" Arkın bey? "
Uzaktan duyulan sesle Arkın daldığı düşüncelerden irkilerek sıyrıldı.
Başında dikilen Cenk, deminden beridir ona sesleniyordu ama artık kafası nasıl meşgulse, duymamıştı bile.
" Evet? "
" Efendim siz iyi misiniz? "
Değildi, hemde hiç iyi değildi.
Bir haftadır düşünüyordu. O olaydan bir hafta geçmesine rağmen hala atlatamıyordu. Kuvars'ın bakışlarındaki şeyi anlamıştı. Hiç istemese de görmüştü.
Adam saklamak için hiçbir şey yapmıyordu, ama gözüne sokmak için de bir şey yapmıyordu.Ama Arkın biliyordu, hissediyordu. Kuvars ondan hoşlanıyordu. İşin garip yanı, bundan tiksinmiyordu.
Ve bu da onu en çok korkutan şeydi.Kuvars evinden gitmeden önce, Arkın ona onu evinde geçen gün gördüğünü söyledi. Evinin önünde arabasındaydı. Ve bu izleniyor hissinin onun yüzünden kaynaklandığını biliyordu. Aylardır gizlice onu takip eden oydu.
Kuvars inkar etmemişti. Hatta Arkın onu fazla sıkıştırdığında gözüne bile bakmamış, kaçamak cevaplar vermişti.
Onun evinde ve kendi evinde yaşadıkları yakınlaşmaları düşündü. Şimdiki fikriyle Kuvars'ın kaçamak bakışları uyuşuyordu. Ondan hoşlanıyordu, hatta belki hoşlantıdan da fazlaydı.
Çünkü adam istese binlerce kişi ayaklarına serilirdi.
O kadar yakışıklı ve cazibesi yüksekti ki, evdeki çalışanların neden o etrafta varken sürekli ona bakmaya çalıştıklarını anlamıştı.Hiçbir kadının ona dayanabileceğini sanmıyordu. Peki ya erkek?
Eğer Kuvars gerçekten de ondan hoşlanıyorsa, bu demek oluyordu ki Kuvars erkek seviyordu.
Şimdiye kadar etrafındaki hiç kimse böyle değildi. Ve o da nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu.
Kuvars'a karşı garip hissediyordu. Anlam veremediği bir şeydi içinden geçenler. Anlamak istediğinden de emin değildi açıkçası.
Leyla'yı düşündü. Onun ince belini, zarif ellerini, uzun saçlarını, alımlı, pürüzsüz tenini...
Sonra aklına Kuvars geldi. Kaslı vücudu, ince uzun kemikli elleri, kısa dalgalı saçları, mavi gözleri, pürüzsüz buğday teni...
Islanınca alnında dağılan saçlarının gözlerini daha da parlatması, giydiği kendi kıyafetlerinin ona dar gelip vücudunu ortaya çıkarması, gözleriyle buğday tenindeki dövmenin uyumu... Siktir! Aklına niye böyle saçma sapan şeyler geliyordu?!Düşünmek istemiyordu, ama aklından çıkaramıyordu.
Bir haftadır onu aklından çıkarmak için kendini hiç olmadığı kadar işe veriyordu. Ama gram işe yaramıyordu bu fikir.
Galiba uzun zamandır kimseye dokunamadığı için böyle hissediyordu. Evet evet, kesin nedeni buydu.
Başka bir açıklaması olamazdı." Arkın bey? "
" Ha? "
Yine dalmıştı, hemde dalmaması gereken yerlere.
Cenk'in endişeli bakışları yüzünde dolanıyordu. Patronunun ilk defa bu kadar dalgın olduğunu görüyordu.
" Hasta mı oldunuz?"
Arkın elini şakaklarına atıp sıktı. Galiba hasta olmuştu. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.
" Cenk, ben bugün erken çıkacağım. Belki birkaç gün gelmem. Otellerden sen sorumlusun."
Elini ceketine atıp ayaklandı. Biraz kafa dağıtsa fena olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SEVDA-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Arkın nereden bilebilirdi ki bozduğu işin arkasında bir mafya babası olduğunu... Hemde bütün hayatını kökünden değiştirecek bir mafya...