gaza geliyorsun ve duvara çarpmak zorundasın
Belim gergin ve benliğim keskin bir bıçak.
Saçlarını elleri arasına almış ve tamamen tutuyor. Beli kırık ve arkası kalkıktı. Sırt çizgisini görebiliyordu. Dümdüz geliyor ve boynunda bitiyor. İlk başlarda yalnız dudaklarıyla öptürdüğü aleti boğazına kadar değdiriyordu. Hayır, öptürmek isyemiyordu, aklında bile yoktu! Bu çocuk dediğinin aksine ne kadar da heyecanlıydı! Ağzından bir kere büyük bir laf çıkmıştı ve büyük bir şeyi de almak zorundaydı artık. Hiç havası kalmazdı yoksa.
Vücudu kıvama gelsin diye çok kez okşanmasına rağmen dudağının içinden geçmeyen aleti, İzuku'yu bir bakıma zora sokuyordu. Katsuki bakmakla kalıyordu ve bir şey bildiği de yoktu muhtemelen. Katlanılamayacak dereceye geldiğinde, İzuku onun saçlarını sıkarak kafasını kaldırmıştı.
"Madem yapmayı bilmiyordun, ne diye beni gazlıyorsun?" Kaşları onu beklerken ki gibi çatık. Katsuki ne diyeceğini bilememişti ve ağzından söz de çıkartamıyordu. Yüzüne bakmakta zorluk çekti. Gözleri gidemiyordu. Aşağıda kalan yakutları hâlâ penisine bakarken nasıl ona odaklanabilirdi! İsteyerek bakmıyordu tabii. Bakacak başka yeri yoktu ki.
Kafasındaki elin gücü artarken tamamen oturur pozisyona geldi. Ne güç ama. İzuku gerildiği başlıktan öne doğru geldi. Bir cevap beklediği barizdi. Çıplak altını umursamıyor gibiydi. "İlk kez yapıyorum zaten..! Bunu bilmiyor musun?" Katsuki'nin sesi hafif sinirle yükseldi. Ona kızgın mıydı? İzuku sırıttı. Katsuki'nin üstüne kapandı. Yatağa yakın durdu. Katsuki küçülen gövdesiyle nasıl da çaresiz duruyordu gözünde. Yapmak istediği şeyi yapamayan birisi ve onu zorlayan kendisi.
"Bak şimdi bebeğim., eğer ağzından bir laf çıkartırsan, er ya da geç yapmak zorunda kalırsın." Dudaklarını dudaklarına kapattı. Sessizce öptü. "Şimdi, sana elimle muamele yapacağım ve sen de; aynısını ağzınla yapacaksın. Anladın mı?" Alnı alnındayken konuştu. Katsuki'yle böylesine oynamak var ya, onun için hiçbir zevk buna eşdeğer değildi. Gözleri sulanıyordu. Nedendi ki? Gözbebekleri kaynayan bir alev gibiydi. "İzuku, lütfen., canımı yakma." Titrek ve ıslak dudaklar, izuku ismini daha önce böyle duymuş muydu? Hiç adıyla seslenmiş miydi ona? Gözlerinin akisi atıyordu bildiğin. Delirecek gibi oldu.
Bir hışımla sırıttı, hakimiyet âdeta kollarındaydı. Alnına bebek öpücüğü kondurdu. Katsuki'nin nasıl canını yakabilirdi ki. Bunu yapmaya yüreği değil, elleri izin vermezdi. Onu belinden tuttu ve kaldırdı. Katsuki kollarını boynuna sardı. Belini başlığa yasladı. Ellerini altında bıraktı. Katsuki'nin gözünün üstünde olduğundan emin oldu. Hafif hareketle altındaki şorta dokundu. Aşağı doğru çekti, bacaklarını kıvırıp kenara bıraktı. Öncelikle; uzun süreli bakmalarla bacaklarını süzdü. İki tane düzgün oluşum, temiz ten. Ellerini baştan sona doğru götürdü ve getirdi.
"Vaay, ne düzgün bunlar. Kendine eğer bir alıcı gözüyle bakarsan canım Katsuki, hiç de fena değilsin." Katsuki ona çatık kaşlarla bakıyordu. Güldü. Elleriyle bacaklarını gerdi, yavaşça bastırdı. Bedenine yaklaştırdı. Açık bacakları dizlerine koydu. Boxerın bittiği yerden ellerini soktu ve sıyırdı. Açılan altına kirpik altından bakmaktaydı. Kaşları kalkıktı. Katsuki başını diğer tarafa çevirdi. Kendisinden başka kimsenin görmediği bu tarafını ilk görenin İzuku olması ne fenaydı ama. Utanç esiriydi kendisi.
İzuku işaret parmağıyla aletinin ucuna dokundu. Kaygandı. Gözleri bunda dalmış, şu an yapmakta olduğu şey şaka gibi geliyordu. Dudakları aralıktı. Baş ve orta parmağıyla bir yuvarlak oluşturdu. Penisi ortasına aldı ve ucundan sonuna kadar geçirdi. Katsuki'nin nefes hızı, sesi ve ifadesi şeker gibi eriyordu. İzuku'nun parmaklarıyla oluşturduğu bu delikte gezdirdiği kendi şeyi ihanet ediyordu kendisine.
Bu his yeniydi, deliydi ve kurşun gibi sıcaktı. Şu ana dek kendisine dokunduğu tüm zamanlar yalan gibi geldi. Zevkten dolan gözleri, akan yaşlar kulaklarına kadar ulaşıyordu, gıdıklanıyordu.
İzuku, diğer elini ağzına aldı; bir salya topu oluşana dek yaladı. Kendi aleti Katsuki'ye dokunduğu an boşalacak gibi oluyordu. Onun sesine akıtmak istedi. Salyalı parmağını pembe ucuna sürdü. Tüm elini kullanarak çektiği alet, eliyle tamamen kapanıyordu. Yaladığı elini kendine kapattı. "Bak şimdi Katsuki, bakıyorsun değil mi?" Katsuki sarsılan baiını kaldıramadı. Eriyordu âdeta! Sesi gittikçe çoğalırken nasıl cevap verebilirdi.. hem de bu haldeyken.
Hareketi hızlandırdı. Öylesine güzeldi ki bu. Elinin içinin ıslak yumuşaklığı; tamamen kaplaması ve okşadığı yerleri. Katsuki dışarı koca bir ses bıraktı. Yaşlar durmadan akıyordu. "İzuku., tamam.. yeter.." nefesle konuşuyor. Dudağını ısırdı. Titrek elleriyle harekerini durdurmak istiyordu. Kaşları zevkten kırıktı. Ağzına bile almamışken, eliyle yaptığı bir şey nasıl böyle bir zevk verebiliyordu?
İzuku bedenini Katsuki'ye kapattı. Nefes nefese beraber soluyorlardı. Açık boynuna kafasını soktu ve somurur gibi öptü. Katsuki aceleyle ellerini omuzlarına koydu. İttirir gibi yaptı. "Çekil..!" Anlık İzuku'nun eli sıcak, yapış yapış meniyle doldu. Avucunun içi ve hatta bileğine dek aktı. Katsuki ona doğru derin bir nefes verdi. Ellerini koyduğu omuzu sıkı sıkıya tuttu.
İzuku sırtını kaldırarak sağ elinin tümünü kaplayan sıvıya baktı. Yüzünde bir zafer kazanmışlık ifadesi vardı. Zümrütleri direkt Katsuki'ye kaydı. "Bak..," elini ona doğru açtı. Beş parmağından sızıyordu. İzuku elini kendisine çevirdi yüzüne götürdü. Dudağına santim kala durdurdu. Katsuki'nin suratındaki ifadeyi görmeliydiniz.. "DELİRDİN Mİ.!" der gibiydi. Yapacağı şey barizdi. Delirmiş olmalıydı. İzuku dudaklarını eline kapattı. Hiçbir şey değilmiş gibi kendi şeyiyle kaplı olan elini yaladı ve dudağının tamamına kapladı. Elini çektiğindeyse suratı sırıtıyordu.
Katsuki'nin yüzüne eğildi. Akışkan ağzı daha da kötü bir şey yapmaya gidiyordu., bu şerbet misali kaplı dudağını sarşınınkine yapıştırdı. Buna bir öpücük diyemezdi. Kendisine hizmet ediyordu daha çok. Eziyetten başka bir şey değildi aslında.
Kafasını kaldırdığı vakit, doyduğunu hissetti. Gecenin kazananıydı. Her türlü o kazanacaktı zaten de, daha hızlı oldu. Katsuki'nin suratına; dağınık ve ucu terli saçlarına, kuruyan yaşlara, kapanmakta olan sırça kirpiklerine doyasıya baktı. Güzeldi bildiğin. Ona önündeki boş saatler boyunca, o uyuduğu halde, temizlenene kadar bakmaya devam etti o gece.
Haddddi görüşürüz. Bir tane daha özel bölüm atarım belki. Sonra son. Zaten smut da yazmayı oldum olası sevmedim. Pek becerdiğim de yok. Aynı kelimeleri tekrarlamaktan O KADAR sıkılıyom ki.
İyi gecelr. :>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fleur De printemps | Dekubaku
Fanfiction"Alt sınıflarda bir çocuk var, benden hoşlanıyor." -özgünlüksüz -manga/anime bağımsız