1

1.3K 103 62
                                    


Ilık bahar zamanı, güneş kendini sonunda bulutların arasından göstermişti.

Pencerelerden giren ılık hava bütün sınıfı doldurmuştu. Sabahın erken saatleri daha kimse yokken içeri giren yeşilli baygın gözlerle sınıfa baktı.

Klasik, ilk o gelmişti sınıfa. Servisi onu erken alıyordu bu yüzden hep ilk o geliyordu. "Oh." Sesli nefes verdi boş sıralara doğru.

Sırasına oturdu, kafasına sıraya koydu, gözleri kapandı.

                                *  *  *

Dersin ortalarına doğru uyanmıştı. İlk dersin sosyal etkinlik olması büyük avantajdı. Kafasını sıradan kaldırdı ellerini açıp arkaya doğru gerindi.

Sınıfa bir göz gezdirdi. Sınıftaki gruplar beraber takılıyordu. Kendi aralarında şakalaşıyorlar, bazıları da kart oyunu oynuyordu. Klasik erkek lisesi itemi.

Onları biraz daha izledikten sonra sırasından kalktı ve kaloriferin yanına yürüdü. Kalorifere dayanıp dışarıyı izlemeye başladı.

Okulu, beş katlı normal erkek lisesiydi. Bulunduğu yer şehir merkezine uzaktı. İsteyenler yurtta kalıyordu. Bu okuldaki 4. Senesindeydi. Mezun olmasına aylar kalmış, şu son senelerini değerlendirme peşindeydi lakin, hiçbir şey yapmamıştı.

Okulda yapacak bir şey bulmuyordu. Spor etkinlikleri onun ilgisini çekmiyordu. Hiç çekmemişti. Belkide geçen 4 yılına yanıyordu.

Yeşilli dirseklerini pencereye dayamış, yüzüne çarpan soğuk hava eşliğinde bahçeyi izliyordu. Aşağıda ikinci sınıflar beden eğitimi dersi işliyorlardı.

Gözlerini kısıp daha dikkatli aşağıya baktı İzuku. Sık sık boş zamanlarında alt sınıfları izliyordu. Onları izlemek, bu okula ilk geldiği zamanları hatırlatıyordu.

Pencereye doğru uzunca üfledi. Gözleri aşağıda, kendisine bakan yakutları takip ediyordu. Tekrardan, hep olduğu gibi onu izliyordu. Pencereden aşağı biraz eğildi. Daha netti artık aşağısı. Evet düşündüğü gibi, yakutlar ona bakıyordu.

O da onu izlemeye başladı. Kırmızı irisleri, yeşil irislerini itinayla takip ediyordu.

Kendisini izleyen çocuğa gülümsedi İzuku. Hem de dişlerini göstererek. Baygın bakışlar, soluk gözler kırmızıları gözetliyordu.

"Yine mi sen, ah."

Bu bakışma birkaç dakika sürerken İzuku artık sıkılmıştı. Pencereden çekildi ve orayı terk etti.

                                 * * *

"Şu çocuk,"

Öğle tenefüsü gelmişti. İzuku arkadaşı Iida ile yemekhaneye inmiş ve yemek yiyorlardı.

Yeşilli ağzındaki yemeği çiğnemeyi bitirip cümlesine devam etti. "Şu çocuk son zamanlarda sanki daha da yakınımda. Huh, çok belli ediyor." Tekrardan kaşığı ağzına götürdü. Iida'dan bir tepki bekledi.

-Midoriya, çok fazla abarttığını düşünüyorum. Sadece alt sınıflardan biri, salla gitsin.

İzuku aşağılayıcı bir bakış attı Iida'ya doğru. "HA, aslında. Benden uzak durmasını istiyorum. Sorun o değil IİDAA!!! Geçen seneden beri böyle davranması mı gerekiyordu? Normalce gelip konuşsa, arkadaş olabilirdik. Ama o"

Yeşilli yine gaza gelmişti. Alaylı bir biçimde konuşuyordu. Aslına bakarsak, şu alt sınıftaki çocuk hakkında konuşmak onun hoşuna gidiyordu. Yani, dalga geçmek güzel oluyordu.

"Ama o, bir sapık gibi davranıyor dostum!"

Son lokmasını da ağzına atıp masadan kalktı. "İşemeye gidiyorum."

Trip attığında yaptığı yüz ifadesini takınıp yemekhaneden çıktı.

Söylene söylene koridorda adımlıyordu.

"Anlamıyorum. Geçeceğini sanmıştım amına. Hani, neden hâlâ bitmedi??"

"Sorun mu bende. Yoo, bende olduğunu sanmıyorum."

Lavaboya girmek için kapıyı açtı. Ha,a, bu,

"Ha?"

İçerde sarışın ellerini yıkıyordu.  İzuku bi anlık gelen  sırıtmasına engel olamadı. Hem de ciddili baya baya güldü. Sessiz olmaya çalışmıştı ama başaramadı. Hiçbir zaman başaramamıştı zaten.

"Mhmhmhmm sen de burdaydın."

Sarışın istifini bozmamıştı. İzuku da ortama uymak için normal davrandı. Sarışının yanından geçti ve pisuara  yöneldi.

Aslında, okulda hem kapalı hem açık tuvalet vardı. Ama İzuku keyfinin esiri olarak açık tuvalete girdi.

Kafası sarışına dönük bir vaziyette fermuarı açtı ve işemeye başladı. Tuvalet İzuku'nun çıkardığı ses haricinde sessizdi.

"UuUuuuu. Alt sınıflardansın, değil miii?"

Sesini incelterek konuştu. Bunu bilerek yapıyordu. Çok fazla haz alıyordu aslında uğraşmaktan. Yaptığı şeyin şerefsizlik olduğu aşikardı. Ama durduramuyordu.

Sarışın tüm bu durumda sessizliğini korumuş, konuşmamakta ısrarcıydı. Sessizce "Evet." Dedi.

Yeşilli hâlâ ona bakıyordu, tek kaşını kaldırdı. "Hm?" Gözleri sarışını esir aldı. Gitmesini mi bekliyordu, yoksa biraz daha kalmasını sağlamalıydı. Bugün keyfi epey yerindeydi.

-Neden bana bakıyorsunuz?

Katsuki kafasını hiç çevirmeden yine konuştu. Stabil kalan ses tonun tezat, aslında kalbi gümlüyordu. Normal kalmalıydı.

İzuku fermuarı çekip tuvaletten çıktı. Ellerini yukarı kaldırmış, sanki yakalanmış bir suçlu edasıyka lavaboya yaklaştı. Hemen sarışının yanındaki musluğu açtı.

-Yakalandım mı? Ahhh üzgünümm!!

İzuku, sarışına gereksiz yakın durmuştu. Yeşil irisler bir çocuğun yüzüne, bir ellerine kayıyordu. Bilerek biraz daha yaklaşmıştı. Yakınlaşması sonucunda sarışının nasıl tepkiler vereceğini merak ediyordu. Ama sarışın, hiçbir şekilde kıpırdamıyordu.

"Ne kadar uzun bir süredir ellerini yıkıyorsun? Ama bak, bu kadar"

İzuku cümlesini yarıda bırakıp birkaç saniye nefes aldıktan sonra sarışının bir elini avcuna aldı, yavaşça okşadı.

"Bu kadar çok suya temas ettirirsen ellerin tahriş olur. Üzülürsün, yazık olur ellerine."

Sesi son kelimelere doğru iyice kısıklaşmış, kulağına doğru fısıldamıştı. 

Katsuki, içinde olduğu tuzağın farkına biraz geç varmıştı. Kalbi hızlanmış, utanmıştı.

-Neden böyle yapıyorsunuz?

Sesi kısık çıkmıştı. Bu sırada elini çekmişti Katsuki. Kafasını hemen yanında kendisine bakan yeşilliye çevirdi. Kafasını kaldırmak zorunda kalmıştı, çünkü yeşilli uzundu.

Mahçup bir suratla İzuku'ya bakıyordu. Kaşları hafif çatılmış, dudakları büzülmüştü.

Ama Katsuki'ye tezat, İzuku yine sırıtıyordu. Alaylı bir ifadeyle çocuğa üstten bakıyordu. "Tuvalette bu kadar uzun süre kalmak çok yanlış anlaşılabilir, değil mi? Hem de iki erkeğin."

Ani bir hareketle kendini geri çekmiş, son kez yüzüne gülümsemiş ve tuvaletten çıkmıştı İzuku. Bi anda tek başına kalmıştı Katsuki.

                               * * *

Son derse girmişler, hatta son dersin de son dakikalarına gelmişlerdi. İzuku şu son tuvalet olayından beridir gülümsüyordu. Hem de bildiğin, ciddili.

Oynamak hoşuna gitmişti. Özellikle de sarışını o ifadeyle gördükten sonra, bayağı bir şerefsizlik yapma hissi yüklenmişti.

                                

Bölüm sonu

Fleur De printemps | DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin