•*|Ray, Liu, Jane|*•

1.2K 85 60
                                    

❅| Gerçekleri yansıtmamaktadır.

❅| Kan/Şiddet ögeleri içerebilir.

❅| Female reader special.

❅| (Y/N): Your name/Senin adın.

❅| (Y/L/N): Your last name/Senin soyadın.

❅| İyi okumalar!

Bir tarafı yosun tutmuş kayanın üzerine oturdunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir tarafı yosun tutmuş kayanın üzerine oturdunuz. Dizlerinizi biraz kendinize çektiniz ve yüzünüzü ellerinize dayadınız. Az ilerdeki ufak çaplı cenaze merasimini net bir şekilde duyabiliyordunuz şimdi.

Uzun ince, genç bir kadın, dimdik dikiliyordu elinde bir buket çiçekle. Önünde boylu boyunca uzanan, kapağı kapatılmamış tabuta bakmıyor, daha da ilerilerde geziniyordu gözleri.

"Uzaklara umutla bakmak, giden şeylerin geri gelmesini sağlamıyor maalesef."

Yirmilerinde bir oğlan, elleri cebinde, gelmiş nutuk çekiyor lâkin o da gözlerini umutla uzaklara bakmaktan alıkoyamıyordu. Yüzünde ne gülümseme ne hüzün ne de hiddet vardı. Dudakları düz bir çizgi şeklindeydi ve acı çekiyormuşçasına sıkıyordu dişlerini.

"Ölü insanlar, cesetlerinin altında yattığı toprağın üzerinin çiçeklerle kirletilmesinden hoşlanmazlar zannımca. Ayrıca ellerine bir şey de geçmez, gübreden başka." Duraksadı ve başını genç kadına çevirdi. "Değil mi, Jane?"

Kadın başını salladı. "Umrumda değil," Elinin tersiyle yanaklarından süzülen göz yaşlarını silerken "Çiçekleri çok severdi." diyebildi. Gözleri tabutun içindeki bedeni bulduğunda acı bir haykırış bıraktı gökyüzüne. Bedeni umutsuzca yere devriliyordu ki genç direk tutuverdi onu kollarından. Yavaşça çöktüler yere, tabutun tam önünde.

"Onsuz yapamam," dedi Jane, içi titriyordu. "O gitti, terk etti beni. Öldü o, Liu, öldü..."

Genç, kalbine bıçak gibi saplanan bu acıyı kabullenircesine başını sallarken gözlerini kırpıştırdı. Göz yaşlarını yanaklarında hissetmek, çocukluğuna has bir anı olarak kalmalıydı; elinin tersiyle yüzünü sildi. Ayağa kalktı ve ellerini cebine soktu. Mezar taşına doğru ilerledi, yaslandı. Sigarasını yakarken Jane'nin yakarışlarını duydu. Muhtemelen şimdi tabuttaki bedeni sarsıyordu hesap sorarcasına ama Liu bunu umursamadı. Ne zaman umursamıştı ki zaten başkalarının hissettiklerini, acılarını? Belki de sırf bu yüzden sevdiği kadınının cenazesindeydi şu an. Belki de hepsi sadece onun suçuydu. Belki de bir tek o sevememişti tam kalbinden, diğer ikisinin aksine.

Rahatsızca yerinizde kıpırdandınız. Üzerinizdeki ince kumaşın sizi yeterince sıcak tutmadığının farkında idiniz ama üşümüyordunuz ki! Oysa hafiften çiselemeye başlamıştı bile yağmur, hissetmemiştiniz anlaşılan küçük, soğuk taneleri.

"Seni iğrenç- ondan uzak dur-!"

Islak, kızıl saçları yüzüne yapışmış ve Liu'dan biraz daha iri bir oğlan, Jane'e gelip bağırdığında, genç kadın hışımla ayağa kalkmıştı. "Ne dedin sen?!" Öfkeyle gencin üzerine yürüyordu ki Liu tuttu onu.

"Değmez Jane, yapma."

Jane kızıla bir bakış atıp "Peki." dedi ama fazla ciddiye almış gibi görünmüyordu.

"Ah, güzelim!" dedi kızıl, tam önüne çöktüğü tabutun içindeki bedenin elini tuttu. "Nasıl bizi bırakıp gidebildin sen? Ah..."

Jane anlamlı bir bakış attığında, kızıl göz devirdi ve ayağa kalktı. "Tamam, tamam! Öyle bakmayı kes."

Herkes sessizdi şimdi. Üçü de tabutun içine bakıyordu burukça.

"Bunu nasıl yapabildik?" dedi Jane.

"Hepsi onun iyiliği içindi." Liu ifadesiz bir şekilde bakıyordu. Ansızın tabutun diğer ucuna geçti ve kapağını kapatmaya yeltendi.

"Bekle!" Jane onu kolundan tutup durdurdu.

Liu "Onu gömmeyecek miyiz?" dedi tek kaşını kaldırarak. Jane başını salladı. "Belki de bu işi daha iyi yapacaklarını bildiğimizden... Kiliseye* teslim edebiliriz?"

İtiraz edercesine yükselen homurtulara sinirlenen Jane "Hadi ama!" diye bağırdı. "Hiçbirimizin cenazeyi nasıl gömeceğimiz hakkında tek bir fikri bile yok- Tanrım! Daha önce hiç böyle bir deneyimimiz bile olmadı, hadi ama!"

Kızıl ve Liu gönülsüzce başını salladı. "Belki de onu bu halde, burada bırakmak daha doğru olur. Sonuçta, birileri onu bulacaktır ve en doğru şekilde gömecektir."

"Ama ne zaman? Bu kasabada her gün birileri ölmüyor, Ray!"

Ray omuz silkti. "Nerden biliyorsun? Mesela, ben her gün bir cenaze merasimine tanıklık ediyorum." Hafif dudakları kıvrılmıştı. Jane umutsuzca omuzlarını silkti. "Peki, burada bırakalım o zaman."

Ray eğildi, tabuttaki bedenin elinin üzerine bir öpücük bıraktı. "Seni seviyordum." dedi hüzünlü bir sesle ama ardından hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüp gitti. Şimdi Liu geldi tabutun başına, eğilme gereği bile duymadan "Hoşçakal." dedi ve gitti. En son Jane kalmıştı. Yavaş adımlarla tabuta doğru ilerledi. O sırada gökyüzünü de iyice kararmış bulutlar doldurmuştu, gök gürledi.

Jane eğildi. "Bir tanem," Kucağındaki buketi cesedin ellerinin arasına bırakırken eli, ölünün soğuk tenine değmişti ve bu gözlerinin dolmasına sebep olmuştu. "Seni çok seviyordum- Seviyorduk! Ama bu senin iyiliğin için, bir tanem, iyiliğin için. Bizim gibi kana susamış canavarların senin gibi bir meleği sevmesi... Ona aşık olması... Bu senin için çok tehlikeliydi, bir tanem, çok tehlikeli." Ayağa kalktı. "Seni seviyorum."

Ve o da gitti.

Nihayet yalnız kalmıştınız. Ayağa kalktınız ve tabuta doğru ilerlediniz. Eğildiniz ve hareketsizce uzanan bedene baktınız.

"Seni özleyeceğim."

Oradan süzülerek ayrılmadan önce, son bir kez baktınız tabuttaki bedeninize.

*Dinlerinin ne olduğundan emin değilim ve yanlış bilgi vermek de istemediğimden, Amerika gibi bölgelerde kilise ağırlıklı olduğunu düşünerek bu şekilde belirttim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Dinlerinin ne olduğundan emin değilim ve yanlış bilgi vermek de istemediğimden, Amerika gibi bölgelerde kilise ağırlıklı olduğunu düşünerek bu şekilde belirttim.

Bölüm sonu.

2022'nin ilk bölümü olsun istedim, şimdi attım. Umarım beğenmişsinizdir~

Sonlara doğru anlatım tarzı bakımından biraz batırmış olabilirim ama aklımdaki kurguyu tam olarak yazabildim, sanırım?

Oylamaya geçelim~

A) Laughing Jack 

B) Nick Vanill 

C) Offenderman

Haftaya Pazar görüşmek üzere!

𝐂𝐫𝐞𝐞𝐩𝐲𝐩𝐚𝐬𝐭𝐚 𝐗 𝐑𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin