"You bring good to my lonely life, honestly.
Sen benim yapayalnız hayatıma güzellik getiriyorsun.
It's hard for me to look into your eyes.
Gözlerinin içine bakmak çok zor geliyor.
When I say that 'I would be nothing without your love.'
Sana 'Senin sevgin olmadan ben bir hiç olurum.' derken.
I feel the rush and it's amazing.
Duyguyu hissediyorum ve çok inanılmaz.""Baji-san."
"Hmm?"Chifuyu dizlerinde yatan Baji'nin saçlarını okşamayı durdu.
"Hiç fark ettin mi? Neredeyse hep geceleri buluşuyoruz."
Baji bakışlarını Chifuyu da gezdirdi. Yorgun olduğu belliydi.
"Üzgünüm, seni yoruyorum."
"Bundan her zaman keyif aldım. Gündüzleri olan randevularımız hoş ama... Geceleri daha çok seviyorum."
"Öyle mi?"Baji, başını hafifçe kaldırıp Chifuyu'ya küçük bir öpücük verdi.
"Bende seviyorum böyle rahat oluyor."
Chifuyu baş sallamayla yetindi ve ellerini dudaklarına götürerek gülümsedi. Baji, Chifuyu'nun gözlerinin içine direkt olarak bakarken Chifuyu'ya bu her zaman zor gelmişti. Yapamıyordu işte.
"Biliyor musun Baji-san? Ailemle aram pek iyi değil. Yani köyü bit şey yapmadılar tabii ama iyi bir şey de yapmadılar. Beni umursamadıklarını söylemek doğru olur. Aslında ben öyle ders çalışmayı çok seven biri değilim. Çocukken diğer sınıf arkadaşlarım ailelerinden anlatırken iyi not aldığı için annesinin ona istediği oyuncağı aldığını söyledi. İstersem istediğim oyuncağı alabilirdim ama ben bana 'annemin' vermesini istiyordum. Bu yüzden çalışmaya başladım. Sonra ortaokula giderken annemin bana asla hediye almayacağını fark ettim. Fark ettiğimde ise çok geçti. Diğerleri sosyalleşirken ben ders çalıştığım için geri kalmıştım. Bu yüzden bende bildiğim tek şey olan şeyi yaptım."
"Chifuyu..."Baji üzgün bir şekilde yerinden kalktı ve Chifuyu'ya kocaman bir sarılma verdi. Saçlarını şefkat ile okşuyordu. Chifuyu bunu daha önce hissetmemişti ama emindi işte.
"Teşekkürler Baji. Yapayalnız hayatıma renk getirdiğin için."
Baji, kollarını sıkılaştırdı.
"Asıl ben teşekkür ederim Chifuyu. Bu muhteşem duyguları bana yaşattığın için."
Ve bu sözlerini bir öpücükle mühürlediler.
&&&&&&&&&&&&&&&&&
Son bölüm nasıl? Kitabı beğendiniz mi?
Okulun ilk günü nasıl geçti? Ben uyudum valla.Kendimle çelişmelerim ve A1 türkçem...
Neyse. Olur böyle şeyler.
Bu kitabı da böyle bitirdik. Aslında kitabı dönme dolap muhabbetinde bitirecektim fakat daha sonra içime sinmedi ve şimdi 24 bölümlük bir kitap oldu...
Bunun yerini alacak bir kitap yazıyordum (türü bunun gibi değil bir gençlik kitabı) ama devam eder miyim muamma o yüzden şimdilik You Get Me So High ile devam.
Eğer paylaşmaya karar verirsem size haber veririm^^
Bir başka kitabımda görüşürüzz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「C H E A T H I N G I S A C R I M E //B A J I F U Y U」
Teen Fiction"I'm not person anymore. I'm a problem." Yas tutmanın beş aşaması var derler; İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme.