Arkın, evine varmasına bir sokak kalmıştı sadece. İki gündür yoktu ama yine de çok özlemişti ailesini. Bir an önce annesini görüp ardından da kokusunu özlediği Leyla'sına gitmek istiyordu.
Evin sokağına girdiğinde gördüğü siyah arabayla duraksadı. Evlerinin önünden mi hareket ediyordu yoksa ona mı öyle gelmişti. Gaza basan arabayla yanlış düşündüğünü anlayıp boşvererek eve yürüdü. Tanımadığı o adamın evinden buraya gelene kadar canı çıkmıştı. Üstü başı biraz düzgün de olsa sırtındaki ve elindeki ağrı hala vardı.
Kapıyı açıp bahçeye girdiğinde etrafı gözledi. Aniden gözüne çarpan havuzdaki karartıyla kaşlarını çattı. Havuza bir şey düşmüş olmalıydı. İçindeki merakla oraya adımladığında yaklaştığı her saniye karartı bir bedene dönüşmeye başlamıştı.
Arkın kaşlarını iyice çatarak adımlarını hızlandırdı. Yaklaştığı her saniye havuzdaki bedeni tanımasıyla bütün gücüyle koştu. Küçücük beden havuzda ters dönmüş bir şekilde hareketsiz yataken Arkın bir saniye olsun dahi düşünmeden havuza atladı. İçindeki korku had safhada iken bir şey olmaması için dua ediyordu. Tek bir yeğeni vardı ona da bir şey olmasına izin veremezdi.
Yüzerek yanına gittiği bedeni anında kucağına alıp başını sudan çıkartmasıyla Alp'in başı omzuna cansızca düştü. Bütün vücudu uyuşmuşken bir şey olmaması için içten içe kendini yiyip bitirirken anında havuzdan çıkarıp ters çevirdi. Sırtına vurduğu küçük beden kımıldamazken Arkın bütün gücüyle bağırdı.
" Abiiii!!! Yardım edin..."
Boğazı acıyacak kadar bağırırken bir yandan da Alp'in nefes alması için çabalıyordu. Küçük beden nefes almıyordu.
Göz yaşları yanaklarından süzülürken tekrar bağırdı.
" Emirr. Annee. Yengeee!!!"
Kimse sesini duymuyor muydu? Allah kahretsin hepsi neredeydi?! Küçücük bir çocuğu nasıl tek başına evde bırakırlardı!
" Alp alp, uyan."
Sarstığı küçük bedenden su damlaları saçılıp üstünü ıslatırken son çare olarak suni teneffüs yapmaya başladı. Küçücük bedenin ağzını açıp burnunu kapatarak nefesini üflediğinde bırakıp kalp masajına başladı. Bir iki defa nefesini ciğerlerine üfleyip sonra da kalp masajı yapıyordu.
" Uyan lütfen... Lütfen ölme."
Çaresizce kalp masajı yaparken göz yaşları çocuğun ıslak suratına düşüyordu. Bir yandan hıçkırırken bir yandan da çocuğu hayata döndürmeye çalışıyordu.
" Alp..."
Sesi bir fısıltı gibi çıkarken dakikalardır tepki göstermeyen bedenle direnci kırılırken yine de devam ediyordu. Pes etmek istemiyordu. Alp ölemezdi. O daha küçücüktü. Yaşayacağı kocaman bir hayat vardı daha önünde.
Yarım saattir uğraştığı beden gözleri kapalı bir şekilde önünde duruyordu. Arkın, kalbi paramparça olmuş bir halde ona bakarken göz yaşları durmak bilmiyordu.
Zar zor bedenini ayağa kalkıp eve doğru yürürken savsak adımlar atıyordu. Az önce tek yeğeni gözlerinin önünde ölmüştü ve hiçbir şey yapamamıştı. Eve doğru yürürken onca ev halkının ve hizmetlinin nerede olduğunu bilmek istiyordu. Eğer içeridelerse onlara çok kötü kızacaktı, eğer değillerse de küçük bir çocuğu evde tek başına bıraktıkları için kızacaktı. Hatta hiç biriyle konuşmayacaktı.
