"And why, do I still care?
Ve niçin hala önemsiyorum?
About all who might recall me.
Beni geri çağırabilecek herkesi.
For everything dies, so does memory.
Ölecek her şeyi, hafıza da öyle.
And why, am I still surprised?
Ve niçin hala şaşırıyorum?
About all who pray their sins away.
Günahlarının gitmesi için dua edenler için.
Only to be part of this grand ballet.
Sadece bu büyük balenin parçası olmak için."Chifuyu mutsuz ve yorgundu. Yatağından asla çıkmıyor, günde bir öğün zar zor yiyordu. Baji ile konuşmalarından bir hafta geçmişti ve sanki dışarı çıkarsa onu göreceğini düşündüğünden dışarı çıkmaya korkuyordu Chifuyu. İstemiyordu da zaten. İki haftadır okula gitmiyordu ve artık rapor veremezdi. Elindekiler tükenmişti yani en fazla iki hafta daha gitmemezlik yapabilirdi. Okula gitmek, onu görmek zorundaydı. Chifuyu korkuyordu. O güçlü değildi. Baji'nin yalanlarını uzun süre dinlerse ona kıyamayabilir, affetmeye başlayabilirdi. Bu, olmamalıydı. Her ne kadar Chifuyu şu an Baji'nin kuklası haline dönmeyi umursamayacak kadar aptal olsa da gelecek için biraz daha dişini sıkmalıydı. Oflayarak evden okula doğru çıktı. Zaten okulu eve yakındı. Baji'ninki de. Kafasını kendine gelmek amaçlı salladı Chifuyu. Omzuna atılan kolla yerinde durup yanına baktı Chifuyu. Manjiro'nun sevgilisi Takemichi. Onunla çok yakın değillerdi ama iyi muhabbetleri vardı. Gerçi geçen gün aralarında Takemichi'ninde orada olduğunu hatırlıyordu Chifuyu. İkisinde de Manjiro'nun kucağında uyuduğundan duymamıştı belki. Chifuyu bilemezdi ama ona güvenemezdi de.
"Uzun zamandır okulda yoksun."
"İşim vardı."
"Pekala..."Takemichi şansına ona karşı soğuk yapmasına bir şey demedi ve daha fazla konuşmadılar. Chifuyu ise hayatı sorgulamaya geri döndü. Bir türlü anlayamıyordu. Eğer ölecekse neden bu kadar acıyı çekiyordu? Neden ölmeyi istemesine rağmen hala bu kadar duygu yüklüydü? Neden hala seviyordu? Neden hala yaşıyordu? Bu adil değildi ve saçmaydı. Eninde sonunda öleceklerse insanlar neden yaşamaya bu kadar değer verip kutsal bir şeymiş gibi gösteriyordu? Sonuçta herkes her an ölebilirdi. O an ölmese bile sonunda ölecekti. Sonuna ölüm varsa yaşamı bu kadar değerli kılan neydi? Chifuyu daha bir ay öncesine kadar normaldi. Ailesinin umursanmayan, ezik çocuğu olan Chifuyu. Bu bir ay önceki oydu. Şimdi ise aklını kaçırmış gibi hissediyordu. Kimse onu anlamıyor ama yargılama hakkında bulunuyordu. Özellikle de psikiyatristi. Bu yüzden ona yalan söyleyip gayet kolay bir şekilde kurtulmuştu. O da ölecekti. Herkes ölecekti. Neden bu kadar mutluydular? İnsanlar neden her an ölebilecekken birilerini incitiyorlardı? Chifuyu ağrıyan başı ile iç çekti ve sırasına kafasını koyduğu gibi uyudu.
&&&&&&&&&&&
Bölüm nasıl?
Haftaya sınavlarım başlıyor ve benim sayısalım çok kötü. Mutsuzum biraz.
Kitabın konusunu anlayıp, sevdiniz mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「C H E A T H I N G I S A C R I M E //B A J I F U Y U」
Teen Fiction"I'm not person anymore. I'm a problem." Yas tutmanın beş aşaması var derler; İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme.