🌾2.Bölüm

1.1K 145 103
                                    

Merhaba sevgili okurlarım 😍
Öncelikle bölümü geciktirdiğim için hepinizden çok özür dilerim ❣️ama bundan sonra her Salı ve Cumartesi günleri bölümler gelecek inşaAllah ❣️

Keyifli Okumalar ❣️



Ruh-u Revan, Anadolu şiirlerinde 'yürüyen ruhum' anlamına gelirken, Revan kelimesi tek kalırsa eğer 'tek başına yürüyen' anlamını alırdı.

Ve Zeynep'in yaşadığı bu duygu sanki her ikisi gibiydi. Yürüyen ruh-u Yusuf iken, bu zamana kadar tek başına yürüyen hep Zeynep olmuştu...

Bir insan bu dünyaya sadece kendisi ve çevresi ile imtihan olmak için değil, aynı zamanda onu tamamlayıp ona ayna olacak Ruhu bulmak için de gelmişti.

Ve zorluklarla harmanlanıp kavuşan ruhlar, birbirini görünce tanırdı...

Kimileri hemen..
Kimileri zamanla..
Kimileri ise ömrünün sonunda...

Ve Zeynep'in kalbi sanki at yarışına girmiş bir tay gibi hızla atarken, elini kalbinin üzerine koyarak gülümsedi.

Yusuf gelmişti !

Hasretti bunun adı. En son beş ay önce görmüştü onu ama emindi ki bir gün geçse bile yine hasret çekecekti o yüreği.

Ta ki, hasret çektiği o yürek Zeynep için atana denk…

Sanki Züleyha'nın, Yusuf aşkı gibi Zeynep'in de kalbi Yusuf ile sarmalanmıştı. Biri Divan Edebiyatı ve Gazellerde geçen  Aşk hikayesi olsa da, bir diğeri sanki şimdiki zamanın aşkı gibiydi. Züleyha'nın imkansız olan o aşkı, Zeynep için bir o kadar yakın ama yine bir o kadar da uzaktı.

Belki de bunun sorumlusu Yusuf'un annesi Gülsüm hanım ve kendi annesi Fatma hanımdı. Her iki kadın komşu oldukları kadar bir o kadar da çok yakın dostlardı.

Yusuf'un annesi Gülsüm hanım Zeynep'i kendi kızından ayırt etmezken aynı şekilde Fatma hanım da Yusuf ve Ecrin'i aynı sevgi ile severdi. Küçükken herşey daha kolay olsa da, gençler büyümeye başlayınca işin rengi değişmeye başladı.

İki kadın da istediler ki, dostlukları ileride evlatları sayesinde daha anlamlı ve daha güzel olsun ama iki genci birbirine yakıştırma girince devreye, Yusuf ve Zeynep'in de arasına ister istemez bir mesafe girdi. Çocuk değillerdi artık ve başta anneleri olmak üzere etrafda ki insanlar da onları yakıştırmaya başlamıştı.

Yusuf bunu her ne kadar görmemezlikten gelsede Zeynep'in aklına 'gelin' lafını sokmalarına bir süre sonra kızmaya başladı. O Zeynep'in küçük kalbini bulandırmak istemezken, çoktan o kalbe düştüğünün farkında bile değildi.

Yusuf ile aynı mahallede büyümesi kaderdi. Çocukluk arkadaşı olmaları bir seçimdi ama Yusuf'a aşık olmak, Zeynep'in kontrolünün dışında bir şeydi…

O zamanlarda Yusuf daha on yedi, Zeynep ise on dört yaşında bir kız çocuğuydu. Yusuf genç kızdan uzaklaştıkça Zeynep istemsizce onu beğenmiyor ve istemiyor düşüncesine kapıldı.

Artık eskisi gibi sohbet etmez, okul yolu için otobüs durağına kadar beraber yürümez olmuşlardı. Yusuf kız kardeşi Ecrin, yakın dostum dediği Hamza ve onun peşine takılan kuzeni Çağla ile okula giderken, Zeynep durağa kadar tek yürür olmuştu.

Neyse ki onu otobüs durağında bekleyen dostu ve sırdaşı Tuğba'sı vardı. İçine kapanışının, kalbinin kırılışının en büyük şahidi Tuğba olmuştu. Ve aradan zaman geçtikçe, Tuğba'nın arkadaşı için 'hoşlantıdır geçer' diye düşündüğü şeyin aslında Aşk olduğunu anlaması pek de uzun sürmedi.

Ruh-u RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin