Reputation || Rosékook

1.5

your eyes tell~bts

20 Ocak 2017

"Jungkookshi, seni kırmak, seni üzmek kesinlikle istemem ama lütfen beni sevme-"
"Ashhh! Bu ne Rosieshi, Kdrama mı çekiyoruz burda! Daha gerçekçi ol!"
"Two Cops'taki Hyeri Sunbae'yi izliyorum sandım anlık Rosie!"

Lisa'nın yaptığı benzetmeye kahkaha atan ikiliye göz devirip tuttuğum nefesi sinirle geri verdim. Yaklaşık iki reklam arası boyunca alıştırma yapıp duruyordum. Grupça delicesine hayranı olduğumuz Goong Yoo Sunbae'nin dizisi Goblin reklama girer girmez Lisa televizyonun sesisini kısıyor Jennie Unnie ise 'Hadi Chae baştan alalım.' diyerek tepeme dikiliyordu. Birazdansa cinnet geçirecektim!

"Off, yok ben yapamayacağım! Daha ayna karşısında bile yapamıyorum onun karşısında nasıl diyeceğim bunları?"
"Onu Park Jimin'e onay verirken düşünecektin seni akıllı!"

Dünkü olanları sabah kahvaltıda anlattığımda ufak çaplı şok sürecinden sonra Lisa hemen hava durumuna bakmıştı. Bu akşamın ilerleyen saatleri yağışlı olduğunu öğrenir öğrenmez de konuşmak için alıştırma yapmaya başlamıştım.
"Peki geleceğine nasıl emin olabiliyoruz?"
"Olamıyoruz..."
"Mesaj mı atsan Chae?"
"Hayır! Beklenti oluşturmuş olurum, bu işimi daha da zorlaştırır."
"Doğru."

"Rosé..."
Lisa'nın içinde binlerce anlam yüklenebilecek tondaki sahne ismimi söylemesi ile ona döndüm. Maknaemizin gözleri bir bana bir Jennie Unnie'ye kaydı. Aklında her ne varsa kızacağımız bir şeydi anlaşılan. Geliyordu gelmekte olan. Derin nefesimi verip ona dik dik baktım.
"Hha, hani, sen bu ççocuktan hoşlanıyorsun ya..."
"Lisa, b-"
Jennie Unnie'nin elini kaldırıp aniden dur demesiyle lafımı ağzıma tıkmıştım. Söyleyeceği her ne ise benim aksime onu celbetmişti anlaşılan.
"Eee?"

"Aacaba, diyorum ki ondan peşini bırakmasını istemesen deee... sadece biraz süre istese-?"
"Saçmalık bu-"
"Aslında..."

Ben Lisa'yı ciyaklayarak reddederken Jennie Unnie'nin tereddütlü sesi karşısında şaşkınlığa uğramıştım.
"Aslında arkadaş kalabilirsiniz."
Tam bunun mantıksız olacağını söylemek için hazırlanırken Jennie Unnie devam etti.
"Yani, birbirinizi bu kadar seviyorken kırılmanız ikinize de iyi gelmeyecek. Belki o depresyona girecek, ki senin zaten gireceğine yemin edebilirim!

Neden ona tereddüt ettiğin meseleleri anlatıp çaylak döneminde böyle bir şey istemediğini söylemek yerine direk reddedesin ki..."
İtiraz için gene ayaklanmışken tekrar susturuldum.

"Dinle. Sonrası ona kalır işte. Sana, seni beklerim, çaylak döneminiz bittiğinde ya da sen hazır olduğunda başlarız ilişkimize derse ne âlâ. Ha demezse de onu reddeden kişi sen olmazsın işte. Hem böylelikle suçluluk da duymamış olursun... Depresyon da nanay olur.

Bu şekilde gerçekten seni sevip sevmediğini de anlarsın. Şayet ben birini adına şarkı yazacak kadar seviyorsam aylarca bekleyebilirim. O da bekler mi görürüz işte."

" Hem... şu Yugyeom aptalı yüzünden içine kurt düşüren eskort meselesinde de uçkuruna düşkün olup olmadığını da test etmiş olursun. Bir taşla kaç kuş..."

Bütün akşamım karşımdaki ikilinin yaptığı şeytanî planlarla geçmiş Jisoo Unnie'nin gelmesine tam sevinecekken onun da bu ikilinin fikrine katılmasıyla cinnet geçirip kendimi odama kapatmıştım.

Bütün akşam boyunca, ne konuşacağımı düşünmüştüm. Kızlara hak vermiyor bu durumun daha da tehlikeli olabileceğini düşünüyordum. Eğer bu gece oraya gideceksem bunu 'benden hoşlanmayı bırakmasını' söylemek için gidecektim.
" Sunba- saçma saçma konuşma ya! Sunbae ne?!