Find You Again | Jirosé

25

Duyduğum şey ile kanım dondu.

Rosé'yi öldüren kişi Yoongi miydi? Benim kardeş bildiğim Yoongi, karımın cenazesinde benim kadar harap olan Yoongi?

Başımı salladım
"Hayır Rosé bu mümkün değil."

Rosé'nin gözleri yaşarmıştı.
"Üzgünüm Jimin ama o kişi Yoongi'ydi. Çok net hatırlıyorum."

Yere çöküp ağlamaya başladım.

"Hayır, olamaz! Benim arkadaşım böyle bir şey yapamaz!"

Rosé eğilip bana sarıldı.
"Çok üzgünüm Jimin."

Vücudum bir yangının ortasında kalmış gibi yanıyordu.

"Yıllardır aradığım kişi gözümün önündeymiş."

Dedim güçlükle.

Rosé de ağlıyordu.

Zor belayla kalkıp kendimi koltuğa bıraktım.

"Eskiden yazdığım günlüğü buldum. Onu okuduktan sonra her şeyi hatırlamaya başladım. Jimin, Yoongi saplantılı psikopatın teki. Ondan uzak durmalıyız."

Başımı ellerimin arasına aldım.
Ben bu pisliğe karımın tekrar döndüğünü bile anlatmıştım.

"Rosé o şerefsiz senin ölmediğini biliyor."

"N-ne demek biliyor?" Dedi Rosé kekeleyerek.

"Ona güvenip seni anlattım. Mutlaka geleceğini söyledi."

Rosé telaşla
"Buradan gidelim Jimin! Bizi bulamayacağı bir yere gidelim."

Sinirle ayağa kalktım
"O şerefsize bunu ödeteceğim!"

Rosé kolumdan tuttu
"Olmaz Jimin gitmemiz gerek!"

Yavaşça kolunu benimkinden ayırdım.

"Sana zarar veren kişiyi bulup öldüreceğime yemin ettim Rosé. Sen burada kal. Ben birazdan döneceğim."

Diyerek kapıya doğru yürüdüm.

Rosé durmam için bana yalvarıyordu.

"Olmaz Jimin! Eğer onu yakalarsan ben tekrar-"

Onu dinlemeyerek kapıyı üzerine kapattım ve kilitledim.

Arkamdan durmam için bağırıyordu ama ben o Yoongi denen pisliği öldürmeden durmayacaktım.

Arabama bindim ve dükkana gittim.
Bay Shin'e ait olan avcı silahını alarak tekrar arabaya bindim.

O pisliği aradım

"Nerdesin?"

"Jimin sen misin?"

"Evet Yoongi, benim."

"Bir şey mi oldu?"

"Evet, acilen konuşmamız lazım. Neredesin sen şu an?"

"Ben oteldeyim. İstersen konum atayım gel."

"Geliyorum."

Diyerek telefonu kapattım.

Bunu ona ödeteceğim...