24

15.3K 1K 125
                                    

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini araladı. Gözlerini açarak yatakta bir süre bekledi. Dünden beridir sürekli uyuyordu. Bu yüzden de yorgun hissediyordu.

Ama dün uyumadan önce Kuvars'ın dedikleri aklına geldi. İyileşirse gitmesine izin verecekti.

Birkaç dakika yatakta tembellik yaptıktan sonra hiç istemese de doğruldu. Ayağa kalktığında tuhaf bir şey hissetti.

İyileşmişti.

Mutlulukla gözleri parladı. Bunun farkındalığıyla koşarak banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra, odaya gelip kime ait olduğunu bilmediği kıyafetlerden üstüne geçirdi.

Siyah bir kot ve lacivert hafif boğazlı bir kazağı üstüne geçirip aşağı indi.

Merdivenlerden inerken yüzündeki mutluluğu bir türlü silemiyordu. Bugün buradan kurtulacaktı. Bunun mutluluğu içinde salona gelip, dalgın dalgın oturan bedenin çaprazındaki tekli koltuğa oturdu.

Kuvars, dirseğini oturduğu koltuğun kenarına koymuş, baş parmağıyla dudağının kenarını usulca okşarken aklındaki düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordu.

Nereye gitse ne yapsa aklına saçma sapan, düşünmek istemediği, düşünmekten yorulduğu şeyler geliyordu. Artık düşünmekten iki gündür uyuyamıyordu bile. Göz altları uykusuzluktan morarmıştı, ama bir türlü uyku tutmuyordu.

Bir boğaz temizleme sesi geldiğinde, daldığı düşüncelerden sıyrılıp gerçek dünyaya döndü.

Çaprazında oturmuş sevinçle ona bakan bedene baktı göz ucuyla. Yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi, tabii buradan gitmeseydi...

Şimdi de o gülümseme Kuvars'ın canını yakıyordu haberi olmadan. Usul usul kanına karışan bir zehir gibi acı verici ve sessizdi.

Artık düşüncelerinde boğulduğunu hissettiğinde onun sesini duydu.

" Gitmeyecek miyiz? "

Gitmek için can atan sesin sahibine baktı. Hastalığından kurtulmuştu.
Ve artık gidecekti.

Kendine gelmek adına derin birkaç nefes aldı konuşmadan önce.

" Hadi gel. "

Ayağa kalkıp kahvaltıyı hazırlayan kadınların olduğu yere gittiğinde, Arkın da peşinden ayaklandı. Madem onun gitmesine izin verecekti, o zaman istediği her şeyi yapardı bu evden çıkana kadar.

Kuvars sandalyeyi çekip oturduğunda etrafındaki çalışanlar da işini halledip gitmişlerdi yanlarından.

Arkın da onun yanına gidip oturdu. Dün akşam da uyuduğu için bir şey yememişti, bu yüzden çok acıkmıştı.

" Ye. "

Sanki onun demesini bekliyormuş gibi anında yemeye başladığında Kuvars da sanki yiyormuş gibi yapıp onu izledi.

Madem bu onu son görüşü olacaktı, o zaman, düşüncelerinin sebebi olan bu adama son kez doyasıya bakardı.

Arkın ondan habersiz iştahlı iştahlı önündekileri yerken, Serkan uzaktan onlara bakıyordu.

Kuvars'ın gözlerindeki bakışı biliyordu. Kalbine düşmüştü işte.
Ama Serkan adı gibi emindi, Kuvars'ın bile bundan haberi yoktu.

Şimdi bile, yanında kahvaltı eden benden gözlerini ayıramamasının başka bir açıklaması olamazdı.
İki gündür ondaki değişimin farkındaydı. Uyuyamıyordu, günde bir iki kere ancak yemek yiyordu, o da Arkın'la beraber yediğiydi.

Arkın ortalıkta yokken, evde ruh gibi düşünceli bir şekilde dolanıyordu.
Kuvars bu sefer fena yanmıştı.

Kuvars, ağzına bir domates atan bedenin aniden kendisine dönen bakışlarıyla daha kendini toparlayamadan yakayı ele vermişti. Resmen deminden beridir adamı izliyordu.

Sanki onu izleyen kendisi değilmiş gibi önüne dönüp, daha eline bile almadığı çatalı alarak kahvaltılıklardan yemeye başladığında Arkın hala ona bakıyordu.

Herhalde az önceki bakışları yüzünden, gözlerini kendisinden ayıramıyordu.

Dolu yanaklarıyla kendisine bakan bedene bakmamak için kendisiyle mücadele ediyordu Kuvars.

Ama daha fazla direnemeyip bakışlarını ona çevirdiğinde, hala kendisine bakıyordu Arkın.

Tek bir farkla. Gözleri dolu dolu olmuştu.

Kuvars, onun gözlerindeki yaşları gördüğünde kalbine bir bıçak saplanmış gibi hissetti.

Elindeki çatalı istemsizce masaya bıraktığında, Arkın başını önüne çevirip ağzındaki lokmayı düşmeye yüz tutan gözyaşları eşliğinde zorla yutmuştu.

" Gitmeme izin vermeyeceksin, değil mi?"

Acı gerçek yüzüne çarptığında Arkın daha fazla üzüldü. Şu an bir çocuk gibi durduğunun farkındaydı ama elinde değildi. Tek umudu buydu. İyileşmesine yardım eden, ona sarılan tek umudu buydu.

Sessizlik uzayıp giderken Arkın'ın içindeki umut kırıntıları da birer birer yok oluyordu. Kandırmıştı işte onu. Yalan söylemişti. Ona güvenmekle hata etmişti.

" Serkan! "

Yanında sinirle bağıran adamla irkildi.

Evet işte. Gitmesine izin vermeyecekti. Şimdi o Serkan denen adamı çağırıp al götür bunu odasına, diyecekti.

Kuvars'ın bağırmasıyla Serkan anında gelip dibinde durdu.

" Emret patron? "

Kuvars içindeki çalkantılara rağmen kendisine doğru gelen şeyi yapmaya karar verdi.

" Al götür bunu istediği yere..."

Arkın duyduklarıyla şokla başını kaldırıp onun yüzüne baktı. Ama Kuvars ona değil, önüne bakıyordu.

Kaşları çatılmıştı. Sinirlenmişti, ama neye olduğunu bilmiyordu Arkın.

Onun umurunda olan tek şey, az önce gitmesine izin verdiğiydi.
Demek ki o kadar da kötü biri değildi.

Serkan duyduklarıyla kaşlarını çattı. Ne yani onu sevmesine rağmen gitmesine izin mi verecekti?

Serkan onu bir türlü anlayamıyordu. Acı çekmesine rağmen onu bırakıyordu.
Ve bu gidişle de asla anlayamayacaktı.

Sadece düşünmek bile onu bu kadar kötü ederken, kim bilir gidişi nasıl berbat bir hale getirecekti?

Ama patronuna karşı gelemezdi. O yüzden de, yanında sevinçle ayağa kalkmış kendisini bekleyen adama baktı. Onun hiçbir şeyden haberi olmadan, gideceği için seviniyordu. Serkan onun gözlerindeki parıltıyı izledi. Belki de Kuvars'ın kıyamadığı şey, bu sevinçle parlayan gözlerdi. Kendi gözlerinin parıltısının söneceğini bildiği halde, onunki sönmesin diye kendini hiçe sayıyordu.

Serkan'ın da içine, en az masada oturmuş, öfkeyle kaşlarını çatarak gözlerini çekmeden karşıyı izleyen beden kadar hüzünle dolmuştu.

Daha fazla beklemeden yürüdüğünde peşinden gelen bedenin farkındaydı.

Hiç istemese bile arabayı çalıştırıp onu evine bırakmak için yola koyuldu.

Arkın, ardında hüzünle kısılan bir çift mavilerin farkında olmadan, başını cama çevirip hızla akan yolu izledi içine dolan huzurla.


------

Ayrılık zor biliyorum.
Belki hala seviyorum seni...
Her geçen gün biraz daha fazla...

KARANLIK SEVDA-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin