Bir bar köşesinde, bir erkekle öpüştüğünü görse hayatta inanmazdı.
Ama şimdi yaşanıyordu bu. Hemde ailemin katili dediği adamla.
Ama Arkın her ne kadar inkar etmek istese de, onun ailesiyle bağı yoktu. Hatta ölümlerinden de sorumlu değildi.
Kuvars onun otelinde iş yapmıştı, Arkın bunu görüp onları ihbar etmişti. Ve adamlar da gelipmonu öldürmek yerine, o an evde kim varsa öldürmüştü. Bundan kimse suçlu ya da sorumlu değildi.
Bazen bazı yanlış kararlar veya hatalar insanı bambaşka hayatlara çıkarırdı. Ya da bambaşka kişilerle tanıştırırdı.
Şu an Kuvars'a ne hissettiğini bilmiyordu. Belki de bir şey hissetmiyordu. Sarhoş olduğu için bir anlık gaflete gelmişti. Belki kendine gelince hata yaptığını anlayıp bundan pişmanlık duyacaktı.
Ama şimdi, dudaklarını öptüğü adamın donmuş bedenine kendini yasladığında, bu hatanın yaptığı en güzel hata olacağını hissetmişti.
Leyla öleli aylar olmuştu. Arkın onu özlüyor muydu? Evet. Hala seviyor muydu? Evet. Hala aşık mıydı? İşten bundan emin olamıyordu.
Defalarca gittiği mezarın başında saatlerce ağlayarak eve dönerken, her geçen gün onu kaybettiği gerçeğini biraz daha idrak etmeye çalışıyordu.
Leyla olsaydı eğer, hayatına bakmasını isterdi.Zaten o ölmeden aylar önce Leyla ona, eğer ikimizden birine bir şey olursa, diğeri hayatına baksın olur mu?
O gün Arkın onun bu isteğini şiddetle reddetmişti. Ama Leyla durmamıştı.
Eğer karşısına çıkan biri olursa, ona kendini kapatmasın. Akışına bıraksın. Hayattan umudunu kesmesin. Çünkü belki de arkanda bıraktığın değil, yanında yürüdüğün hayat arkadaşındır, demişti.Arkın hayatına bakıyordu. Ama bu baktığı hayatta bir erkek olduğunu bilmiyordu. Belki de böyle bir şeyi merak ettiği için onu öpüyordu. Belki de...
Dudaklarını sertçe onunkilere bastırırken, Kuvars elini aralarına koyup onu itti.
Arkın hafif dönen başını umursamadan onun yüzüne baktı dik dik. Az önce onu öpen oydu. Şimdi niye kendini çekiyordu.
Kuvars, az önce yaşadıklarının şokunu atlatmak için biraz nefeslendi.
Mavilerini Arkın'ın sarhoş bakan kahvelerine diktiğinde, Arkın daha fazla dayanamayıp sordu.
" Noldu? "
Kuvars onun yüzüne bariz bir endişeyle bakıyordu.
" Arkın? Sarhoşsun. "
Arkın, gözleriyle onun yüzünü taradı. Ne demeye çalışıyordu?
" Ee? "
Kuvars onun bu sorusundan bile fazlasıyla sarhoş olduğunu anlamıştı.
" Pişman olacaksın. "
Onun pişman olması, Kuvars için dünyanın en kötü şeyiydi. Bunun önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapacaktı.
Bu gerekenler arasında ondan uzak durmak olsa bile.Arkın onun dediklerine anlam veremiyordu. Niye böyle bir kanıya varıyordu hemen. Belki de olmayacaktı.
Pişman olsa bile, güzel gözlü bu adamı öptüğü için pişmanlık duymazdı. İçinde bir yerlerde öyle hissediyordu.
" Belki de olmam..."
Kuvars gözlerini dudaklarından çekip yüzüne baktı. Gözlerinde hala emin olamayan o hava hakimdi.
Elini Arkın'ın omzuna koyup biraz daha itti kendinden. Çünkü bedeninin ona değmesi kafasını karıştırıyordu ve bu da beyni yerine alt taraflarından emir almasına neden oluyordu.
Böyle bir şeye izin vermeyecekti.
" Arkın! Kendinden emin bile değilsin. Ben böyle bir hataya göz yumamam."
