7: gözyaşı senfonisi

76 16 13
                                    

Çalan alarmla sağ kolumu telefona uzatırken telefonu bulmaya çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çalan alarmla sağ kolumu telefona uzatırken telefonu bulmaya çalışıyordum. "Tanrım..." Yataktan doğrulup yarım açık gözlerimle görebildiğim kadar alarmımı kapattım. "Tekrar uyumamam için bir sebep kalmadı." Başımı yastığa koyduğum anda annemin sesiyle başımı yastığa gömdüm. "Jeno, kahvaltı hazır!"

"Sebep varmış." Ellerimle saçımı karıştırırken doğruldum ve çıplak ayaklarımla parkeye bastım, hava soğuktu. Sallana sallana odamdan çıkıp banyoya ilerledim. İşimi bitirdikten sonra eğildim, musluğu açıp soğuk suyla yüzümü yıkadım. "Jeno!" Annem ikinci kez bana seslenirken havluyla yüzümü kuruladım. "Geldim!"

Banyodan çıktığım gibi mutfağa girerken sandalyeye oturdum. "Gelebildin sonunda." Masada doğranmış olan domateslerden birini ağzıma attım omuz silkerek. "Anca işte."

"Bil bakalım kim aradı?" Ayağa kalkıp dolaptan çikolatayı çıkarırken elimi boynuma götürdüm. Sanırım boynum fena halde tutulmuştu. "Baban."

"Ne?" Şaşkınlığım ses tonuma da yansımıştı galiba, annem elindeki çayı doldururken duraksamıştı. "Ben-"

"Hayır, hayır, şey. Yani sabahın köründe mi aradı?" Babamı bir kere bile görmemiştim, onu göreceğim düşüncesi bile kalbimin hızlanmasına yetiyordu. Neden bir anda aklına gelmiştik, aradan kaç yıl geçmişti oysaki. "Evet, yarım saat önce."

Yutkundum, gerçekten de aramış mıydı? Aklına gelmiş miydik?

"Ne diyor?"

"Ben onunla bağlarımı kopardım, seninle görüşmek istiyormuş. İlk defa." Annemin doldurduğu çayı alıp bir yudum yuvarladım boğazıma. "Ne zaman istersen o zaman. Hazır olmadığını biliyor."

Bir şey demedim, hızlıca kahvaltımı yaptım. Bir an önce dükkana gitmek, kafamı dağıtmak istiyordum. Belki o kız da gelirdi, içim rahatlardı. Beş gündür görüşmüyorduk. Yani ben görmüyordum onu. Onun beni görmek isteyip istemediğinden emin değildim son pot kırmamızdan sonra.

"Birkaç şey daha ye." Annemi reddedip odama girdim, dolabımdan siyah kot pantolonumu ve siyah boğazlı kazağımı çıkardım. Hızlıca üzerimi değiştirip mutfağa girdim tekrardan. "Ben çıkıyorum, bir şey olursa ararsın." Montumu da alıp evden çıktım. Yerde tek tük sararmış yapraklar duruyordu, dolmuşla da gidebilirdim ama yürümek istiyordum. Yürümek ve zihnimi boşaltmak.

Babam bunca yıldır yoktu, yani yaklaşık 22 yıldır, ama şimdi aklına geliyordum. Daha önce de arayabilirdi, neden yapmadı?

Belki de o zaman o hazır değildi, bunu bilemezdim. Ama onu ve yarattığı boşluğu unutmuşken tekrar ortaya çıkması sinirlenip etrafı dağıtmam için geçerli bir sebepti.

Son günlerde zaten pek iyi değildim mental açıdan, babam da bunun üstüne gelmişti. Onunla görüşmeli miydim bilmiyordum, daha doğrusu arada kalmıştım. Sağlıklı düşünemiyordum. Acaba ona benziyor muydum? Yoksa anneme mi benziyordum?

salvatoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin