Find You Again | Jirosé

15

Ben kahvaltıyı hazırlarken Rosé de masada oturmuş beni izliyordu.

O gün Rosé'ye saldıran kişiyi bir an önce bulmalım.
Ama nasıl bulacağım? Rosé beni bile hatırlamıyor. Onu doktora da götüremem çünkü ölü diye biliniyor. Polislerin de bir faydası yok.

Ben bu derin düşünceler içinde boğulurken, domatesleri kestiğim bıçak kaydı ve parmağımı kesti.

Hızla elimi çektim
"Ah!"

Rosé endişe ile masadan kalkarak yanıma geldi

"İyi misin?"

Bir elimle kanayan parmağımı tutarken Rosé'ye cevap verdim

"İyiyim, sadece yanlışlıkla elimi kestim"

"Kanıyor"
Rosé hemen peçete getirip elimi sardı.

Peçete ile elimi silerken bir anda duraksadı ve gözleri parmağıma kilitlendi

Yüzüne baktım
"İyi misin Rosé?"

Birkaç saniye sonra başını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı
"Efendim?"

"İyi misin Rosé? Bir yerin mi ağrıdı?"

Başını salladı
"İyiyim sadece bir an başıma ağrı girdi."

Elini parmağımdan çekti. Kan durmuştu.

"Ben yara bandı getireyim"

Deyip uzaklaşan Rosé'ye baktım ve arkasından seslendim

"İlaç çantası-"

"Banyodaki dolapta, biliyorum. Dün gördüm."

Gülümsedim. O kadar uzun zamandır ondan uzaktaydım ki şu an her şey bir rüyaymış gibi geliyordu.

Rosé elinde yara bandı ile yanıma geldi ve elime yapıştırdı

"Hadi kahvaltı yapalım" dedim.

Rosé başını salladı ve masaya oturdu.

Kahvaltıyı yaparken Rosé çekingen bir şekilde
"Jimin, ben sanırım az önce bir şeyi hatırladım"

Elimdeki çatalı bırakarak ona baktım

"Rosé sen ciddi misin? Ne hatırladın?"

İçimi bir anda mutluluk kapladı.

"Sen ve ben beyaz bir oradaydık ve ben senin eline yara bandı yapıştırıyordum. Üzerimizde okul üniforması gibi bir şey vardı."

"Bu harika bir haber! Hatırlamaya başlıyorsun!"

Lisedeki bir anımızı hatırlamıştı.

"Eee başka bir şey hatırlıyor musun peki?"

Rosé gülümseyerek başını salladı

"Evet bir de saçlarım kahverengiydi!"