Sevgi çiçeklendirir...
***
Uçağın kalkışıyla cam kenarında oturan Zeynep bakışlarını Konya'da gezdirirken, son kez Yusuf'u görmek isteyen yüreği bu duruma istemsiz bir şekilde hüzünlenmişti.
Dün ki olaydan sonra vurdum duymaz kalbi yüzünden uykusuz koca bir gece geçirirken aynı zamanda bakışları da tüm gece boyunca ışığı sabaha kadar açık olan Yusuf'un odasındaydı.
İstedi ki, Yusuf günlüğünü hemen okusun ve ona çok yakışan gülümsemesiyle balkona çıkarak ona baksın. Ama tüm gece boyunca ne Yusuf'un ışığı söndü, ne de Zeynep beklemekten vazgeçip uyudu. Bekledikçe de kalbi vesveselere kapılmasın diye aldı eline bir kitap sadece okudu. Ama okuduklarında bile sanki Yusuf vardı.
Ya tüm şairler Yusuf'u tanıyordu, ya da Zeynep her mısrada Yusuf'u buluyordu…
Uykusuz geçen gecenin ardından okunan ezanla kendisine gelirken yerinden usulca kalkarak abdestini almış ve ardından anne ve babasını da kaldırmıştı.
Ailecek salonda namazlarını eda eden Candan ailesi dualarını edip yerlerinden kalkarken saat 7.00 gösteriyordu. Ahmet bey Kurân-ı Kerim'ini eline alıp salonda ki kanepede oturarak başladığı hatimine devam ederken, Zeynep ve Fatma hanım da mutfağa doğru geçti.
Genç kızın uçağı tam 09.00 da kalkacağı için ailecek kahvaltı yapıp kızlarını havaalanına beraber götüreceklerdi.
Zeynep kahvaltı sofrasını annesiyle birlikte hazırlarken, içindeki endişeyle karışık heyecanı yine onunla beraberdi. Yusuf'un günlüğü okuduktan sonra ki tepkisini hayatında hiç birşeyi merak etmediği kadar çok merak ediyordu..
Utanıp çekinmeseydi eğer o arayacaktı ama maalesef ki o kadar cesareti kendinde bulamıyordu..
Fatma hanım ve Zeynep herşeyi hazır ettikten sonra Ahmet beyi de sofraya çağırarak masaya oturdular. Her zaman ki ailecek yapılan sohbete bu defa Zeynep'in dayısı Enver'in kız isteme mevzusu geçti.
Fatma hanım kızına bir daha ki hafta sonu babasıyla birlikte Bursa'ya geleceğini ve hemen ertesi günde hep beraber Adana'ya gidip Elif'i hem isteyip, hem nişan yapacaklarını söylediğinde, genç kız bu haberle oldukça mutlu olmuştu.
Hem ailesini fazla vakit geçmeden görecek hemde anneannesiyle ilk defa farklı bir şehire yolculuk yapacaklardı..
Kahvaltı faslından sonra Zeynep son hazırlıkları için odasına doğru çıkarken dün hazırladığı bavulunun yanına ekstra bir iki eşya daha alarak bu defa bavuluyla birlikte aşağıya indi. Kapı ağzında ayakkabılarını giyen babasına ve onu geçirmek için kapı ağzında bekleyen annesine bakarak hafif bir şekilde tebessüm etti.
"Babacığım aslında sen hiç zahmet etmeseydin, ben bir taksiye biner giderdim."
"Niye zahmet olsun kızım. Ver şu bavulu bakayım." Diyerek elindeki bavulu alıp dışarıya çıkan Ahmet bey hızla arabaya doğru geçerken, Zeynep de sıkıca annesine sarıldı. Ana kız kısa bir vedalaşmadan sonra zoraki bir şekilde ayrılırken, Zeynep hızla arabaya doğru ilerledi.
Tam bahçeden çıkıp önünde ki arabaya binmek için hamle yaptığında, kısa bir an duraksadı. Bakışları sanki son bir anda onu görecekmiş gibi çıkmaz sokağa doğru kaydığında, aradığı kişinin orada olmayışı onu hüzünlendirmiş ve daha fazla beklemeden arabanın ön kapısını hızla açarak binmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan
Romansa🌾Tamamlandı Bir insan bu dünyaya sadece kendisi ve çevresiyle imtihan olmak için değil, aynı zamanda onu tamamlayıp ona ayna olacak Ruhu bulmak için de gelmişti. Ve zorluklarla harmanlanıp kavuşan ruhlar, birbirini görünce tanırdı. Kimileri hemen...