𝐂𝐫𝐞𝐞𝐩𝐲𝐩𝐚𝐬𝐭𝐚 𝐗 𝐑𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫

•*|Offenderman|*•

~Gerçekleri yansıtmamaktadır. Ciddiye almayınız.

~İyi okumalar!👒

*

Güller kırmızıdır,
Menekşeler mor.
En sevdiğim madendir bor.
Eğer beni istiyorsan,
Please open the door.

*

Dudaklarına sürdüğün ruj, vazoda duran güller kadar kırmızıydı. Saçların ipek kadar yumuşak, gözlerin okyanus kadar maviydi.

Üstündeki elbiseye tekrar göz attın. Kıvrılmış kenarlarını düzelttin. Sevgilinin hediyesi olan kolyenin üzerinde gezindirdin parmaklarını. Bunu yaparken dudaklarında bir gülümseme belirdi. Kendince kıkırdadın.

Telefonun titremeye başladı. Üstündeki yazıyı okuyunca sevgilin olduğunu fark ettin ve farkında olmadan gülümsedin. Telefonu açtın. Sevgilinin tatlı sesini duyduğunda yüzündeki gülümseme büyüdü. Sesini incelttin ve onunla konuşmaya başladın.

Bu akşam onunla yemeğe çıkacaktın. Ne bu heyecan peki? İlk buluşmanız değildi. Senin doğum günün ya da sevgililer günü değildi. Tam bir yıldır çıkıyordunuz ve bugün yıl dönümünüzdü! İlişkiniz o kadar mükemmel ilerliyordu ki... Kimyanız tutuyordu. Birbirinizi tamamlıyordunuz. Kavgalarınız şiddetli olmuyor, ikinizde hatalarınızı kabul ediyordunuz.

İşte bugün, o mükemmel ilişkinizin yıl dönümüydü. Bu yüzdendi bu kadar heyecan.

Seni bir saat sonra alacaktı. O zamana kadar dayanamamış ve erkenden üstünü giymiştin.

Saçlarına tekrar baktın. Yüzüne düşen iki perçemi aldın ve kulağının arkasına yerleştirdin. Aynada kendini görünce gözlerin büyüdü. Sanırsın kendine aşık oldun! Ne bu güzellik! Ne bu mükemmellik!

İçeri giren birini görünce gözlerini aynadan ayırıp ona diktin.

Karşında genç bir adam duruyordu. Keskin hatlara sahip bir yüzü, seninki gibi masmavi gözleri vardı. Uzun, ince  vücudu, gözlerini senden ayırmadan sana doğru ilerlemeye başladı. Yanına gelince durdu. Hâlâ gözünün içine bakıyordu. Cebinden bir gül çıkarıp sana uzattı. Bir yandan da romantik sözler fısıldıyor, saçlarını geriye doğru atıyordu. Eli, saçlarından çenene doğru indi ve çenenden tutup kendine çevirdi.

- Eee? Kabul ediyor musun benimle çıkmayı?~

Uzattığı gülü elinin tersiyle geri çevirirken onu kırmamak için sözcükleri dikkatle seçiyor ve oldukça kibar davranmaya çalışıyordun.

- İnceliğiniz için teşekkür ederim ama bunu kabul edemem. Benim zaten bir sevgilim var ve bu akşam onunla yıl dönümümüzü kutlamak maksadıyla yemeğe çıkacağız.

Ama adam kabul etmiyor gibiydi. Israrla gülü uzatıyor ve sana yalvaran bakışlar atıyordu.

Kaşlarını çattın. Bu kadarı da yeterdi artık. Ona sert bir şekilde çıkıştın.

Masmavi gözleri hüzünlü bir şekilde bakmaya başladığında fazla ileri gittiğini düşünüp duraksadın.

Başını eğmiş ve oldukça kibar olmaya çalışarak senden özür dilemişti. Bir an kendini suçlu hissetsende bu uzun sürmemişti. Sevgilinin arabasının kornasının sesini duyduğunda heyecanla aşağı inmiş ve adamı oracıkta bırakmıştın.

Sevgilin arabasına yaslanmıştı. Seni gördüğünde gülümsedi ve kollarını açtı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordun. Kıkırdadın ve gidip ona sarıldın. Kokusunu içine çektin.

