🌾8.Bölüm

938 130 100
                                    

Keyifli okumalar dilerim ❣️

***

2 AY SONRA

Zamanın değirmeni ağır ağır dönerken mevsimler Sonbaharın son demlerini yaşıyor, artık Kış soğukları kapının eşiğindeymiş gibi kendini yeterince belli ediyordu. Bir çok ev çoktan sobalarını yakmaya başlamış, kestane ve mandalina kokuları şimdiden evlerin vazgeçilmezleri olmuştu.

Zeynep ve Hafize hanımın keyfine ise diyecek söz yoktu. Soba kenarında kurulmuş bir yer sofrası, üzerinde demlenmiş sıcak bir çaydanlık, kuzinenin içinde pişmiş bazlama ekmeği ve patates…

 Soba kenarında kurulmuş bir yer sofrası, üzerinde demlenmiş sıcak bir çaydanlık, kuzinenin içinde pişmiş bazlama ekmeği ve patates…

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Biraz huzur, biraz çay, gürül gürül sıcacık bir soba ve buram buram eski zamanlar kokan küçük bir oda...

Zeynep küçükken sonbaharın geldiğini bir sararan yapraklardan, bir de anneannesinin evine kurulan sobadan anlardı. Her ne kadar kendi evinde doğalgazla büyümüş olsa da, diğer yandan  anneannesinin evinde kuzineli sobayı tanıyan şanslı çocuklardandı. Bir de sobanın yanında ki kanepede o güzel sıcaklığıyla mayışmak diye bir şey vardı ki, Zeynep o uykunun keyfini hiç bir doğalgazlı evde bulamazdı.

Küçükken gece çöktüğünde sobanın içinde ateşin o gürül gürül sesleri ve sobanın kapağından tavana yansıyan ateşin dansı sayesinde, oda onun gözünde bir anda hayal bahçesine dönüşü verirdi…

Zeynep ilk o zamanlar da, daha on iki yaşındayken anneannesinin evinde sobanın bir köşesinde oturarak yazmaya başlamıştı.

Şiirler, sözler, ilk kalp kırıklığı, ilk aşkı…

Çocuktu daha belki ama bir çok şeyi fark ediyordu. O anda aklının ucunda kalan onunla birlikte büyüyen gerçekler hâlâ aklının bir köşesindeydi. Ve hiç unutmayacağı bir gerçeği o küçücük haliyle keşfetmişti.

Sobalı bir evde büyümenin en keyifli anı aslında bütün aileyi bir araya toplamasıydı. Öyle ben odamda takılacağım deyip kendi odana gidilmez veya bir tartışmadan sonra kapıyı çekip çıkılmazdı. Her sıkıntı o anda, o odada çözülmek zorundaydı.

Çünkü o Dayısından, teyzesinden, annesi, babası ve anneannesinden bunu görmüştü..

O yüzdendir belki de sobalı ev denince akla, bir olmak, yan yana oturmak, sobanın üzerinde hiç soğumayan çaydanlıktan çay almak, portakal ve mandalina kokusuyla muhabbet etmek gelirdi…

Ve şu anın en güzel olayı ise, kuzineden gelen mis gibi bazlama kokusu, sobadan gelen o huzur veren çıtırtı sesleri ve anneannesinin o güzel hikayeleriydi..

Zeynep yine anneannesinin o anlamlı ve çok düşündüren sözleriyle, bam başka diyarlara giderken içinden; 'Allah'ın lütfen, ileride bir evim olacaksa eğer, sobalı bir odası da olsun' dedigi an içi hemen huzurla doldu.

Ruh-u RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin