"They say, 'You're a little much for me.'
'Sen bana biraz fazlasın.' diyorlar.
You're a liability.
Sen bir yükümlülüksün.
'You're a little much for me.'
'Sen bana biraz fazlasın.' diyorlar.
So they pull back, make other plans.
Bu yüzden geri adım atıp başka planlar yapıyorlar.
I understand, I'm a liability.
Anlıyorum,ben bir yükümlülüğüm.
Get you wild,make you leave.
Seni çıldırtır,gitmeni sağlarım.
I'm a little much for.
Ben biraz fazlayım.
Everyone.
Herkese."Okuldan çıktığında kaçarcasına eve gitmiş, yarın olunca da okula zorla giden Chifuyu'yu durduran şey bir grup serseri oldu. Ona sataşanlara karşı sıkıntılı bir nefes verdi. Zayıf bir bedeni varmış gibi görünmesinden dolayı -sürekli kendisinden bol şeyler giyer ve kilolu biri olmadığından zayıf gibi gözükür- kendisine sataşmalarına alışıktı. Chifuyu çok iyi dövüşmese de kendisini nasıl koruyacağını biliyordu. Onları pataklayıp yoluna devam etmesi zor olmadı. Dudağı yara olmuştu sadece ve sürekli dudağını yiyen Chifuyu bunu fark etmedi. Chifuyu mutsuzdu. Okula gitmek zorunda olmaktan nefret ediyordu. Baji'yi görmek zorunda olmaktan. Kazutora'dan. Okulun çalışkan öğrencisinden. Okula gitmesini zorunlu kılan devletten de nefret ediyordu. Ailesinden. Ağaçlardan da nefret ediyordu. Oksijen almasının en büyük sebeplerindendi. Belki de kendini öldürmeliydi. Böylece istemediği sorumluluklarından kurtulabilirdi. Bu kaçmak anlamına gelse de Chifuyu'nun nasıl gözüktüğü umrunda değildi. Hiçbir zaman kendisini çok seven biri olmamıştı. Ölme düşüncesi kafasına iyice yatarken aklına intihar denemesinde başarısız oluncaki ailesinin tepkisi geldi. Gerçekleri öğrendikten üç gün sonra kollarını kesti. Öleceğini düşünmüştü. Kesinlikle hastanede gözlerini açmak planlarında yoktu. Chifuyu, doktor dışında kimseyi görmedi. Ailesinin haberi yok muydu? Ona çok pis kızacaklardı. Daha sonradan yanında katlanmış sarı bir not kağıdı olduğunu fark etti. Açıp okuduğunda tek bir cümle - cümle denip denemeyeceğinden emin değil- vardı.
"Yük olmayı bırak."
Chifuyu bunu okuduğunda nefes alamadı. Camdan aşağı kendini atmak istedi. Ama ayağa kalkamıyordu bile. Sevgili annesi onun uyanmasını beklemeyi bırak kızacak kadar değer bile vermiyordu.&&&&&&&&&&&
Bölüm nasıl?
Bunu kendi telefonumdan atıyorum. Sonunda bozulan telefonum geldi.
Umarım okumaktan zevk alıyorsunuzdur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「C H E A T H I N G I S A C R I M E //B A J I F U Y U」
Ficção Adolescente"I'm not person anymore. I'm a problem." Yas tutmanın beş aşaması var derler; İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme.