Mark elindeki ajandaya kurs almak isteyenleri ve saatleri not ederken elimdeki sütten bir yudum daha aldım. Sütümü yudumlarken ona göz attım, annem ona bir şeyler söylemiş olmalı ki olanları anlatmam için beni sıkıştırıyordu. İşini bitirince anlatırdım belki. Arayanları not ederken ben de dışarı bakıyordum.
Geçen güne göre daha iyiydim, sadece biraz yorgun hissediyordum. Son zamanlarda hayatım hızla değişmişti. Sadece filmlerde olan o ilk görüşte aşk mevzusunu dibine kadar yaşamıştım ve bu aşk hem beni hem de hayatımı köklü bir değişikliğe uğratmıştı.
Başımı iki yana sallayıp kuzenime döndüm. Siyah saçları dağınık bir şekilde alnına dökülüyordu ilk defa, beyaz bir gömlek üzerime lacivert bir sıfır kollu yelek giymişti. Mavi pantolonu da güzel duruyordu, kulağında gümüş bir küpe vardı. Benden çok daha iyi görünüyordu. Bense yeraltı işleri müdürü gibi duruyordum.
"Peki, iyi günler." Mark telefonu ve önündeki ajandayı kapatıp yanıma gelmişti. "Hepsini ayarladım. Sen de burada oturdun." Güldüm, "Ee?" dedim lafın sonunu az çok tahmin ederek. "Bu da demek oluyor ki bana halamla aranızda ne geçtiğini anlatacaksın."
Sütümden bir yudum daha aldım ve dudaklarımı ıslattım. "Biraz tartıştık." Tek kaşını kaldırıp biraz mı der gibi bana baktı. "Tamam tamam, anlatıyorum." İç çekip konuşmaya başladım.
"Geçen akşam eve geç geldim ve benim Maya'dan vazgeçmemi, gerçeklere bakmamı istedi. Ben de ona beni en iyi anlayacak kişi olduğunu ve onu bırakmayacağımı söyledim. Bu kadar."
Devam etmem için bana bakarken derin bir nefes aldım. "Babamın kendisine yaptığı gibi onu terk etmeyeceğimi söyledim. Tamam bu biraz fazla olmuş olabilir ama sinirliydim."
Kuzenini yatıştırmak için bir şeyler arayan Mark bana bakmıştı. "Beni de arayıp şey dedi," Kapıdaki bakışlarımı yüzüne çevirdim. "O kızdan seni uzak tutmamı istedi." Annemin sorunu neydi cidden?
"Ne yani, kendisi aşk hayatında şanssız diye neden beni de kendisi gibi zannediyor? Maya'nın beni sevip sevmemesi umrumda değil, ben bu şekilde de mutluyum." Sesim biraz yüksek çıkmıştı, Mark büyümüş gözleriyle bana bakıyordu. "Jeno-"
"Neden annem bana destek çıkmıyor?" Sesim titremişti. "Yoruldum Mark. Artık hayatımı yaşamak istiyorum. Şu gençlik yıllarımda, bıraksın da doya doya yaşayayım aşkımı."
"Jeno, seni en iyi ben anlarım, bunu biliyorsun. Halam sadece seni korumaya çalışıyor."
"Neyden?" dedim yutkunup. "Kimseye bir zararı olmayan kız bana mı zarar verecek, yapma Mark. Yanıma gelirken bile çekiniyor, bana ne türlü bir zarar verebilir?"
Başını sallamış, elini elimin üzerine koymuştu. Eli sımsıcaktı. "Anlıyorum Jeno. Halamla konuşmaya çalışacağım." İç çektim, bardağımdaki sütün dibini de içerken ayağa kalktım. "Ben arkaya gidiyorum." Bardağı masaya bırakıp dükkandan çıktım, cebimdeki paketten sigara çıkarırken dükkanın arkasındaki sokağa girdim, kaldırıma oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore
Fanfiction"beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana? biliyorum, ondan sonra yine yalnız olacağım. ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur." ⇁...