Find You Again | Jirosé

28

Yoongi kanlar içinde yerde yatıyordu.
Silah elimden kayarak düştü.

Yere çöktüm ve önümde duran cansız bedene baktım.

Bu anı daha önce yaşamıştım.

Rosé eli ile ağzını kapatarak şok içinde Yoongi'ye bakıyordu.

Polisler hemen gelip ellerime kelepçe taktılar. Ben ise ağlayarak yerde yatan Yoongi'ye bakıyordum.

Sağlık ekipleri geldi ve Yoongi'nin öldüğünü söyleyerek onu ceset torbasına koydular.

Polisler ifademi almak için karakola götürdüler.

O kadar şok olmuştum ki yarım saat boyunca hiçbir şey konuşamadım.

Evet Yoongi ölmeyi haketmişti.
Ama neden böyle hissediyorum?

Polisler ifademi aldıktan sonra bana bay Shin'in silahına el koyduğum için para cezası vererek serbest bıraktılar.

Taehyung beni bekliyordu.
Koşarak yanıma geldi.

"Jimin iyi misin?"

Başımı hayır anlamında salladım.

"Nasıl öğrendin?"

"Rosé'yi mi?"

"Evet."

"Hastanedeyken beni aradı. Seni aramış ama açmamışsın. Onun numarası ile arandığımı görünce önce bir şoka girdim ve evinize gelerek Rosé'yi oradan çıkarttım. Bana her şeyi anlattı. Hâlâ Yoongi'nin katil olduğuna ve intihar ettiğine inanamıyorum."

Ağlamaktan şişen gözlerim ile ona baktım

"Rosé nerede peki?"

"Gitti."

"Nereye gitti?"
Dedim telaşlanarak

"Ağlayarak gitmesi gerektiğinden bahsetti. Tünele gitmeliyim falan dedi. Arkasından koştum ama yetişemedim."

Hayır, umarım düşündüğüm şey olmaz

Koşarak karakoldan çıktım.

Taehyung arkamdan bağırdı ama onu duyamayacak kadar uzağa koşmuştum.

Acele ile arabaya binerek Rosé'yi bulduğum tünele doğru sürdüm.

Hayır Rosé gidemezsin buna izin veremem.

Arabayı girebileceği yerlere kadar sürdüm ve aşağıya indim.

Eğer yanılmıyorsam birkaç dakika boyunca koşarsam tünele ulaşırdım.

Tüm gücümle koştum. Hava karanlık olduğu için önümü net göremiyordum.

Biraz daha koştum ve işte oradaydı.

Rosé topallayarak tünele giriyordu.