Eve getirdikleri Arkın için bir doktor getirmişlerdi. Adam resmen saatlerdir gözünü bile kırpmadan hareketsiz duruyordu. Bu kadar kötü bir halde olacağını tahmin etmemişti ama hayatı şimdiye kadar olabildiğince sade geçen birinin bir günde bütün ailesini kaybetmesi ona fazla ağır gelmişti herhalde ki, vücudu bu kadar fazla acıyı kaldırmayıp kendini kapatmıştı.
Serkan kapısında beklediği adama acıyordu. Resmen bir günde cehennemi yaşamıştı. Bu kadar iyi biri olduğu için onun bunları hak etmeyen yanına üzülüyordu. Acımasız bir insanı bile kendine ısındırmıştı, hemde hiçbir şey yapmadan. Belki de iki insanı... Çünkü Kuvars kimseye yardım etmezdi. Ama onun birkaç lafıyla gidip adamın mekanına saldırıp onu almıştı. Patronunun hala daha kaybolmayan duygularıyla içi biraz da olsa sevinçle dolmuştu. Serkan için bu kadarı bile mucizeydi.
Odadan çıkan doktorla Serkan ona yolu gösterip salona, Kuvars'ın yanına getirdi. Önce Kuvars duysun istiyordu.
Salonda oturmuş boş boş önüne bakan Kuvars, kulağına gelen ayak sesleriyle başını kaldırıp yana çevirdi. Doktor gelip önünde durduğunda Kuvars ayağa kalktı.
" Durum ne?"
Hiç de kibar olmayan sesle kadın biraz korkmuştu. Serkan ise arkada patronuna çaktırmadan göz devirdi.
" Büyük bir travma geçiriyor. Muhtemelen haftalarca kendine gelemez. Ama ona nasıl davrandığınıza bağlı olarak vücudu şoktan çıkabilir. Ona ilaç verdim. Yazdığım ilaçları her gün aksatmadan verin. Birkaç gün uyusun, yoksa toparlayamaz. Ben sonra gelip duruma göre bir şey yaparım. Şimdilik iyi günler."
Adamın sözünü bile beklemeden kapıya koşarak gittiğinde Serkan kadının arkasından sırıtarak bakıyordu. Herkesin Kuvars'tan korkması Serkan'ın hoşuna gidiyordu aslında. Çünkü bazen karşısındaki insanlar çok komik tepkiler verip Serkan'ı eğlendiriyordu.
Hala sırıtırken başını çevirip baktığında, kendisine düz bir ifadeyle bakan Kuvars'la anında gülüşü solup boğazını temizleyerek geri geri gitmeye başladı.
" Ben, şey... Gideyim de doktoru... Şey yapayım, geçireyi..."
Lafını tamamlayamadan koşturarak gitmesine göz devirdi Kuvars.
Serkan'ın kapıdan çıktığını gördüğünde yukarı kata baktı. Saatlerdir gözü istemsizce yukarı takılıyordu. Bu yüzden de gelip salonda oturmuştu.
Ama kendine daha fazla söz geçiremeyip yukarı kata çıktı. Bacakları ondan bağımsız hareket ediyordu sanki. Odanın kapısını açıp içeri girdiğinde beyaz yatakta yatan bedene yaklaştı. Kapalı gözlerine baktı bir süre. Saatler önce olan sahne gözünün önüne geldiğinde sinirle gözlerini yumdu.
Niye bu kadar sinirlenmişti ki? Yoksa ona karşı... Ama hayır! Bunu yıllar evvel derinlere gömmeyi başarmıştı. Şimdi karşısına bir erkek çıktı diye ortaya çıkacak değildi bu duygular.
Gözlerini açıp buz mavisi gözlerini Arkın'a çevirdi. Ama onda farklı bir şey vardı, hissediyordu. Keşke onu kaçırmak yerine direk kafasına sıksaydı diye düşünüyordu bazen. Böylelikle gömdüğü duygularını ortaya çıkarmak gibi bir gayesi de olamayacaktı.
Serkan doktoru bahane ederek çıkmasının ardından bahane bulamayınca tekrar içeri gelmek zorunda kalmıştı. Salona girip etrafta göz gezdirdi ama Kuvars'ı göremedi. Bunu fırsat bilerek Arkın'a bakmak için odasına çıktı.
Odanın önüne geldiğinde açık kapıyla kaşlarını çatıp yavaşça kapıya yaklaştı. Kapının arkadında gördüğü bedenle fazlasıyla şaşırmıştı.