Arkın sendeleyerek geriye gitti. Sırtını mermere dayayıp gözlerini yumdu bir süre. Sanırım haklıydı.
Duygularından emin değildi. Anlık bir istek mi, yoksa gerçekten istiyor mu bilmiyordu.
Eğer Kuvars'tan biraz uzaklaşıp kafasını tam anlamıyla toparlarsa, o zaman belki emin olurdu. O zamana kadar da onunla görüşmemek hatta varlığını bile hissetmemeliydi.
Kalbini dinlemeliydi. O gerçeği bulacaktı ona. Neyin doğrı neyin yanlış olduğuna karar verebilecekti.
Gözlerini açtı.
Kuvars hala ona bakarken, yerinde doğrulup çıkışa yöneltti savsak adımlarını.
Kapıya vardığında durdu. Kuvars hala peşinden bakıyordu. Hissediyordu. Mavileri sırtında hissediyordu.
" Haklısın. "
Bir süre sonra bir şey diyebildiğinde, Kuvars onu dinlemeye başladı.
" Benim önce kendimden emin olmam lazım. Bunun için de senin etrafımda olmaman lazım. "
Kuvars'ın kalbine bir ağırlık çöktü. Ondan uzağa mı gidecekti? Umarım gitmezdi. Çünkü Kuvars tekrar eski yıkık haline dönmek istemiyordu.
Arkın arkasını dönüp yüzüne baktı.
Mavilerindeki çalkantıları görebiliyordu." Bir süre yurt dışına çıkacağım. Ne zaman dönerim emin değilim. Belki bir hafta, belki bir ay, belki de hiç..."
Arkın'ın dediklerinde her geçen saniye kalbi daha da ağrıyordu. Hiç dönmeyecek olma düşüncesini aklından bile geçirmek istemiyordu. Onsuz yapamayacağını hissediyordu.
Arkın onun düşüncelerini yüzünden anlıyordu. Gitmesini istemiyordu. Ama gitmesi için de zorluyordu.
Ama Arkın kararını vermişti. Gidecekti. Bu içindeki aptal duygu karmaşasının ne olduğunu çözecekti. Sonra da kendinden eminse, Kuvars'ı istediğini anlarsa dönecekti. Eğer içindeki şey hiçbir şeyse, dönmeyecekti gittiği yerden.
Eğer Kuvars'a bir şey hissediyorsa, bir daha Leyla'nın mezarına gitmeye yüzü olmazdı.
Bu düşünce onun içine öküz gibi otururken, son bir kez baktığı mavileri ardında bırakarak ayrıldı mekandan.
Dışarı çıktığında biraz daha ayrılmış gibi hissediyordu. Araba kullanabilecek bir kıvamda olduğunu anladığında hiç bekletmeden direksiyona geçti.
Arabayı çalıştırırken yolda Cenk'i aradı.
Telefonu açan adamla, hiç gevelemeden direk konuya daldı." Alo Cenk? Bana yarın için yurt dışına bir bilet ayarla, neresi olduğu fark etmez. En erken ne zaman olursa, onu al. "
Ard arda sıraladığı cümlelerle karşı taraftan birkaç saniye ses gelmedi.
Muhtemelen onun neden böyle apar topar yurt dışına çıkmal istediğini çözmeye çalışıyordu.
" Cenk! "
Arkın sesizlikten sıkıldığı için daha fazla dayanamamıştı.
Karşı taraf da zaten anında cevap vermişti.
" Peki efendim. "
Telefonu kapatıp cebine koydu.
Yarın bir yolculuğa çıkıyordu. Ve bu yolculuk ne kadar uzun sürer emin olamıyordu. Ama bir şeyden emindi.
O yolculukta kararını verecekti.------
Bir sonraki bölümde zaman atlaması olabilir.
Öyle hemen oldu bittiye getirmek istemiyorum ama çok uzun sürsün de istemiyorum.Ben bile kurguyu hangi yöne çekmek istediğimden emin değilim.
İçimde bir korku var. Sanki biraz erken oldu gibi bu yakınlaşma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SEVDA-Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Arkın nereden bilebilirdi ki bozduğu işin arkasında bir mafya babası olduğunu... Hemde bütün hayatını kökünden değiştirecek bir mafya...