Geri çekildiğinizde, sevgilin centilmen bir hareketle kapını açtı ve reverans yaptı. Güldün ve koltuğa oturdun. Hızlıca arabanın etrafından dolandı ve senin yanına oturdu. Sana bakıp tebessüm ettiğinde sende ona karşılık olarak tebessüm etmiştin.

*

Sahile geldiğinizde şaşırmıştın. Lokantaya gitmeyecek miydiniz? Sevgilin bunu anlamış olacakki elini tutup sana gülümsedi ve denizde duran yatı gösterdi.

Şaşkınlıktan gözlerin büyümüştü. Yıl dönümünüzü oldukça lüks bir yatta kutlamak mı? Bu harikaydı!

Arabadan indi ve senin kapını açtı. Sende inip onun koluna girdin. İskeleye doğru ilerlemeye başladığınızda sevgilin duraksadı ve sanki bir şey unutmuşcasına elini alnına vurdu. Ona soran gözlerle baktığında sana tebessüm etti.

- Ah, sadece önemli bir şeyi unutmuşum. Sen burada bekle! Ben hemen geliyorum...

Onu bir süre beklemiştin. Sıkılmaya başlamıştın artık. Tam bu düşünceler içindeyken sevgilinin sesini duydun ve o tarafa döndün.

Elinde bir gül buketiyle sana doğru ilerliyordu. Yüzünde, ilk karşılaşmanızda ondan etkilenmene sebep olan o gülümsemesi vardı.

Gülümseyip ona döndün. Sevgilin sana doğru ilerliyordu ki bir anda duraksadı.

Elinde bir acı hissetmişti.

Ona neden duraksadın dermişcesine baktığında ise bir sana baktı, birde elindeki gül buketine.

Buketin içindeki güller elini sarmaya başlamıştı. Önce tüm kolunu sardılar. O sırada toprağın içinden çıkan başka gül sarmaşıkları ise bacaklarını sarmaya başladılar. En son yüzüne geldiğinde sen çığlıklar atıyor ve sevgilini nasıl kurtaracağını düşünüyordun ama nafile. Gül sarmaşıkları kimsenin yaklaşmasına izin vermiyordu.

En sonunda sarmaşıklar koza misali sevgilini sarmıştı. Sevgilin nefessiz kalmıştı.

Dizlerinin üstüne çöktün. Gözlerinden yaşlar akıyordu.

Ve birisinin yaklaştığını hissettin.

Arkanı döndüğünde karşına, sana sevgilinle buluşmadan önce çıkma teklifi eden adam çıkmıştı. Yüzünde muzip bir gülümseme ile...

Ama sanki önceden gördüğünden biraz daha farklıydı adam.

Sanki yüzü eriyordu, ifadesiz, sadece ağzı kalacak şekilde...

Sanki arkasından başka uzuvları çıkıyordu, bembeyaz...

Gözlerin büyümüştü. Hareket edemiyordun şaşkınlıktan. Karşında sadece ağzı olan, şapkalı ve sırtından beyaz uzuvları çıkan biri vardı.

Bir adam ama adam demeye bin şahit ister. Kişiliğinden değil, insana benzemiyor hani.

Adam, sana doğru ilerledi ve eliyle yanağından tutup yüzünü kendine çevirdi. Gülümsüyordu. Sen ise ona ağzın açık bakıyordun.

Bir tane uzuvu ile sana bir gül uzattı. Sen gülün etkisine girerken, şu sözler döküldü adamın dudaklarından;

- Artık benimle çıkmamak için bir nedenin kalmadı~

_________________________

Bölüm sonu bro.

Eee? Bölüm nasıldı?

Smut yazmadım, her ne kadar Offenderman'in kişiliği gereği böyle olsa bile. *Alkış*

Zaten smut yazmıyorum, bilen bilir.

Bu arada baştaki şiiri yazmasaydım çıldırırdım CXKKCKPZLS

Her neyse~ Oylama zamanı!

A) Red Angel

B) Slenderman

C) Bloody Painter

D) Masky

Çok alakasız ama olsundu :d

Haftaya Pazar görüşmek üzere!