum. Kızın bana karşı merakı beni şüphelendirmişti. Nida ile de konuştuktan sonra şüphelerimde yanılmadığımı anlamıştım. Kız sadece Talha ile konuşuyordu. Bu işime geliyordu. Kız hakkında araştırma yapılmasını istediğimde Adnan Terim ile yaşadığını ortaya çıkmıştı. Adnan Terim, Ayşe Terim'in babası. Bu kız da torunu oluyordu herhalde. Peki ama bu kızın benimle derdi neydi?

Nida kızı biraz korkutmanın eğlenceli olacağını söylediğinda ne isterlerse yapmalarını söyledim.

Talha'nın uydurduğu bu ağlanası hikayeye inanmışa benziyordu. Bu kadar saf mıydı gerçekten? Kadınlar saf olmazdı. O da bir kadındı. Üstelik onu öldürmek için sabırsızlanmam gerekirken öldürmemek için bahanelerle aradığım bir kadın. Hayır, o saf ve masum hallerine aldanmayacaktım.

Bir kaç gündür ilaçlarımı düzenli olarak kullanıyordum. Annemi özlemiştim. İlaçları kullandığımda annem yanıma gelmiyor ve ardından o ilaçları kullandığım için beni cezalandırıyordu. Vücudum da ki izlere baktım. Hayır, bir yenisini istemiyordum. Zaten ilaçları kullanmadığımda benden bu kızı öldürmesini isteyeceğine ve ben öldürene kadar susmayacağına emindim.

Bayan SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin