7

441 76 12
                                    

İkidir bölümlere şarkı bırakıyorum

Şarkı: (She's) just a phase

Bu ılık bahar meltemi, akşama doğru iyice açığa çıkıyor. Aynı zamanda sokak hayvanlarının da mesaisi başlıyor.

Kimsenin uğramadığı sokaklara sapıyor ayakları. Gideceği yere en uzak varış noktasını seçiyor. Artık bütün bir düzen o ara sokaklar üzerine kurulu. Tam bir serserinin yapacağı gibi. Bundan kendisi de hoşnut gözüküyor.

Elinde uzun zamandır kullanmadığı, sadece kafasına bir şey oturduğunda muhtaç olduğu neredeyse iki aylık sigara. Bütün dumanı havaya bırakıyor çünkü bırakacak başka yeri yok. Gözleri karanlık gökyüzüne kayıyor. Tek bir yıldız yok, ay karanlık.

Bu gecenin hiçbir özelliği yok, gün içinde bilincinin kapalı olduğu birine söz vermiş kendi kendine. Karşısındakinin haberi yok, başındaki yangından henüz haberi yok.

Usulca içine çektiği havayı, aklındaki kişiye bıraktığını hayal ediyor. Bu beyaz tene dokunan kirli duman, bütün temizliği kirletecek derecede değil, yalnızca dokunuyor. Zaten o tene işlemez diye düşünüyor bir anlığına. Sonra, ağzı kendiliğinden yana ayrılıyor, gülmemek elde değil ki.

Aklını esir almak üzere olan bu düşünceler, uzun süredir kendisini takip ediyor zaten. Bırak, izin ver girsinler, girebilirler demek geliyor içinden fakat bu olmuyor. Tekrardan önüne bakıyor. Yürüdüğü yol, kenarlarında temiz insanların takılmadığı dükkanlar ve düşüncelerle dolu. Kimse iyi şey geçirmiyor aklından, aynı kendisi gibi.

Direkt olarak gidebileceği bir yol varken, bu yolu seçmesi işten değil, akla hiç uymuyor ama naparsın, adımları geri gitmiyor. Sonrasında, uzun süredir yürüdüğü yolun ilerisine bakıyor. Gözleri ay karanlıkta bir an da parlıyor, söndürülemez bir yangının ışığı.

İlerideki eve kilitliyor bakışlarını. Bundan sonrası onun için tek yol, geri dönüşü çoktan geride bırakmış. Birazdan irisler üst kata kayıyor. Üst kattaki ışığı yanan tek odada kalıyor gözler. Tekrardan gülümsüyor.

Hızlı adımlar birbirini tekrar edigiyor ve sonunda evin önüne geliyor. Zile basmaya yakın soluk alıyor ki karşısına çıkacak kişiye normal gözüksün.

Üstünü düzeltiyo ve sigarayı bir kenara fırlatıyor. Uzun parmaklar zile kadar gidiyor ve usulca dokunuyor.

Bütün o anlamsız duygular ellerine vuruyor, titremeden duramıyor. Ve kapı, biraz sonra açılıyor.

Sarı saçlı bir kadın -oldukça güzel gözüküyor çocuğun gözüne- kapıda beliriveriyor.

Kadın iki saniye çocuğa bakıyor, zümrütleri bu karanlıkta aldığınca parlayan surata takılıyor. Yavaşça gülümsüyor çocuğa.

"Ne için gelmiştiniz bayım?" Diye soruyor. Bir cevap beklediği belli. Ama o cevap uzun süre gelmiyor. Çocuk şok olmuş gibi. Kadına uzun süre bakıyor. Kadın tekrar soruyor. Ancak ikinci soruşta kendisine ulaşan ses, zümrütleri harekete geçiriyor.

"Katsuki... Katsuki evde mi?"

Uzun zaman sonra bu kadar normal çıkan sese çocuk da şaşırıyor. Eli istemsizce ensesine gidiyor ve saçlarını parmaklar arasına alıyor. Kadın tekrardan gülümsüyor.

-Çağırayım.

Ve kadın kapıdan kayboluyor. Tekrardan tek kaldığında elini hemen ensesinden çekiyor ve parmaklar yüzünde buluşuyor. Yüzü hiç bu denli yanmamıştı ki.

Buraya kadar gelmesi bile mucize iken, birde ayağına çağırmak mı? Hah, bu yaptıkları ilk onun için.

Birazdan ayak sesleri yaklaşıyor kapıya ve kapı ardına kadar açılıyor. Kocaman gözler kendisine bakıyor İzuku'nun. Ne diye geldin? Diyor gözler. Cevabını alacaksın diyor içinden.

Fleur De printemps | DekubakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin