Bölüm İthafı : Kankeltizar. Sana ne kadar teşekkür etsem az kalacak. Hem hikâye üzerinde,hem bende emeğin çok. Yine de teşekkür ederim milyon kez :)
#1.Bölüm#
Nasıl bir çaresizlikti bu? Nasıl bir umutsuzluk dehlizine düşmüştü genç kız. İçindeki sıkıntının sebebini biliyor,çözümünü bulamıyordu ve nasıl bertaraf edebilirdi,bir fikri yoktu. Neye üzüleceğini şaşırmıştı,nasıl ayakta duracağını bilemiyordu artık. Fakat her şeye rağmen güçlü durmalıydı.Annesinin ilaçlarını almak için o sarı sayfalardan kaldıramıyordu kafasını günlerdir. Şikayetçi değildi bundan ama,istediğini bulamamak üzüyordu onu.
Devamlı bahaneler üretip işe gitmediği için kovulmuştu patronu tarafından. Kimse anlamıyordu onu,tek bahanesi annesiydi. Çünkü işe gitmediği günler yaptığı tek şey annesinin başında durmaktı. Oysa garsonluk tam ona göreydi,maaşıyla kıt kanaat geçinse de.
Kaderine isyan etmeyip,meseleyi neticeye kavuşturmanın daha iyi olduğunu yıllar önce öğrenmişti. Geçirdiği her zorlukta dua ederdi. Başına gelen her dertte,daha kötüsü olmasın diye yalvarırdı Allah'a. Ve inanırdı buna,o da bir gün gerçekten gülecek, mutlu olacaktı.
Oturduğu bankın boş tarafına yerleşen bir kedi çekti dikkatini. Mahzun gözlerle miyavlayıp duruyordu. Soğuktan uyuşmuş ellerini hareket etmekte zorlansa da başardı. Kalemi gazetenin üzerine bıraktıktan sonra sol eliyle okşamaya başladı küçük,gri kediyi. Sırtı beyaz,bacakları gri,tüyleri ise soğuk ve yumuşaktı.
O sırada telefonunun zili yankılandı kimselerin olmadığı parkta.
" Efendim Yasemin?" Sesi ne kadar bezgin çıksa da,içinde bir yerde baş gösteriyordu umut. Ona hep tutunmak istiyordu kız.
" Rengin,nasılsın canım?"
" İyi olmaya çalışıyorum. Sen nasılsın?" Herkesi kandırırdı ama tek dostunu asla. Sırf daha fazla soru sorulmasın diye diline yamadığı 'İyiyim'ler,sadece Yasemin'de özüne dönüyordu. Rengin,iyi olmaya çalışıyordu.
" Uykusuzluktan beynim patlayacak gibi hissediyorum. Her zaman ki gibi yani. Yarın öğleden sonra dersim yok,sende boşsan bize gelsene."
" Ne demeye tıp okuyorsun kızım? Sen böyle sabahlayınca bende üzülüyorum. Neyse,yok bir işim,gelirim tabi."
Konuşmaları bitince kapanmıştı telefon. En ayrıntı konularda bile kıvrak zekâsıyla ona yol gösteriyordu Yasemin. 'Dost' diyebildiği tek kişiydi.
Havanın karardığını anlaması biraz uzun sürmüştü. Soğuk,burnunu uyuşturacak kadar hakimdi o gün. Kış aylarının en soğuk günlerinden biri yaşanıyordu belki de. Eksik olan tek şey kardı. O beyaz tanecikler örtse tüm meydanı,soğuk biraz kırılırdı.
Gazeteyi ve kalemi montunun geniş cebine sıkıştırıp minibüs durağına doğru yürüdü. Bir iki kişinin olduğu durağa gelince beresini çekiştirip kulaklarını kapattı sıkıca. Otobüsün gelmesi uzun sürmemişti neyse ki. Boş bir koltuk bulduğunda yerleşti ve başını yasladı minibüsün sallanan camına. Ellerini,ısınmış cebinden çıkarmasına sebep olan şey bir kez daha telefonunun melodisinin duyulmasıydı. Ekranda yazan isimle,yaklaşık bir iki ay önce yaşananlar geldi aklına.
#
Uzun süredir esir olduğu su,buruş buruş yapmıştı parmaklarını. Neyse ki suyun sıcaklığını ayarlayabiliyordu,yoksa evde ki gibi donarak yıkayacaktı bulaşıkları. Tezgahın sağ tarafında ki kirli bardakları iyice köpürtüp lavabonun içine bırakıyordu ilk olarak. Hepsi biriktikten sonra ise önce güzelce duruluyor,ardından küçük bir havlu yardımıyla kuruluyordu.
Tam işini bitirmiş, odanın köşesinde ki sandalyeye oturacakken elinde tepsi ile içeri girdi Uğur. Mekânda ki kalabalık nedeniyle hiç duraksamadan döndü içeriye. Rengin kuruladığı bardakları rafa dizdiğinde,sıra Uğur'un peş peşe getirdiği tepsilerdeydi.
Son işini yaparken bir yandan da önceki gün yaşananları düşünüyordu. Evlerine,oturmaya diye gelen komşuların geliş sebebi,yalnızca dedikoduydu. Yalandan ibaret bir kaç laf. İnsanlar,ellerinde hiçbir kanıt bulunmasa bile kulaktan dolma bilgilerle,başkalarının hakkında konuşmayı o kadar seviyordu ki.
![](https://img.wattpad.com/cover/28457740-288-k684388.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Tozu(Tamamlandı)
General FictionSen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür; Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin. -Özdemir Asaf-