Evin kapısına gelip elini uzattığında kapının zaten açık olduğunu gördü. Ama kapıdan sonra hemen dibinde kanlar içinde yatan bedeni de görmüştü. Anında zihni açılıp içeriye doğru koştu. Yanlış bir şeyler dönüyordu ortada.
Salona doğru koştururken aynı zamanda da bağırıyordu.
" Abi, yenge, an-"
Sözünü tamamlamasına izin vermeyen şey salonda yüz üstü yerde duran kanla kaplı annesiydi. Bıçak yemiş gibi dondu yerinde. Kıpırdamaya zorladı kendini. Belki de hala yaşıyordu.
Birkaç dakika sonra kendine gelip hızla annesine koştu.
" Anneee!!"
Evi inleten sesle annesinin bedeninin yanında yere çöküp elini annesine attı. Ama aldığı tek karşılık kanlı bir el olmuştu. Elindeki kana donmuş gibi bakarken, gözü annesinin cansız bedenine kaydı. Ölmüştü. O da ölmüştü.
Bu gerçeklik yüzüne tokat gibi çarparken ruhsuzca başını kaldırıp evde dolaştırdı.
Merdivenlerin dibinde gördüğü abisinin bedeniyle içindeki umut kırıntıları yavaş yavaş soluyordu. Kim yapmıştı bu caniliği? Onlar kimseye zarar vermemişlerdi. Kim niye yapardı?
Abisinin yanına gidip ona dokundu. Ama yaşamıyordu. Kararmış gözleri ve bembeyaz olmuş yüzüyle ona bakıyordu. Artık hiçbir ley düşünemezken belki bir umut yengesi yaşıyordu. Belki...
Duvarlara tutunarak ayakta kalmaya zorladığı bedenini yukarıya yöneltti. Bastığı her merdiven abisinin kanıyla ıslanmıştı. Hiçbir şey hissedemezken yukarı kata çıkmayı başardı. Ama kapının önünde yüz üstü yatan bedeni görmesiyle duvara tutunmak zorunda kalmıştı. O da ölmüştü. Kimse yaşamıyordu.
Kaç dakika orada kaldı bilmiyordu ama bacakları ondan bağımsız bir şekilde yengesine giderken ayak uydurmaktan başka yapabileceği bir şey kalmamıştı.
Yengesinin yanına gitmesiyle gözü içeriye kaydığında, odada üstü başı yırtılmış bir şekilde başından kanlar akan nişanlısı son darbe olmuştu. Ayaklarının bağı çözüldüğünde dizlerinin üzerinde parkelere düştü. Hayatı, yaşama sevinci, umudu, sevdiği, ailesi bir günde yok olmuştu. Artık kimsesi yoktu. O kimsesiz kalmıştı.
Arkın orada bilinsiz, hiçbir şeyi hissedemeden öylece boşluğa bakarken içeriye giren adamlardan habersizdi.
Soysal ve adamları içeriye girmişti. Bu kanlı görüntü karşısında Soysal aralarında Arkın denilen adamı aradı. Ama içinde bir yerlerde istemiyordu onun cansız bedeniyle karşılaşmak. Fotoğrafını gördüğünde yüzü çok hoşuna gitmişti. Ve onun hoşuna giden şeyi elde etmek gibi bir huyu vardı. Kolay kolay bir şeyleri sevmezdi ama sevdiğinde de zorla da olsa elinde tutardı. Takıntısı onun en büyük zaafıydı.
Adamlarıyla evi dolaşıp, yerde yatan bedenin üstünden geçerek merdivenleri çıktığında koridorun sonunda dizleri üzerinde duran bedeni görmesiyle sırıttı. Artık onu umursayıp, Soysal'ın canını sıkacak bir ailesi de kalmadığına göre tamamen onun olabilirdi.
Yanına vardığı bedenin ruhsuz bakan gözlerine baktı. Hiçbir şeyi idrak edemeyecek kadar kötü görünüyordu. Bu da ona zorluk çıkarmaması demekti.
Sırıtıp adamlara döndü.
" Getirin şunu! "
Oyuncağını elde etmeyi başarmıştı sonunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SEVDA-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Arkın nereden bilebilirdi ki bozduğu işin arkasında bir mafya babası olduğunu... Hemde bütün hayatını kökünden değiştirecek bir mafya...