14.Bölüm

11.7K 741 33
                                    

Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu-Küçüğüm
Keyifli okumalar...

#14.Bölüm#

"Ne istiyorsanız onun hayalini kurun;
Gitmek istediğiniz yere gidin;
Olmak istediğinizi olun,
Çünkü sadece bir hayatınız var
Ve bütün yapmak istediklerinizi yapmak için
Bir şansınız var."

Elindeki kitabı yerine yerleştirirken yeni şeyler öğrenmenin verdiği hazla gülümsüyordu genç kız. Uzun zamandır okuyup isteyip de okuyamadığı kişisel gelişim kitaplarına başlamıştı. İnsanın belli durumlar karşısında verdiği tepkiler ve psikolojileri hakkında yazılan bu kitabı bitirmişti. Kitabın son sayfasında ise,düzgün bir el yazısıyla hazırlanan ve post-it ile yapıştırılan bu yazıyı görünce sevinci de gülümsemesi de ikiye katlanmıştı. Tam emin olamıyordu ama Cihan Bey'in yazdığını düşünüyordu. Bunu tahmin etmesi bile Rengin'i şaşırtıcı bir biçimde mutlu ederken,doğru olması ne hissettirirdi bilemiyordu. Ve bunu nasıl öğreneceği hakkında bir fikri yoktu.

Az önce kurulduğu koltuğa tekrar oturacakken Yusuf'un bağırtıları,hızlı adımlarla küçük çocuğun yanına gitmesine sebep olmuştu.

" Pamuk yağyo! Rengin bak! Şok güzel değil mi?! Baba,baba koş!"

Rengin ve Cihan aynı anda küçük çocuğun yanına ulaştıklarında,ikisi de gördüğü manzara karşısında tebessüm etmişti. Kışın son zamanlarıydı fakat dışarıda muazzam bir manzara boy gösteriyordu. Her yer beyaz bir örtüye bürünmüş gibiydi. Küçük çocuk "pamuk" benzetmesinde haksız değildi. Kar olağanca büyüklüğüyle dökülüyordu gökyüzünden.

" Evet bebeğim,çok güzel.."

" Dışarı çıkalım o zaman! Lütfen! Oynamak istiyoruum.." Yusuf'un beklentiyle parlayan gözleri,büzülmüş dudakları ve tatlı heyecanı Rengin'i ikna etmeye yetmişti bile. Kendi hazırlandıktan sonra Yusuf'u da lahana gibi sarmıştı. Minik çocuğun yalnızca gözleri gözüküyordu ve Yusuf bu durumdan keyif alıyormuşçasına kendi etrafında dönüp dolaşıp gülüyordu. Rengin beresini başına geçirirken Cihan Bey gelmişti yanlarına. Tüm o iş günlerinde giydiklerinin aksine,oldukça spordu ve yakışıklıydı.

Hönk! Sahip çık gözlerine Rengin,aman!

Yusuf onları beklemeden dışarı atmıştı kendini. Rengin ve Cihan'ın bu bakışma transından çıkma sebebi Yusuf'un açtığı kapıdan sızan soğuk havaydı.

" Yusuf,bekle!" Küçük çocuğun peşinden gittiğinde,tozlu raflara kaldırdığı geçmişin gri örtüsü meydan okurcasına açılmıştı. Rengin nefesinin yettiğince üflemişti geçmişin üzerindeki tozları,aklı el verdiğince.

*
Kırmızı rugan ayakkabıları olurdu her küçük kızın. Beyaz çoraplarla süslediği bacakları üşürdü,ama vazgeçmezdi onları giymekten. Bir yandan bir şey olur diye gözünden sakınsa da,bir yandan her zaman giymek isterdi. Ve pembe etekleri,kırmızı tokaları olurdu. Aynanın karşısına geçip doyasıya bakmak,kendi etrafında dönmek isterdi her küçük kız,Rengin gibi.

Mutluydu Rengin. Uzun zamandır annesinden istediği o bir çift ayakkabı,şuan gözlerinin önündeydi.
" İstersen şu pembe eteğimi de alabilirsin,babam geçen yenisini almıştı bana.. Al hadi sana çok yakışacak.."

Rengin,Eslem'in bu söylemine kayıtsız kalamadı. Pembe eteği eline alıp üzerine tuttu ve aynanın karşısına geçti. Eteğin üzerindeki süslemeler de çok hoşuna gitmişti. Karne gününde bu eteği ve ayakkabıları giyecekti. Bir tek Rengin önlükle gidiyordu karnesini almaya. Sınıf arkadaşlarının süslü elbiselerini,rengarenk eteklerini,su geçirmez ayakkabılarını gördükçe,kendi kıyafetlerini giyemiyordu. Ama annesinin temizliğe başladığı evdeki bu kız ilk günden beri ona bir şeyler veriyor,paylaşıyordu.

Altın Tozu(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin