Elimdeki kitabın son sayfasını da bitirdiğimde gözlüklerimi çıkardım ve yanı başımdaki komodinin üzerine koydum.
Mark dün eski sevgilisinin mezarına gideceğini söylemişti, sabah ben de onunla beraber gidecektim. Kendini yıpratacaktı yine, paramparça edecekti. Ağlayacaktı, bağıracaktı ama yine rahat etmeyecekti. İlla sinirini alması lazımdı. Yıllar önce kaybettiğini tekrar görmek istiyordu ama ne yaparsa yapsın olmayacaktı. Sadece kendini yıpratıyordu böyle yaparak.
Yatağa uzandığımda aklıma Maya gelmişti her akşam olduğu gibi, bu halime gülmüştüm yine. Ne hale gelmiştim. Pasta yapışımızdan beri hiç karşılaşmamıştık ya da konuşmamıştık, anlaşılan çok meşguldü. Derin bir nefes aldım ve uyumak için gözlerimi kapattım.
Gözlerimi kapatmıştım ki annemin sesiyle yatağımda doğruldum. ''Jeno!'' Beni çağırıyordu, sabahın daha dokuzuydu ve bugün nöbette olduğunu zannediyordum. Odamdan çıkıp mutfağa girdim. Biri oturuyordu annemin karşısında, sırtı bana dönüktü. "Şey, misafirimiz var." Ben kaşlarımı çatmışken annemin yanına gittim ve adama baktım. "Baban." Çatılı olan kaşlarım eski haline geri dönerken yutkundum.
"Sen-"
"Oturmayacak mısın?" Başımı hızla sallayarak reddettim, aynı zamanda gözlerim hızlıca dolmuştu. "Neden geldin?" Babam yavaşça ayağa kalkarken sol elimi kaldırdım. "Gelme." Annem de bana bakarken gözyaşımı sildim ve sorumu yineledim. "Neden geldin?"
Bağırmıştım, annem şok olmuş bir şekilde bana bakarken işaret parmağımı uzattım. "Neden geldin söylesene? Gittiğin kadın tatmin edemedi mi seni?" Bu sefer annem burnunu çekerken devam ettim. "Bana sakın mecburdum ayaklarına yatma." Benziyordum, tamamen ona benziyordum. Tıpatıp.
Dolu gözlerimden yaşlar birer birer akarken yine sildim gözlerimi. "Senden nefret ediyorum. Bunca yıldır neredeydin?" Yutkundum, gözlerimin arka tarafından tüm vücuduma yayılan acıyı görmezden geldim. "Neredeydin söylesene? Kafana estiği zaman gelip gidebileceğini mi zannediyorsun sen?"
Birkaç saniye gözlerimi kapattım, annem konuşacakken devam ettim. İçimdeki nefreti kusmam lazımdı. Yıllardır babasından nefret eden biri olarak büyümüştüm ve şimdi bu nefreti kusmazsam beni yer bitirirdi. "İlkokuldan beri insanlar benimle babam yok diye dalga geçerken, ben aşık olduğumda bile bunu babama anlatmak isterken neredeydin? Niye geldin, canın istedi diye mi?"
"Seni özledim."
Yere çöktüm, ağlamak istiyordum ama karşısında yapmamalıydım. "Ben de seni özlüyordum ama neden yoktun yanımda? Dizlerine yatıp başımı okşaman gerekmez miydi?" Az öncekinin aksine sesim çok sessiz çıkmıştı, gözlerimden ardı ardına akan yaşı sildim. "Sadece git. Bir şey deme. Lütfen."
Dizlerimi kendime çekerken geriye giden sandalyenin sesini duydum, destek alarak ayağa kalkarken tezgaha tutundum ve yüzüne bakmadan odama girdim.
Kapıyı kapatırken sırtımı yasladım, ellerimle gözlerime bastırdım. "Gelmedi. O burada değil. Yıllar önce gitti o." Kendimi sakinleştirmeye çalışsam da boşunaydı, gözyaşlarım eşofmanıma damlarken ayağa kalktım. Güçlü durmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore
Fanfiction"beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana? biliyorum, ondan sonra yine yalnız olacağım. ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur." ⇁...