6. BÖLÜM: Geçmişin Karartıları.
**Yorgun gözlerine rağmen hala gülümseyebiliyordu.**
Dakikalar hızla akarken iki grubu sonunda ayırabilmişlerdi. Orayı gitmeyi ne kadar çok istesem de şu an kalabalıktan başka bir şey yapmazdık. Kel müdür ve müdür yardımcısı sinsi Rıfat sahaya hızlı adımlarla geldiğinde herkes sus pus olmuştu. Müdürün sinirden kafası kıpkırmızı olurken iki grubunun ortasına gelip bağırmaya başladı. "Ne yapıyorsunuz lan siz?!" İsimli şiirini kel müdürümüz okurken hepsine tek tek nutuk atıp azarlamıştı. Sinsi Rıfat arası bozuk olan öğrencilere kızılırken gülümsemesini zar zor saklıyordu. Bu adamı hiç bir zaman sevmemiştim. Müdür en son da kavga eden bütün öğrencileri odasına beklediğini söyleyip sahadan çıkarken müdür yardımcısı hepsini tek tek yanına alıyordu. Herkes o kadar sessizdi ki bunun hayra alamet olmadığını uçan kuş bile biliyordu. Kavgayı ayıran öğrenciler sahadan çıkartılırken Bade ile sahaya doğru yürüdük. İki takım da karışık bir şekilde tek sıra halinde çıkarılırken kapıya geçip Ozan'ı beklemeye başladık. Onu en son kavga başladığın da birinin sırtına atlarken görmüştüm. Oyuncuların hepsinin ya burnu, ya dudağı, ya da kaşı patlamıştı. Bazılarının yüzünde şimdiden morluklar ve kızarıklıklar belli oluyordu. Ömer gözlerimin içine bakarak yanımdan geçerken onu öldürmek istiyordum. Adam akıllı oynasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı. Her zaman hırslarının esiri olmuştu. Onun güçsüz yanı da buydu. Hırs büründü mü gözlerine, kimseyi tanımazdı. Müdür yardımcısı az önce siyah saçlı çocuğa bağırdığında öğrenmiştim adını. Poyraz da sahadan çıkarken onun da kaşının patlamış ve yanağının şişmiş olduğunu gördüm. Onun arkasından Rüzgar çıkarken yere bakan gri gözlerini kaldırıp benim gözlerimle buluşturdu. Bana gururlu bir bakış gönderirken onun da o gözlerini oymak istemiştim. İkisi de çocuk gibiydi. Dizleri kanamış ve dudağı patlamıştı. Ve hala gülümsemeye çalışıyordu.
Ozan'ı görünce içimde bir yerlerin acıdığını hissetmiştim. Bir çocukta buradaydı. Kaşı patlayan Ozan'ın kanı akmış, gözünün yanına kadar gelmişti. Bade ile bana bakıp göz kırptığında kanayan kaşı acımış olacak ki yüzünü buruşturdu. İkimiz de Ozan'a sinirle bakarken o da yanımızdan geçip gitti.
Müdür yardımcısı yanımızda geçerken telefonla konuşuyordu. Dediklerinden anladığım kadarıyla acilinden disiplin kurulu toplanıyordu.
Bade'ye döndüm. "Okuldan atılmazlar. Değil mi?"
Bade başını iki yana salladı. "Atılmazlar ya. Uyarı alırlar herhalde."
Müdürün odasının karşısındaki sandalyeler de oturmuş bekliyorduk. Ne kadar vakit geçmişti bilmiyordum. İçeriden ara sıra bağırma sesleri geliyor, birileri giriyor ve çıkıyordu. Tek bildiğim disiplin kurulunun toplanmış olduğuydu. Müdürün odasındaki çoğu genç çıkmıştı. Onlara içeri de ne olduğunu sorduğumuzda uyarı aldıklarını söylemişlerdi fakat Ömer, Rüzgar, Ozan ve karşı tarafın kalecisi hala içerideydi. Yarım saat sonra odadan ilk çıkan Ozan olmuştu. Hızla oturduğumuz yerden kalkıp Ozanın yanına geldik. "Ne dediler?" Diyerek söze atıldı Bade.
Ozan oflayarak saçlarını karıştırdı. "Normalde sadece uyarı almıştım." Bade rahat bir nefes verirken Ozan devam etti. "Ama Ömer köpeği beni ispitledi."
"Ne yaptın ki?" Diyerek tam olarak ne yaptığını öğrenmek için.
Ozan gülümsedi. "Bir kaç çocuğun sırtına çıkıp kafalarını ısırmışsam ne olmuş yani? Herkes orada kavga ediyordu!" Ozan öfkeyle yumruklarını sıktı. "O köpek bunu bilerek yaptı. Sırf bende uzaklaştırma alayım diye."
"Kaç gün uzaklaştırma aldın?"
"İki hafta."
"Diğerleri nerede?" Diye sordum merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KELEBEK |+18|
Fiksi RemajaSakın arkadaşının zoru ile okul gezisine gitme. Yada git. En fazla ne olabilir ki? Beyaz kelebek✨ Küçüklüğünde Annesini kan kanserinden kaybedip Babası ve Anneannesi ile yaşayan Aden Demir, Arkadaşının zorlaması ile gittiği okul gezisinde yılan tar...