Kuvars öylece yatağın başucunda bekleyip Arkın'a bakıyordu. Dakikalarca böyle durdu, ama sonra yavaşça vücudunu hareket ettirmeyi başarıp Arkın'a yaklaşmaya başladığında Serkan izliyordu sadece.
Kuvars yavaşça yatağa oturdu. İçinden geçen şeylere anlam veremiyordu. Elini kaldırıp yavaşça yüzüne götürdü. Arkın'ın yüzüne değen parmaklarını şimşek çakmış gibi hızla kendine çekti.
Serkan onun bu davranışıyla önce göz bebekleri büyüdü. Ardından da aklına gelen şeyle içi hüzünle kaplandı.
Yıllar evvel Kuvars'la aynı üniversiteye giderken onun erkeklere ilgi duyduğunu fark etmişti. Bir çocuğu çok seviyordu ve belli etmemeye çalışsa da babasının kulağına gitmesi kaçınılmaz olmuştu.
Babası da mafya olduğu için, oğlunun böyle bir şeyle adını lekelemesine izin vermeyip, hoşlandığı çocuğu öldürmüştü hemde Kuvars'ın gözleri önünde. Ama işin aslı, çocuğun Kuvars'ın hislerinden haberi bile yoktu. O kendince uzaktan seviyordu masumca.
Gözleri önünde katledilen çocukla, Kuvars haftalarca kendine gelemeyip yemeden içmeden kesilmişti. Haftalarca odasından çıkmadan ölü gibi duruyordu. Ama sonra babasının ölmesi üzerine kendine gelip onun yerine geçmeye zorlanmıştı.
İçindeki bu hissi kendinden uzaklaştırmak için bulduğu bütün kızlarla yatmaya başlamıştı o günden sonra.
Serkan ona üzülüyordu. Böyle baskıcı bir toplumda yaşayıp da sırf kalbi hemcinsine kayıyor diye aşağılanmak onu çok acımasız birine dönüştürmüştü. Kalbini geride bırakıp bu sefer de beyniyle hareket etmeye başlamıştı. Ve bu da onu şimdiki haline dönüştürmüştü.
Serkan başını eğdi. Acımasız görüntüsünün altında yatan o yıllar evvelki çocuğu görüyordu şimdi. Saf bir sevgi barındıran o çocuk...
*
Soysal mekana gelip yangının söndürüldüğünü gördüğünde rahatlamıştı. Boşu boşuna büyük bir mekandan olacaktı, hemde kendisi için en önemli olan bir mekandı bu.
Kimin yaptığını anlamak için kamera kayıtlarına baktırdı ama görünürde bir şey yoktu. Belki de yangın yanlışlıkla çıkmıştı.
En azından fazla hasarı yoktu. Bu yüzden de güvendiği birkaç adamı orada bırakıp eve yöneldi. Evde bırakmak zorunda kaldığı o afetle ilgilenmek için sabırsızlanıyordu.
Eve vardığında hemen içeri girdi. Ama gördüğü kanlı bedenlerle silahına sarıldı hemen. Adamlar etrafı araştırmaya başladıklarında aklına gelen şeyle bir küfür savurarak hemen odaya koştu.
Ardına kadar açık olan kapıyla hemen içeri girdiğinde boş yatakla sesli bir küfür savurarak içeriye yöneldi.
Kim yapmış olabilirdi ki? Sinirden köpürürken adamlar etrafta bir şey bulamadıkları için gelip patronlarının etrafında toplanmıştı.
Soysal sinirle adamlarına bağırıp kamera kayıtlarını getirmelerini istedi.
Birkaç dakika sonra gelen kayırlarla açıp izlemeye başladığında ilk önce görüş açısına kendisinin evden çıkışı girdi. Ama hemen birkaç saniye sonra ardından içeri girip bütün adamları zorlanmadan tarayan Kuvars ve adamlarıyla sesli bir küfür savurup elini masaya vurdu. Odaları arayan bedenlerle Kuvars da yukarı kata çıkmıştı. İkinci odaya girmesiyle Arkın'ı kucağına alıp çıkması bir olmuştu.
Sinirden deli gibi köpüren Soysal elindeki silahı havaya kaldırıp ateşlemeye başladı. Onun olan birisini nasıl elinden alırdı o Kuvars denen adam?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SEVDA-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Arkın nereden bilebilirdi ki bozduğu işin arkasında bir mafya babası olduğunu... Hemde bütün hayatını kökünden değiştirecek bir mafya...