Anime Yandere One Shot

Yandere! İwaizumi Hajime Part 2

UYARILAR: Yandere temaları, ölüm tehditleri, aile üyelerinden duygusal/sözlü taciz, NSFW, NON-CON, zorla evlilik, şantaj, Iwaizumi korkunç bir insandır

Özet: Bir varmış bir yokmuş, üvey ailesi tarafından korkunç muameleye maruz kalan (Y/n) adında küçük bir kız varmış. Bir prens ona aşık oldu ama o aynı şeyi hissetmiyordu. Ve sadece o sonsuza kadar mutlu yaşadı.

zorlama

/isim/

kuvvet veya tehdit kullanarak birini bir şey yapmaya ikna etme pratiği.

"Seninle yapmak istediğim bir anlaşma var," Prens Iwaizumi'nin dudaklarına karanlık bir gülümseme yayıldı, "Reddedemeyeceğiniz bir anlaşma."

"O-Oh?" Gıcırdıyordun, gözlerindeki yırtıcı bakışla ağzın kurumuştu.

"Benimle evlen."

Mutfak sessizliğe gömüldü, nefesin onun sözleriyle tamamen durdu. Gerçek dışı hissettirdi, isteği.

"P-pardon?"

Prens Iwaizumi, her zamanki gibi belirgin bir şekilde sırıtarak, "Benimle evlen" diye tekrarladı.

"Bu gerçekten bir anlaşma değil, majesteleri," demeyi başardın, sözlerin boğazını tıkadı.

Kara gözleri kısa bir süre seni düşündükten sonra kendini düzeltti, "Benimle evlen yoksa ailene kardeşinle onların isteklerine karşı görüştüğünü söylerim."

Kalbi durarak ona baktın. Nasıl biliyordu? Bunu nereden biliyordu?

Bu... bu gerçek olamazdı. Sadece korkunç bir kabus görüyordun, değil mi? Ama neden uyanamadın?

Boğazından safra yükseldi, "Ben... Ben de yapamam, Majesteleri. Hana ile evlenmeye hazırsın, benimle değil. Ben sadece şef-"

Prens Iwaizumi, "Sen hiç şef değilsin," diye tersledi, "Sandığından daha fazlasını biliyorum, o yüzden bana yalan söylemeye cüret etme. İstesem kafanı alabilirdim."

Ey. Bu doğru. Adamla o kadar rahat konuşuyordunuz ki, ölümünüzü bir parmak şıklatmasıyla başlatabileceğini neredeyse unutuyordunuz.

Seçeneklerinizi düşündünüz. Kanji'yi kaybetmek dayanılmaz olurdu... ama bir başkasıyla nişanlı olan Prens'le birlikte olmak, yakalanırsan ölüm cezası olurdu. Ve bu Kanji için daha kötü olmaz mıydı? Ablasının ölmesi için mi?

Prens Iwaizumi iç çatışmanızı sezmiş gibi görünüyordu ve düşünce sürecinizi kırdı, "En azından benimle gizlice çıkmayı kabul etmezseniz, kardeşinizi öldürürüm."

Kanınız buza döndü. Daha farkına bile varmadan protesto ediyordunuz, "Hayır! Hayır, yapma, lütfen! Seninle çıkacağım- seninle evleneceğim- her şeyi yaparım- lütfen prensim, onu incitme!"

Prens başını salladı, "O zaman bir anlaşmamız var."

Titriyordun, burnunu çekerken gözyaşların gözlerini dolduruyordu. Prens Iwaizumi gitmek için döndü, kapının önünde durdu ve ayrılmadan önce son bir yorumla geri döndü.

"Beni hatırlamadığını bilmek gerçekten acıtıyor."

Etrafını saran sıcacık fırınlara rağmen titreyerek durdun, düşüncelerine, korkularına, pişmanlıklarına ve "neden ben?" düşünmek.

Prens Iwaizumi ne ertesi gün, ne ondan sonraki gün, ne de ondan sonraki gün geri dönmedi. Derinlerde bir yerde tamamen yanlış olduğunu bildiğiniz bir güvenlik duygusuna kapıldınız. Değişimden bu yana, durumunu düşünmüştün.