9.Bölüm

13.7K 839 63
                                    

Yeni kapağımız için sevgili Şeyda'ya sonsuz teşekkür ederim ♥ Ben çok beğendim,siz?
Keyifli okumalar...

#9.Bölüm#

Bazı şeyleri istemese de hatta sevmese de yapmak zorunda olabilir insan.

Şöyle bir düşününce.. Mesela bir kadın.. Ev işi yapmaktan yoruluyor olabilir,yemek yapmayı sevmiyor olabilir ya da başkasının arkasını toplamaktan sıkılıyor olabilir. Sonuçlarını kimse düşünmez. İnsanların zihninde tek bir düşünce beliriverir ; nihayetinde o bir kadın/eş/anne. Ve istese de istemese de tüm bunları yapmak zorunda. Ve tek yolu,bu zorunlulukları kabullenerek alışmak.

Alışıyordu Rengin. Haz almadığı kişilere katlanmayı da öğreniyordu,benimseyemediği düşünceleri duymamazlıktan gelmeyi de başarıyordu.

Bahçesinden bile ihtişam akan bu evde geçirdiği 6.gündü. Her gün bir defa annesinin sesini duyuyor,iyi olduklarından emin oluyordu.

Bunun dışında her şey aynıydı. Yusuf'un huysuzluğu biraz azalsa da hala muhafaza ediyordu kendini. Cihan Bey eve oldukça geç geliyor,sabah saatlerine kadar çalışma odasından çıkmıyordu. Yusuf,babası onunla ilgilenmediği için sinirlense de henüz babasının yüzüne bir şey dememişti.

Rengin Esma Teyze ile samimiyetini ilerletirken,Bahar ile arasında esen soğuk savaş devam ediyordu. Bir şeyden emindi genç kız,Bahar'la yıldızları barışmayacaktı.

Güzel olan bir şey varsa o da Yusuf'a gittikçe bağlanmasıydı. Bu küçük çocuğun zekasına hayran bir şekilde,sevgiye muhtaç haline şefkatle bakıyordu.

Hoş Yusuf'un da aşağı kalır bir yanı yoktu. Rengin'in kurallarını sevmese de alışmıştı kıza. Eğlenceliydi ve bir şeyler öğretiyordu Rengin Yusuf'a.

Bugün de bittikten sonra nihayet annesine ve ablasına kavuşuyordu genç kız. En çok zorlayan şey olmuştu onlardan ayrı kalmak. İlk kez bu kadar uzun süre birbirlerini görmemişlerdi. Rengin'in içinde ki özlem öyle taze,öyle doluydu ki.. Su olup çağlıyordu sanki gönlünün en hassas penceresinden.

Güneş parlak örtüsünü gökyüzünden çekmeye başlarken Cihan gelmişti. Son 4-5 günün aksine oldukça erken bir saatte evdeydi.

O sırada Rengin ve Yusuf boyama yapıyorlardı. Yusuf Rengin'i dinlemiyor,kafasına göre boyuyordu önünde ki resmi.

" Sen bakma! Başını çevir,ben bitince sana söylicem!" Yusuf küçük elleriyle Rengin'in çenesini tutmuş diğer tarafa çevirmişti. Rengin onun bu haline gülerken,görüş açısına giren yüz Cihan Bey'in yüzüydü. Parmağına ceketini geçirmiş,elini de omzuna atmış bekliyordu salonun ortasında. Adamın yüzünde eksik olan şey ufak bir gülümsemeydi. İlk kez onu böyle görüyordu genç kız. Yorgun,umutsuz,bitik..

Rengin onu bir daha böyle incelememesi gerektiğini aklının bir köşesine yazıp toplamıştı kendini. Konu bu adam olunca neden tüm dengeleri değişiyordu genç kızın?

Günlerdir evde saklambaç oynuyor gibiydiler. Neyse ki Cihan Bey eve geç geliyordu da,çok zorlanmıyordu bunu yaparken.

Aklını tırmalayan bir şey vardı yalnızca. Rengin ne zaman başını kaldırsa Cihan Bey'in gözleri kendisinin üzerindeydi. Fakat ne tuhaf ki bundan rahatsız olmuyordu Rengin.

Çünkü diğer adamlar gibi bakmıyordu Cihan Bey. Daha önce defalarca yaşadığı o kötü olaylardan kazandığı nahoş tecrübelere dayanarak söylüyordu bunu.

Üzerini düzelterek ayağa kalkarken Yusuf da bir koşu babasının bacağına yapışmıştı.

" Baba! Seni şok özledim!" Başını babasının bacağına yaslamış,gözlerini kapatmıştı. Öyle mutluydu ki babasının yakınında olunca.

Altın Tozu(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin