🌾19.Bölüm

824 101 58
                                    

Keyifli Okumalar
Dilerim ❣️

***

Eski bir Çin inanışına göre;
görünmeyen kırmızı bir ip, ruh eşlerini birbirine bağlarmış. İp ne kadar dolanırsa dolansın, isterse düğüm olsun, veya gerilsin o ip asla kopmazmış. Şartlar, zaman veya oldukları yer farketmez, ne olursa olsun dünya dönmeye devam ettiği sürece o kayıp ruhlar birbirini bir şekilde bulur ve bunu hissederlermiş…

***

Tolstoy; 'Uzak ve imkansız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir' demiş..

İşte Zeynep, bu gece bu sözün doğruluğunu iliklerine kadar hissetmişti. Hayal dâhi edemeyeceği bir durumun içerisinde, sevdiği adamla karşılıklı bir şekilde zeybek oynamıştı.

Yusuf Efe olmuştu, Zeynep de ona eş..

Onlar herkesi hayran bırakacak bir şekilde uyumlu oynarken, sanki ruhları bir olmuş ve bunu bir tek Zeynep değil, Yusuf da hissetmişti. Zeynep'in ilk başlarda adını bilmediği ama zaman geçtikçe; 'Sevda Kuyusu' olduğunu öğrendiği yere, bu defa sanırım Yusuf düşmüştü. Kına bittikten sonra herkes evine odasına çekilirken, Yusuf ne eve sığabilmişti ne de odasına. Evdekiler uyuduktan sonra soluğu hemen bahçede almış, sandalyede oturarak başını geriye doğru atıp, gecenin parlayan yıldızlarını izlemişti öylece..

Zeynep de ondan farksız değildi ama yarın hem düğün vardı hemde Buket ve Sinan gelecekti. Heyecan, mutluluk ve yorgunlukla yatağına doğru uzanırken, belki de uykunun kollarına kendisini ilk defa bu kadar çabuk bırakabilmişti.

Ne de olsa kafasında soru işaretleri olan o değil, Yusuf'du..

Genç adama ise şuan uyku haram gibiydi. Ne gözünü kırpa biliyordu, ne de kafasının içindeki sorulara bir cevap bulabiliyordu. Bir çeşit kendisini sorguluyordu sessizce.
Belki de kalbinin daha önce hiç bilmediği bir sokağında, ilk defa bu şekilde kaybolmuştu. Genç adam öylece otururken bahçede, kaldığı odanın penceresinden arkadaşını izleyerek gülümsedi Tekin.

"Güzel.. Uykusuzluk ve sorgulama başladığına göre, belli ki birilerinin kalp ritmi değişmiş.." Sessizce kendi kendine konuşup psikolog kişiliğiyle kısa bir analiz yaparken, komidinin üzerinde çalan telefonuyla gülen yüzü bir anda yerini endişeye bıraktı.

Gecenin ikisinde kim arardı ?..
Acaba eşine mi bir şey olmuştu ?..

Endişeyle hızla pencereden uzaklaşıp telefonunu almak üzere komidine yaklaştığında, ekranda büyük harflerle 'BELASINI ARIYOR' yazısıyla karşılaşınca içi hemen rahatladı. Buğra'nın gecesi gündüzü şuursuz olup istediği saatte onu aradığı için ortada endişe edecek bir durumda yoktu. Tebessüm ederek telefonu eline alıp yatağa doğru oturarak aramayı hemen cevapladı.

Ruh-u RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin